‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

YAŞAM Haberleri

Porta Puteae düştü haberi şehirde hızla yayılır, halkın direnme gücü kırılır. Belki de en büyük faydası bu olur ordumuza.

İRFAN ÖZFATURA

Evliya Çelebi’nin anlattıklarına göre Cebe Ali Bey Zeynüddin Hafi hazretlerinin halifelerinden biridir. At kılından cübbe giydiği için “Cebe” denir, hamur yoğurur, ateş yakar, askere ekmek pişirir.
Varna Savaşı kopmadan Fatih’in babası II. Murad Han’a  “Eğer Sultan’san ordunun başına geç, yok ben Sultan’sam emrediyorum, geç ordunun başına” dediğini biliyorsunuz.
Cebe Ali Bey Rumeli’de sancakbeyi iken, Vezir Halil Paşa tarafından Bursa’ya gönderilir ve saltanattan elini eteğini çeken Murad Han’ı tahta dönmeye ikna eder.  
Bursa subaşısı iken emrindeki sipahilerle fetih ordusuna katılır. İyi bir komutan olmasının yanında gönül ehlidir, askerlere babalık yapar. Akşemseddin hazretleri gibi hem gaza hem de dua ordusunun eridir.

‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

ZOR ŞEHİR
İstanbul büyük bir şehirdir. Sur içinde yedi tepe bulunur ve yetmişe yakın kapısı vardır. Bunlardan biri de Haliç tarafındaki Porta Puteae’dir.
Deniz surlarının Marmara’ya bakan tarafı 8 kilometredir, yüksekliği 12-15 metredir, 118 kulesi ve 13 kapısı vardır.
Haliç surları ise 5 kilometre olup yüksekliği nadiren 10 metretir, 110 kulesi ve 20 kapısı bulunur. Çok kapı az irtifa zayıflık demektir.
Nitekim IV. Haçlı Seferi’nde de Latinler buradan yüklenir (1204).
Bu yüzden Notharas, Kardinal İsodor ve Venedikli Krevisanos gibi tecrübeli komutanlar tarafından müdafaa edilir.
Fatih’in gemileri dağlardan aşırdığı gün Cebe Ali Bey ve arkadaşları seccadelerini suya serer, bir anda kapı önünde mevzilenirler. Bu tekbirlerle, tevhidlerle, ilahilerle çoşan dervişler Bizanslıları ürkütür. Çünkü neşeyle ölüme yürünmektedir.
Nitekim Cibali kapısı ele geçirilir.

‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

ASLINA BAKARSAN
İstanbul’un tamamını düşünürseniz büyük bir tehdit değildir ama Bizans güçleri bölünmek zorunda kalır. Topkapı’da çarpışan mücahitler rahatlar.  
Kapı düştü haberi şehirde hızla yayılır, halkın direnme gücü kırılır. Belki de en büyük faydası bu olur ordumuza.
Biliyorsunuz Müslümanlar teslim olana dokunmaz, kiliselerini yine onlara bırakırlar. Lakin Cibali’de canımız yanar, nice fidanımıza kıyarlar.
Hâl böyle olunca Ayia Teodosia Kilisesi camiye çevrilir. Türkler itina ile temizler, güllerle bezer, bu yüzden adı Gül Camii’ne çıkar. III. Selim bir minare ekletecektir daha sonra.
Görülesi bir camidir, altında dehlizler var meraklısına. Adile Sultan, şirin bir kütüphane yaptırır karşısına (1825)
Cebe Ali Bey, fethi müteakip  İstanbul Cebeci Ocağının ilk ağası olur, iskân işleri ile ilgilenir ayrıca. Tursun Bey’in (yeğenidir) Tarih-i Ebu’l-Feth’te yazdığına göre Anadolu’dan gelen göçmenlere yer gösterir. Ailelerin ihtiyacına göre ev arsa bahçe verir, bu arada ciddi bir sayım yapar, kayda geçirir.
Ancak ilgili evrak bulunamaz. İster misiniz okkası üç kuruştan Bulgaristan’a satsınlar!..

‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

CEBECİ OCAĞI
Osmanlı ordusunda silahların temini, bakımı, muhafazası ve cepheye nakli Cebeci Ocağının işidir. Mekânlarına cebehane, komutanlarına cebecibaşı denir.
Ocağın banisi Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri olup mensupları, acemiler arasından seçilir. Sanata meyli olanlar şakirt olur, ciddi bir eğitimden geçirilir.
Cebeciler, kazma kürek, tüfek kundağı yapar, barut imalinden, humbara dökümünden anlarlar. Yarı mimardırlar, öyle bir yerden tünel eşip patlatırlar ki, koca kuleleri kâğıt gibi yırtarlar.
Şimdi, tolga kılıfı, barut kesesi, sadak da ne ki demeyin, bunun için meşin, bakır, keten, kaytan, çelik gibi değişik malzemelerle işleyebilmek lazımdır ki, dört dörtlük sanatkârdır bunlar. 

‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

CEBE ALİ & CİBALİ
Fetihten sonra zikrolunan kapı Cebeci Ali adıyla anılır ve yuvarlana yuvarlana Cibali olur sonunda.        
Bizanslı yıllarda döküntü bir semt olan Cibali, Osmanlının mutena muhitlerinden olur. Çünkü Zeyni şeyhi Seyyid Velayeti, Emîr Buhari, Selâhaddin Uşşaki, Hasan Baba, Nalıncı Mimi Dede ve Tarihçi Âşıkpaşazade buraya yerleşir. (rahmetullahi aleyhim ecmain)
Kaptanıderya Piri Reis, daha sonra Murad Reis, Lala Mustafa Paşa, Kemal Reis de semtin sakinleri arasına katılırlar.
Müslüman halk yerleşmeye başlayınca camiler, tekkeler şekillenir. Haydarpaşa, Üsküplü Çakır Ağa, Divitdar Keklik Mehmed Efendi, Haraççı Kara Mehmed Camii, Sivrikoz Mescidi gibi...
Küçük Mustafa Paşa Hamamını da görmek lazım hakikaten heybetli.

HU DİYEN DERVİŞ
Şeyh Emîr Ahmed Buhari tarafından kurulan Buhari Tekkesi pek şirindir. Bilirsiniz Nakşiler gün boyu zikreder ama belli etmez. Elleri işte dilleri zikrde gerektir. La ilahe illallah derken dudak da oynamaz, bakan da anlamaz.
Az ötesinde meşhur Şazeli Tekke vardır ki müdavimleri daha ziyade kuzey Afrikalılardır ve kahve pişirmekteki maharetleri ile tanınırlar.
2. Abdülhamid Han, şeyhi Zafir Efendi ile bu mekânda tanışacak, intisap edecektir ona.  
Tekkeler kapatılınca berduş barınağı olan mekan bilahare CHP lokali yapılır, mimarisi bozulur, emanetler yağmalanır. Ardından spor kulubü ve gazino olarak işletilse de çalıştıranlar umduklarını bulamazlar.
Semt sakinleri aralarında para toplayıp mescidini satın alacak, el ele verip elden geçireceklerdir yıllar sonra.

AH O YANGINLAR
Cibali, yaptığı dengeli tekneler ile tanınır. Ancak kullanılan ahşaplar, ziftler, boyalar felaket yanıcıdır. Kaldı ki semt yamaçtadır, yollar dar, evler sıkışıktır.  Bu yüzden yangınlar hızla büyür, yayılır.
Mesela 2 Eylül 1033’de, Cibali Kapısı dışında bir kalafatçının yaktığı funda şiddetli rüzgârla dağılır, tekneler, kayıkhaneler derken çatıları bacaları sarar. Aya Kapısı, Cibali Kapısı ve Küçükmustafapaşa Çarşısı kül olur.
Ah ne konaklar, ne konaklar!..  
Aşağı yukarı her yirmi yılda birbüyük bir yangın çıkar, semtin şekli şemali değişir, haydi sil baştan.
Artık Cibali’de ne kereste biçen ne de tekne çakan kaldı. Bir zamanlar amele muhiti idi, yarı metruk evler üç kuruşaydı, kimse yüzüne bakmazdı. Şimdi milyon dolarlardan konuşuyorlar. Eh Fatih az üstü, Eminönü, Aksaray iki adım ötesi, ne olsun daha?

‘Kutlu Fetih’te kırılma noktası Cibali

BARIŞ ÇUBUĞU
Bilirsiniz kötü haber tez yayılır ama tiryakilik daha tez yayılır. Tütün bir Amerikan bitkisidir malum, bir anda İstanbul’u sarar.
Gelgelelim şehrin dokusu ahşaptır, sağda solda unutulan bir izmarit…
Allah muhafaza!
İmparatorluğun son yılları... Babıali’nin kafası ticarete çalışan elemanları “Nasıl olsa içecekler “der, “IV. Murat bile başaramadı, biz mi mâni olacaz? Bari imtiyazı satalım da üç beş para girsin devlet kasasına.”
Bekledikleri gibi olur, sadece İstanbul ayağını yıllığı 3.500 altından Zarifi ve Hristaki Zoğrafos adlı bankerlere kiralarlar (1872).
Bu işleri deruhte etmek üzere İdare-i İnhisariye-i Duhan’ı kurarlar.
O günlerde ecnebilere hayli borcumuz vardır. 1880’de Düyun-ı Umumiye alacaklarına mahsuben tütün gelirine el koyar. Ama beklediklerini bulamazlar.

REJİ İDARESİ
İlerleyen yıllarda hudutlarımız dahilinde tütün alım, satım, imalat, rüsum toplama, fabrika açma imtiyazı yıllığı 750 bin altına “Osmanlı Bankası”, “Credit Anstalt- Viyana’’ ve “Banker Blayhrud- Berlin’’e verilir.
Adı “Müşterek- ül Menfaa İnhisar-ı Duhan-ı Aliyye-i Osmaniye’’dir.
Halk kısaca “Reji İdaresi” der ona.
İşte Cibali Tütün Fabrikasını da bu iştirak kurar (1884).  
Mimar Hovsep Aznavur tarafından tasarlanan tesis, reviri, çocuk yuvası, kantini, mektebi, aşhanesi, sendikası, spor ve emniyet teşkilatı ile akranlarının önündedir.
Önceleri sadece tütün işler, bilahare sigara imaline başlar.
1925’ te millîleştirilecek, TEKEL’e bağlanır.
İlk yerli puro (1946) ve ilk filtreli sigara (Samsun-1959) Cibali tesislerinde yapılır. Pipo tütünü için de makineler alınır.  Hayli çalışanı vardır, Cibali işçi muhiti olur bir bakıma.
1995’te faaliyetine son verilir, o gün bugündür Kadir Has Üniversitesi olarak devam eder yoluna.

 

 

Düzenleyen:  - YAŞAM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...