Gıda alerji testleri suistimal ediliyor

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Gıda alerji testleri suistimal ediliyor

Sağlık Haberleri

Mide ve bağırsak şikâyetlerine çözüm bulmak, zayıflamak ya da daha sağlıklı olmak için piyasada yapılan gıda alerji testlerinin büyük ölçüde spekülasyon olduğuna dikkat çeken uzmanlar, vatandaşları doktor tavsiyesi dışında test yaptırmamaları konusunda uyarıyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ

Son yıllarda piyasada gıdaların vücut üzerindeki etkilerini ortaya çıkardığını iddia eden çok sayıda test dolaşıyor. Gıda intolerans testi, alerji testi, glüten testi bunlardan sadece birkaçı. Gıda intolerans ve alerji testlerinin önemli oranda suistimal edildiğini söyleyen Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Dilek Oğuz, vatandaşı hekimin tavsiye ettiği testler dışında test yaptırmamaları konusunda uyardı. “39. Ulusal Gastroenteroloji Haftası ve 10. Gastroenteroloji Cerrahisi Kongresi”nde görüşlerine başvurduğumuz Prof. Dr. Oğuz bu konuda yapılan yanlışları aktardı.

PARA TUZAĞI

Bilimsel araştırma sonuçlarıyla desteklenen doğru testler olduğunu ancak bunların dışında piyasada kullanılan birçok testle insanların istismar edildiğini anlatan Prof. Dr. Oğuz “Aslında gıda alerjisi diye bir kavram yok. Bildiğimiz en net gıda alerjisi, fındık, fıstık gibi kuru yemişlerin oluşturduğu alerjiler, arı sokmasına karşı alerji, glüten ve laktoz alerjisidir. Bunların dışında, ‘şuna alerjin var’, ‘buna intoleransın var’ diye yapılan testlerin her biri spekülasyondur ve para tuzağıdır. Bunların hiçbirisini yapmayız zaten” dedi.

HUZURSUZ VÜCUT SENDROMU

Mide ve bağırsak sisteminin en sık görülen fonksiyonel hastalığının irritable bağırsak sendromu da denilen huzursuz bağırsak sendromu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Oğuz “Bu hastalarda mide de, ince bağırsak da, kalın bağırsak da huzursuz olabilir. En çok bu hastalar piyasadaki testlere yöneliyor. Plasebo etkisi ile yüzde 30 oranında faydalanan kişilerde var. Ancak bu iyilik hâli geçici oluyor. Bu kişiler çok 6 ay sonra eski hâline dönüyor. Biz huzursuz bağırsak sendromu olan hastalarda besinlerin etkilerini ortaya koymak için bireysel olarak ‘eliminasyon diyeti’ yaparız. Yediklerini günlük tutmalarını isteriz. Yediklerine göre hangi besinlerin onu rahatsız ettiğini ve hastalığa sebep olduğunu buluruz. Bu besinleri diyetten çıkardığımızda şikâyetler de düzelir. Bu belki biraz uzun süren ancak en kesin yöntemdir. Bilimsel olan da budur” diye anlattı.

Gıda alerji testleri suistimal ediliyorAslı Örmeci - Ziyneti Kocabıyık - Dilek Oğuz

IBS HASTALARI DOKTOR DOKTOR DOLAŞIYOR

Toplumda her üç kişiden birinin huzursuz bağırsak sendromu hastası olduğunu söyleyen 39. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi Sekreteri Doç. Dr. Aslı Çiftçibaşı Örmeci “En önemli belirtisi karın ağrısı ve değişen bağırsak hareketleridir. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülen huzursuz bağırsak sendromuna kimi zaman fibromiyalji, gaz-şişkinlik, reflü, kalp kaynaklı olmayan göğüs ağrısı, anksiyete ve depresyon da eşlik edebilir. Ağrının yeri ve şekli değişken olabilir. Bazı hastalarda kabızlık, bazılarında da ishal baskındır” dedi.

Huzursuz bağırsak sendromunun tamamen iyileşen bir hastalık olmadığına işaret eden Doç. Dr. Örmeci “Önemli olan hastanın doktoruyla sürekli iletişim içinde kalması ve ona güvenmesidir. Ağır şikâyetleri olmasına rağmen görüntülemelerde bir şey çıkmayan bu kişiler doktor doktor dolaşırlar. Ellerinde onlarca endoskopi ve kolonoskopi vardır. Oysa bu tanı konduktan sonra yapılacak en önemli şey, hayat tarzını ve beslenmesini doktorunun tavsiyeleri üzerine kurmasıdır. Tam anlamda şifa sağlayan bir tedavisi olmadığı için tedavi genellikle şikâyetlere yöneliktir. Spazm giderici ilaçlardan, antidepresanlardan ve bazen de antibiyotiklerden faydalanılır” açıklamasını yaptı.

Doç. Dr. Örmeci, hastada yaşanan karın ağrısının İBS ile kanser arasındaki en ayırt edici özelliğinin gece uykusunu bölecek düzeyde olup olmaması olduğunu belirterek, İBS’de karın ağrısının uykudan uyandırmadığını, ağrının sadece gün içerisinde yaşandığını söyledi.

MİDE KORUYUCULARINI YANLIŞ KULLANIYORUZ

Reflünün tedavisinde kullanılan mide asidi baskılayıcı ilaçların, çoğu vatandaş tarafından yanlış kullanıldığına söyleyen Prof. Dr. Dilek Oğuz “Mide koruyucu diye bir şey yok. Bu ilaçlar mide asidini azaltan ilaçlardır. Siz o ilacı aldığınız zaman, o ilaç midenin asit salgılamasını engeller. Böylece asidin yukarı kaçıp oluşturduğu zarar ortadan kaldırılmış olur. Halkımızda ‘Sen çok ilaç kullanıyorsun, mide koruyucu al’ gibi bir yanlış uygulama var. Biz reflü ve ülser döneminde mide baskılayıcı ilaç kullanıyoruz. Bunun dışında, mideye zarar vereceğini bildiğimiz ilaçlar kullanılacağı zaman mide asidini dönem dönem baskılamamız gerekiyor. Bu gibi zamanlarda mide asidi baskılayıcı ilaç kullandırıyoruz. Her ilaç kullanana vermememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Düzenleyen:  - Sağlık
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...