Herkes 'boş iş' dedi, kimseye aldırmadı! 5 bin tanesini evinin odasında saklıyor
2015 yılında Bingöl'e düşen meteor parçalarının ardından bu ile merak salan Elazığlı çiftçi Hüseyin Özdemir, Murat Nehri havzasında topladığı 5 bine yakın taşı evinin bir odasında biriktirdi. Özdemir, "Türkiye'nin en büyük gök taşı adayı koleksiyonu"nu oluşturduğunu belirtirken; bilim adamları ise koleksiyonun hem bilimsel hem de kültürel açıdan değer taşıdığını belirtiyor.
Elazığ'ın Palu ilçesi Karasalkım köyünde yaşayan ve çiftçilikle uğraşan 46 yaşındaki Hüseyin Özdemir, Bingöl'ün Sarıçiçek köyüne 2 Eylül 2015'te meteor parçalarının düşmesinin ardından çıkan haberler üzerine gök taşlarına merak saldı.
Araştırmaya ve konuyla ilgili bilgi edinmeye başlayan Özdemir, gök taşı bulabilme umuduyla Fırat Nehri'nin kollarından biri olan Murat Nehri havzasında arama çalışması yaptı. Buradan gök taşı olduğunu düşündüğü yüzlerce taş toplayan Özdemir, bunları evinin bir odasında biriktirdi. Özdemir, "Taş Avcısı Hüseyin" adını verdiği ve 4 bin 300'ü aşkın takipçinin bulunduğu sosyal medya hesabından ilginç renk ve yapıdaki taşları paylaşıyor.
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Eren Rizeli, Özdemir'in daveti üzerine taşları yerinde inceleyerek gök taşı olma ihtimali en yüksek olan taştan laboratuvar analizi için numune aldı.
"5 BİN CİVARINDA TAŞ TOPLADIM"
Hüseyin Özdemir, 2015'teki meteor olayından sonra merak saldığı gök taşlarına ilişkin internetten bilgi edindiğini söyledi. Dünya atmosferine ortalama yılda birkaç bin gök taşı girdiğini ve bunların 500 kadarının buharlaşamadan yeryüzüne düştüğüyle ilgili bir yazı okuduğunu anlatan Özdemir, oluşumu binlerce yıl öncesine dayanan Murat Nehri'nin gidebildiği her noktasında gök taşı aramaya başladığını belirtti.
"5 bin civarında taş topladım. Türkiye'nin en büyük gök taşı adayı koleksiyonu diye bir koleksiyon yaptım" diyen Özdemir, taş toplamaya devam ettiğini kaydetti.
Özdemir, yıllardır Murat Nehri kıyısında gök taşı aradığı için çevresindeki insanların bu durumu bildiğini, bazılarının bu nedenle kendisini "Boş işle uğraşıyorsun" diyerek eleştirdiklerini dile getirdi.
"BANA BU İŞİN PROFESÖRÜ DİYENLER VAR"
Tüm eleştirilere rağmen gök taşı aramaya devam ettiğini dile getiren Özdemir, şunları kaydetti:
"Koleksiyonumu büyütmeye devam ediyorum, severek bu işi yapıyorum. Bana, 'Boş iş yapıyorsun' diyenler oldu, halbuki boş zamanımı bu şekilde değerlendiriyorum. Böyle bir taş koleksiyonu yapmak bana daha mantıklı geldi. Ayrıca bu konuda kendimi oldukça geliştirdim. Sosyal medyada yurt içi ve yurt dışından hocalarla görüşüyorum, beni takip eden 4 binin üzerinde üyem var. Bana bu işin profesörü diyenler var, tabii ben profesör değilim ama bu konuda kendimi olabildiğince yetiştirdim."
"HER KAYAÇ GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GELEN BİR MESAJ"
Taşları inceleyen Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Eren Rizeli de Özdemir'in topladığı taşlar arasında daha çok serpantinit (yer kabuğunun derinliklerinde oluşan kayaçların yüksek sıcaklık ve basınç altında dönüşümüyle oluşan yeşilimsi-siyah kayaç türü), bazalt (magmanın yer yüzeyine çıkıp hızlıca soğumasıyla oluşan koyu renkli volkanik kayaç), andezit (açık renkli volkanik kayaç) ve kireç taşı gibi taşların yer aldığını söyledi.
Özdemir'in bulduğu birbirinden ilginç taşların Elazığ'ın ve çevresinin milyonlarca yıllık jeolojik tarihi hakkında bilgi verdiğini, bu açıdan da değerli olduğunu aktaran Rizeli, "Doğada gördüğümüz her kayaç aslında geçmişten günümüze gelen bir mesajdır, bilim insanlarının görevi de bu mesajı okuyup halkımıza anlaşılır bir dille anlatmasıdır." diye konuştu.
"GENÇLERE ÖRNEK OLMALI"
Hüseyin Özdemir'in yıllardır topladığı taşlardan oluşturduğu koleksiyonu incelediğini anlatan Rizeli, bunların arasında bazı örneklerin, kayaç numunelerinin değerlendirilebileceğini ifade etti.
Rizeli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu potansiyel örneklerin petrografik ince kesitlerinin yapılıp incelenmesi için özellikle İstanbul, Ankara, İzmir'deki çeşitli laboratuvarlarda gök taşı analizlerine gönderilmesini ona tavsiye ettik. Hüseyin ağabeyimizi bu konuda takdir etmek istiyorum çünkü insanların bu şekilde doğayla, doğanın malzemeleriyle bir koleksiyon oluşturması gençlere ve diğer insanlara örnek olması gereken bir davranıştır. Bu arada bilim ve ekonomi açısından da oldukça ilginç ve dikkat çekici olan meteoritlerin varlığının araştırılmasıyla ilgili ortaya koyduğu azim takdire şayandır."