Abdüllatif Uyan

Abdullah bin Ömer'in (radıyallahü anh) canı bir gün balık istemişti. Kızartıp önüne koydular.

Abdullah bin Ömer (radıyallahü anh) hayrı hasenatı, köle âzat etmeyi çok severdi. Her işini Allah için yapardı.

Eshab-ı kiramdan Hazret-i Sefine (radıyallahü anh) rivayet eder:

Hazret-i Sefine (radıyallahü anh) Sahabe-i güzindendir. Hazret-i Ümmü Seleme'nin kölesidir.

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) bir gün şehri gezerken kendisini sevindiren şöyle bir hadise oldu.

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) halifeyken her gece şehri dolaşır, bir derdi sıkıntısı olan var mı diye araştırırdı.

Bir gün, Hazret-i Ebu Bekir'le Hazret-i Ali (radıyallahü anhüma) mescid-i şerifte otururken biri girdi içeri. Hazret-i Ali'yi görünce birden rengi kaçtı.

Hazret-i Ebu Bekir'in bir hizmetçisi vardı ki mutfak masraflarını o görüyordu.

Bir gün fakirin biri, Peygamber Efendimiz'den buğday istedi.

Bir gün Sevgili Efendimiz yatsı namazını kıldılar bir sahabiyle.

Bedir harbinden bir gün önceydi. Efendimiz, Eshabın büyükleriyle harp sahasını gezdiler.

Harem bin Hayyan anlatır: "Veysel Karani hazretleriyle görüştüğüm zaman kendisinden nasihat istedim.

Efendimiz hayatta iken Eshab-ı kirama "Şu hırkamı Üveys-i Karni'ye veriniz!" buyurdu...

Veysel Karani hazretleri, Resulullah Efendimizi görmeyi çok arzu ediyordu.

Tabiinin büyüklerinden Veysel Karani hazretleri, Mekke'de hac yapıp sonra Medine'ye gitti.

Veysel Karani hazretleri, geceleri ibadet ederdi.

Veysel Karani hazretleri, Resulullahı görmeden sevmiş ve Tabiinin en yükseği olmuştur. Harem bin Hayyan anlatıyor:

Eshab-ı kiramdan Ebu Mûsel-Eş'ari hazretlerinin "İbni Mes'ud içinizdeyken bana sormayın" dediğini Buhari yazmaktadır.

Bedir Harbi bitince Efendimiz Eshaba "Ebu Cehil ne hâldedir, kim gidip bir bakar?" buyurdu.

Müşrikler Abdullah bin Mes'ud hazretlerini kızgın kumlara yatırıp işkence yaptılar.