Abdüllatif Uyan

Mîzânda günahları ağır gelen müminler, Cehenneme doğru sevk edilir.

Hakîm-i Tirmizî hazretlerinin tasavvufla ilgili bir "Kitab"ı vardı ki, çok önemli ilimlerle doluydu içi. Bu kitabı, bir talebesine verip;

İmâm-ı Tirmizî hazretleri, kusûru dâima kendinde bilir, kimsede hatâ kusur aramazdı.

Seyyid Emîr Külâl rahmetullahi aleyh, bir gün, birkaç talebesiyle sefere çıkarlar. Olacak bu ya, "bir arslan" çıkar önlerine.

İmâm-ı Tirmizî rahmetullahi aleyh, büyük hadîs imâmıdır. Tasavvufta da yüksekti derecesi. Tevâzû sâhibiydi. Kaçardı dünyadan.

Hakîm-i Tirmizî rahmetullahi aleyh, büyük hadîs imâmıdır. Gençliğinde, kalbi "ilim öğrenmek" için yanıyor, buna kavuşmanın yollarını arıyordu.

Hamza Baba, Rumeli fâtihlerindendir. Edirne'de yaşar Ziraatle uğraşır. Her sene mahsulü toplayınca, hemen hesaplayıp "Uşrunu" verir.

Şakîk-i Belhî rahmetullahi aleyh, Mekke'ye gitmişti bir zaman. Bir kimse, Onu tanıyıp yanına sokuldu ve; - Efendim, bana nasîhat eder misiniz? diye rica etti.

Ebû Bekr-i Kettânî hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, müminleri seviniz, buyurdu. Zîra mümin, Allahın dostudur. Onlara sû-i zanda bulunmayınız.

Resûlullah Efendimiz, Bedir Harbinden zaferle dönmüştü. "Yetmiş" de esir alınmıştı kâfirlerden. Bu esirlerin ne yapılacağı hakkında bir vahiy olmayınca, Eshâbiyle istişare edip, karar verdiler: Esirler, fidye karşılığı serbest bırakılacaklardı.

Ömer Baba, Edirne evliyâsından bir mübarek zattır. 15'inci asırda Edirne'de yaşadı. Mütevâzı bir hayatı vardı. Yine de unutulmadı.

Abdülhâlık Goncdüvânî hazretleri, büyük âlim ve velîdir. Bir gün, talebesiyle sohbet etmektedir ki, bir ara, kapı açılır.

Hakîm-i Tirmizî Allah dostu bir velîdir. Kimseye kızmazdı. Her sıkıntıda, kendinde arardı kusuru. Nitekim bir gün, en yeni elbisesini giyip çıkar evden.

Hakîm-i Tirmizî, evliyâdan bir kişidir. Allah'tan çok korkar, titizlikle kaçardı her günahtan.

Şakîk-i Belhî hazretleri, Belh şehrinde yaşıyan büyük velîlerdendir. Gençliğinde tüccârlık yapıyordu. Bir zaman mal almaya gitti Türkistân'a.

Hakîm-i Tirmizî... Büyük hadîs imâmı. Daha çocukluğunda, ilim sevdası başlar onda. İki de arkadaşı vardır ki, onlar da ilme sevdalıdır.

Muhammed Sıbgatullah hazretleri, Muhammed Mâsum Fârûkî hazretlerinin oğlu, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunudur.

Kâdî Muhammed Zâhid hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Kendisi şöyle anlatıyor: Talebelik çağında "Nîmetullah" adında bir arkadaşım vardı.

Peygamber-i zîşân'ın her duâsı kabul olurdu. Binlerce misalden biri şöyle: Abdullah bin Abbâs için;

Yûsuf Mahdûm rahmetullahi aleyh, duâları kabul olan velîlerdendir. Bu zâtın hizmetlerini gören yaşlı bir kimse vardı.