Kordon kanı kişiye özel saklanmasın

ZİYNETİ KOCABIYIK

Kordon kanının kan kanserlerinin yanında doğuştan gelen bağışıklık sistemi ve metabolizma hastalıkları ve genetik kan hastalıklarının tedavisinde çok değerli bir kaynak olduğunu belirten uzmanlar, oluşturulacak ulusal kordon kanı bankası ile TÜRKÖK kemik iliği bankasının yakaladığı başarının katlanabileceğini söylüyorlar. Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen 11. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi’nde doğumdan sonra atılan kordon kanlarının saklanması gerektiğini söyleyen Pediatrik Hematolog Prof. Dr. Mehmet Akif Yeşilipek “Kordon kanı hazır bir kaynak olduğu için acil ihtiyaçları karşılamada çok değerlidir. Ayrıca kordon kanından nakillerde komplikasyon daha azdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken kök hücrenin, bebeğin kendisi için değil de genel kullanım için saklanmasıdır. Bunun için genel kullanıma açık kordon kanı bankaları oluşturulmalıdır” dedi.

GENETİK HASTALIKLARDA İŞE YARAMIYOR
Geçmişte bir dönem, isteyen ailelerin çocuğun kendisine lazım olabileceği düşüncesi ile çocuklarının kordon kanını saklattırdığı, bunun azalarak da olsa devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Yeşilipek “Kordon kanı atılmayıp saklanmalıdır ama özel kordon kanı bankacılığı uygulama açısından dünya genelinde bilimsel ve ekonomik bulunmadığı için kabul görmüyor. Sebebi, kemik iliği nakline ihtiyaç duyan çocukların büyük bir kısmının kalıtsal genetik hastalıklara sahip olması. Bu hastaların büyük bir kısmında zaten kordon kanında da bu hastalık söz konusu. Bugünkü bilgilerimize göre bu tip hastalarda kendi kordon kanının kullanımı söz konusu değil” dedi.

Tek banka Ankara Üniversitesinde
Dünyada 35 milyona yakın gönüllü kök hücre vericisinin bulunduğunu ve bunların 770 bininin başkalarının kullanımına yönelik toplanmış kordon kanı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yeşilipek “Türkiye’de ise sadece Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde genel kullanıma açık kordon kanı bankamız var. Burada 1.500’ün üzerinde kullanıma hazır kordon kanı toplanmış durumda. Bu sayının artması hastalarımıza kök hücre bulma konusunda çok büyük bir avantaj olacaktır” dedi.