Yenidoğan davasında savcı Yavuz Engin ile Mustafa Kemal Zengin ilk defa yüz yüze geldi! Mahkemede gergin anlar
Yenidoğan çetesi soruşturması devam ettiği sırada Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in de aralarında bulunduğu 13 sanık, ilk defa hakim karşısına çıktı. Masum olduğunu öne süren Zengin, savunmasında "Savcı kumpas kurdu" deyince salonda gerginlik yaşandı. Mağdur sıfatıyla duruşmada bulunan Savcı Yavuz Engin, bu sözlere "Devlet kumpas kurmaz, haddini bil!" diyerek karşılık verdi.
Yenidoğan çetesi davası soruşturma aşamasında olduğu dönemde Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin'i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 13 sanık, ilk defa hakim karşısına çıktı. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan duruşmada, müşteki Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin, tutuklu sanıklar Mustafa Kemal Zengin, Aylin Arslantatar ile diğer sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu.
SAVCI ENGİN'E TEPKİ GÖSTERDİ
Duruşma öncesi salona getirilen 13 sanık arasında bulunan Aylin Arslantatar, Yavuz Engin'e tepki göstererek salona giriş yaptı.
DURUŞMADA GERGİNLİK
Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre duruşmada Savcı Engin ile sanık Mustafa Kemal Zengin arasında gergin anlar yaşandı. Zengin, savunmasında "Savcı kumpas kurdu" deyince salon bir anda karıştı. Mağdur sıfatıyla duruşmada bulunan Engin, bu sözlere "Devlet kumpas kurmaz, haddini bil!" diyerek karşılık verdi.

MUSTAFA KEMAL ZENGİN "MASUMUM" DEDİ
Tutuklu sanık Mustafa Kemal Zengin, mahkemeye verdiği savunmasında kendisini 'mağdur' olarak tanımladı. Zengin "Ben 50 yıldır İstanbul’dayım. Dosyanın sanığı değil mağduruyum." ifadelerini kullandı.
Zengin’in ifadesinden öne çıkan bölümler şöyle:
"Yavuz Çelik’i 15-20 yıldır tanırım, sözüne güvendiğim bir insandır. Baki Çelik onun abisidir. Gökhan Güler’i 10 senedir tanırım. Aylin Arslantatar’la sosyal bir ortamda tanıştım, o zamandan beri arkadaşız. Tarık Arslantatar’ı da Aylin’in abisi olması nedeniyle tanırım. Zeynep Kaman’la sadece sosyal medya üzerinden arkadaşlığımız oldu. Hiç yüz yüze görüşmedim. İsmail Koçar’ı, Yavuz Çelik’in kayınpederi olması nedeniyle tanırım.
Geçen yıl 11 Ekim’de jandarma tarafından gözaltına alındım. Ardından tutuklandım. Arkadaşım Yavuz Çelik, bir yakınının tutuklandığını söyleyip benden bir avukat bulmamı istemişti. Ben de bu konuyu Aylin Arslantatar’a ilettim. Aylin Hanım, soruşturma numarasına baktığında dosyaya bakan savcının yakın arkadaşı olduğunu söyleyip 'ben alamam, etik olmaz' dedi. Sonra ben çevremden araştırma yaptım. O araştırmalarda Yenidoğan bebek çetesi denilen dosyada büyük usulsüzlükler olduğunu öğrendim.
"DOSYADAN PİS KOKULAR GELİYORDU"
Birkaç hastanenin yoğun bakım ünitelerinin kiralandığını duydum. Devletin dolandırıldığını düşündüm. Bu konuları Yavuz Çelik’le paylaştım. Ancak savcı, hastane sahiplerini değil asgari ücretle çalışanları tutukladı. Bu da bana büyük bir haksızlık gibi geldi. Aylin Hanım’a 'savcı beyin dosyasından uzak dur' dedim. Çünkü dosyadan pis kokular geliyordu. İl Sağlık Müdürlüğü’nün bundan habersiz olması mümkün değildi.
"AYLİN HANIM'IN RİCASIYLA BİRLİKTE SAVCI BEYİN MAKAMINA GİTTİK"
Aylin Hanım, Savcı Yavuz Engin’in kendisine sosyal medyadan mesajlar attığını söyledi. Ben gitmek istemedim ama Aylin Hanım’ın ricasıyla birlikte savcı beyin makamına gittik. Savcı Bey’e 'dosyaya müdahil olmaya gelmedim' dedim. Tuğçe Toptemel konusuna gelince 'neyini istiyorsun, tahliye mi, takipsizlik mi?' dedi. Ben de 'yargılansın, kendisini aklasın' dedim. Hastane sahiplerinin neden tutuklanmadığını sordum. Savcı Bey, raporların gelmediğini söyledi ama o sırada raporlar gelmişti. Ben kalkıp gitmek istedim, 'bir kahve daha içelim' dedi. Aylin Hanım oturuyordu, ben de kaldım.
"PAPA SUİKASTINI ÖRNEK OLARAK VERDİM"
Kesinlikle öldürmeye teşebbüs yoktur. Savcı Bey’in özel hayatına dair bir araştırma yapmadım. Ne numarasını, ne adresini bilirim. Zeynep Kaman’la ya da başka biriyle savcı hakkında bilgi toplamadım. Gökhan, Tarık Arslantatar, Zeynep Kaman ve İsmail Koçar’ın Yenidoğan dosyasıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Savcı dosyayı şişirmek için doldurmuş. Bana ‘müsteşar’ deniyor ama ben kendimi öyle tanıtmadım. Sadece çevremde etkili olduğum için insanlar öyle söylüyordu. Savcı beye de aynı şekilde 'müsteşarım' dedim ama Aylin Hanım öyle tanıtınca boşa düşmemek için ses etmedim. Ses kayıtlarında montajlar yapıldı. 'Kalem kırıldı' sözümle kastım, dosyada yapılan hatalardan sonra güven duyulmayan kişi olmamdır. Papa suikastını örnek olarak verdim."