Son Dakika
Yazarlar
Gündem
Ekonomi
Dünya
Teknoloji
Spor
Resmi İlanlar
Tümü
Politika
Sağlık
Kültür-Sanat
Eğitim
Magazin
T-Otomobil
Emlak
Hava Durumu
Namaz Vakitleri
Döviz
Altın
Haberler
Künye
İletişim
Seçim Sonuçları
Ramazan
Yaşam
Bir Zamanlar Türkiye
Video Galeri
3. Sayfa
Bizim Sayfa
E-Gazete
Bize Ulaşın : 444 0 144
Sosyal Medya Hesaplarımız:
Anasayfa
>
Yazarlar
>
Yazar Detay
Abdüllatif Uyan
abdullatif.uyan@tg.com.tr
8814 Yazı
25 Aralık 2002
Davud aleyhisselâm
"Davud aleyhisselâm" Allahtan korkardı pek, Çok istiğfâr ederdi, gözyaşları dökerek. Bir gün, eli başında olarak çıktı dağa, Tövbe istiğfâr edip, başladı ağlamağa.
Devamını Oku
24 Aralık 2002
Davud aleyhisselâm
"Davud Nebî", küçükten çok cesûr bir yiğitti, Yaşından umulmıyan cesârete sâhipti. Koyun güttüğü için gençliğinde bir müddet, "Sapan taşı" atmada hüneri çoktu gâyet.
Devamını Oku
23 Aralık 2002
Davud aleyhisselâm
Mûsâ Nebî'den sonra, İsrâil oğulları, Zamanla doğru yoldan ayrıldı pek çokları. "Amalika" nâmiyle bir kavim vardı yine, Musallat etti Allah, onların üzerine.
Devamını Oku
22 Aralık 2002
Yûnus aleyhisselâm
"Yûnus aleyhisselâm" suya atıldığında, Denizdeki bir balık, yuttu onu ânında. Hak teâlâ, balığa verdi ki şu emrini: (Onu hiç yaralama, kırma kemiklerini.)
Devamını Oku
21 Aralık 2002
Yûnus aleyhisselâm
İnanmadıklarına gâyet pişmân olarak, Yaşlı, sâlih bir zâta geldiler ağlıyarak. Dediler: (Görüyorsun başımıza geleni, Biz yapmağa hazırız her türlü tavsiyeni.) Dedi ki: (O felâket gelmedi henüz daha, Şu tepeye çıkarak, tövbe edin Allaha.
Devamını Oku
20 Aralık 2002
Yûnus aleyhisselâm
Peygamber gönderildi Nineve beldesine, Benzerdi sesi aynen, "Dâvud Nebî" sesine. "Otuz" yaşında iken gönderildi Peygamber, Gelip, risâletini kavmine verdi haber.
Devamını Oku
19 Aralık 2002
Yûşâ aleyhisselâm
Ölümle korkutunca "Bel'âm"ı o hükümdâr, Dedi: (Müsaade et şimdi bana bir miktâr. Ben bu gece, bu işi Rabbime arz edeyim, Ne ilhâm eder ise, size haber vereyim.) Oradan avdet etti o gece hânesine, Rü'yâda, "Duâ etme" denildi kendisine.
Devamını Oku
18 Aralık 2002
Yûşâ aleyhisselâm
Benî İsrâil için gönderilen Nebîdir, Ve hazreti Mûsâ'nın vekîl ve yeğenidir, Yûsüf Peygamber gibi, güzeldi yüzü gâyet, Kim görse, hayrân olur, ederdi hem de hayret. Karayağız ve cesûr, çok kahramân biriydi, Ve savaş tekniğinde "Mahâret" sâhibiydi.
Devamını Oku
17 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
Hadîs âlimlerinden o "Hakîm-i Tirmizî", İlk "hazreti Hızır"dan aldı ilim ve feyzi. Küçükten yanıyordu kalbi "İlim aşkı"yle, Anlaşmıştı genç iken, iki arkadaşıyle.
Devamını Oku
16 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
Bir gün "Sultân Süleymân", boğaz gezintisine, Çıkmıştı ki, uğradı Ortaköy sâhiline. Kayığını sâhile yanaştırıp bir müddet, "Yahyâ Efendi"yi de kayığa etti dâvet.
Devamını Oku
15 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
Pâdişah emretti ki bir gün başvezîrine: (Hızır'ı bul ve getir, emrim gelsin yerine.) Dedi ki: (Onu bulmak çok zordur, kolay değil, Bu iş için siz bana tanıyın kırk gün mehil.)
Devamını Oku
14 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
"İbrâhîm-i Havvâs"tan nakledilir ki şöyle: Kâbe yolculuğunda, yolum düştü bir çöle. Öyle susamıştım ki çölün harâretinden, Sonunda baygın hâlde, yıkıldım yere birden.
Devamını Oku
13 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
"Hızır aleyhisselâm", Mısır'ın çarşısında, Giderken, bir "Dilenci" belirdi karşısında. Ve Hızır'a dedi ki: (Bana bir sadaka ver, Allah da versin sana hayır ve iyilikler.)
Devamını Oku
12 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
"Mûsâ Peygamber" ile, "Hızır aleyhisselâm", O gemiden inerek, ettiler yola devâm. Bir kasaba içinden geçerlerken, bir ara, Rastladılar ilerde oynıyan çocuklara.
Devamını Oku
11 Aralık 2002
Hızır aleyhisselâm
Hak teâlâ Kur'ânda onu zikreylemiştir, Âlimler, "Ya Peygamber, ya velîdir" demiştir. "Hazret-i Zülkarneyn"in teyzesinin oğluydu, Ve onun ordusunun baş komutanı oydu.
Devamını Oku
10 Aralık 2002
Hârun aleyhisselâm
İsrâil oğulları, "Sâmirî"nin fendine, Aldanıp, tapınınca buzağı heykeline, "Hârun aleyhisselâm" üzüldü buna gâyet, Bundan vazgeçirmeğe eyledi sa'y-ü gayret. Buyurdu ki: (Ey kavmim, siz aldanıyorsunuz, Hidâyetten ayrılıp, şirke sapıyorsunuz.
Devamını Oku
9 Aralık 2002
Hârun aleyhisselâm
Benî İsrâil için gelen bir Peygamberdir, Ve "Hazret-i Mûsâ"nın büyük birâderidir. Ondan, üç yaş büyük ve beyaz, nûr yüzlü idi, Peygamberlik işinde, onun "baş vezîri"ydi.
Devamını Oku
8 Aralık 2002
Mûsâ aleyhisselâm ile Kârûn
Vaktâ ki Hak teâlâ, "Zekât"ı eyledi farz, Kârûn kabûl etmeyip, hemen etti îtirâz. Kârûn, adamlarıyla görüşerek bu şeyi, Dedi: (Gidip çağırın, falanca fâhişeyi.)
Devamını Oku
7 Aralık 2002
Mûsâ aleyhisselâm ile Kârûn
"Kârûn", zenginliğiyle her gün daha şımarıp, "Mûsâ Peygamber"e de kin güttü haddi aşıp. Düşmanlığı, gün be gün ziyâdeleşiyordu, Servetine güvenip, ona diş biliyordu.
Devamını Oku
6 Aralık 2002
Mûsâ aleyhisselâm ile Kârûn
İblîs'in teşvîkiyle, "Kârûn"un, günden güne, "Para kazanma" hırsı, tam yerleşti gönlüne. Kazandıkça, bu hırsı daha da artıyordu, Artık bütün gücünü, bu yolda harcıyordu.
Devamını Oku
Başa Dön
1
...
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414
415
416
...
441
Sona Git