Kıvanç Alphan

Cuma günü 'Jackson Hall' Merkez Bankası Başkanları Sempozyumunda gözler FED Başkanı Bernanke'nin üzerindeydi. Yeni bir parasal genişleme adımı atacağına dair net bir sinyal vermekten kaçınsa da, Bernanke'nin konuşması piyasadaki umutların devamını sağladı.

Piyasanın bant içi hareketi, beklediğimiz gibi gelen verilere rağmen bozulmadı. Bunun sebebi, herkesin umutla beklediği faktörler.

Almanya'dan gelen olumsuz IFO Beklentiler Endeksi verisi Euro'nun Dolar karşısında 1.25'lere kadar düşmesine yol açtı ancak parite 1.25'in üzerinde kendini tutmayı başardı.

FED'in ağustos başında yaptığı toplantının tutanakları piyasadaki ralliyi hızlandırdı. Euro'nun Dolar karşısındaki yükselişinin iki esas sebebi var.

Kaç bayram geldi geçti ama piyasalara bayram havası bir türlü gelemedi. Acaba bu beklenti Eylülde gerçekleşir mi? Uzun süredir geniş bir bant aralığında gidip gelen piyasa, yönü belli olmaksızın önümüzdeki ay kopabilir. Yukarı yönlü bir kopuş için gerekli şartlar zaten belli.

Yön tayini için Eylül ayının beklendiği aşikâr. Önümüzdeki ay Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) krizi yatıştırmak adına nasıl bir adım atacağı ve FED'in üçüncü?tur?parasal?genişleme yapıp yapmayacağı?konuları?netlik?kazanacak.?Bunların yanı?sıra?Alman?Anayasa Mahkemesi'nin Kurtarma Fonu ile ilgili vereceği karar da hayati önem taşıyor.

Gelişmiş ekonomilerden gelen kötü haberler hız kesmiyor. Japonya'nın gayrisafi yurt içi hasılasındaki büyüme hazirandan beri 3 ayda yalnızca 1.4 olurken bir önceki çeyrekte bu rakam yüzde 5.5 idi.

Çarşamba akşamı Çin'den gelen Tüketici enflasyon verisi beklentilerin altında çıktı. Bu yatırımcılar tarafından politika yapıcıların ekonomiyi desteklemek için daha fazla parasal genişleme yapabilecek ve hareket edecek alanlarının olduğu yönünde bir algı oluşturdu.

Geçtiğimiz haftaya merkez bankalarından gelen açıklamalar damga vurdu. Cuma günü açıklanan ve piyasanın en önemli verilerinden olan Amerika Tarım Dışı İstihdam rakamları da yüksek hareketliliğe yol açtı.

Önceki gün Amerikan FED Para Kurulu ile dünkü Avrupa Merkez Bankası açıklamaları merakla bekleniyordu. Amerika'da üçüncü tur parasal genişlemeyle ilgili net bir açıklama yapılmadı ama FED'de oluşan söylem değişikliği de piyasanın dikkatinden kaçmadı.

Geçen hafta yaşanan umut verici birtakım gelişme, risk iştahını az da olsa artırmıştı.

Haftaya düşüşle başlayan piyasalarda şimdilik yukarı yönlü bir hareket görüyoruz. Bunun sebebi, önceki gün Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Nowotny'nin yaptığı açıklamaların yanı sıra dün Başkan Draghi'nin Euro'yu korumak için ne gerekiyorsa yapılacağı yönündeki açıklamaları.

İspanya ve Yunanistan gündemin ilk sırasını kimseye kaptırmıyor. Valencia bölgesinin İspanyol hükümetine yardım başvurusunda bulunması ve 6 yerel yönetimin daha başvurabileceği haberleri Yunan meselesiyle birleşince Euro/Dolar 1.2070'e kadar geriledi.

Amerika'dan gelen, bilhassa bankalara ait olumlu şirket bilançoları piyasayı bir miktar yatıştırmışa benziyor. Ancak Avrupa krizi etkisini hissettirmeye devam ediyor. Kısa vadeli yükselmeler hep birer satış fırsatı olarak görülüyor. İki büyük faktör çarpıştığında, olumlu ya da tam tersi olumsuz neticelerin piyasaya etkisi nötrleniyor, sınırlı oluyor.

Piyasalar için 'bu hafta yükseldi' demeyi neredeyse unuttuk. Euro krizinin tetiklediği küresel ekonomik büyümeye yönelik endişeler tüm piyasaları kasıp kavuruyor.

Geçtiğimiz hafta tüm küresel piyasalarda sert satışlar gördük. Bunun sebebi, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Draghi'nin yaptığı açıklamalar ile Amerika ve diğer gelişmiş ülkelerden gelen olumsuz verilerdi. Euro krizi artık sadece kendi bölgesini değil, tüm dünyayı kasıp kavuran bir hal aldı.

Avrupa Merkez Bankası beklentilere uygun davranarak faiz oranlarını 25 baz puan düşürdü ve yüzde 0.75'e çekti. Hafta boyunca faiz kararını bekleyen Euro/Dolar paritesi, indirimin ardından sert düştü. Bu beklenen bir durumdu, zira faizi düşürülen para piyasalarda satılır.

Geçen hafta iki gün süren AB liderler zirvesinden Cuma sabahı erken saatlerde gelen olumlu haberler piyasalara ralli yaptırdı. Euro, Dolar karşısında 230 pip yükselirken Yen de riskli para birimleri karşısında değer kaybetti. Böylelikle Euro Bölgesi kritik bir eşiği aşmış oldu.

Avrupa yeni bir yol ayırımında, keza piyasalar da öyle. Artık laf zamanı değil, icraat zamanı. AB liderleri artık piyasalara süslü kelimelerle umut aşılayacak durumda değil.

28-29 haziran tarihlerinde yapılacak olan AB liderler zirvesi öncesi piyasalar tedirgin. Küresel ekonomik büyümeye ilişkin artan endişeler tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Dolar ve Yen gibi güvenli liman niteliğindeki para birimleri değer kazanıyor. Euro, Dolar karşısında 1.2470'lere kadar gerilerken, Yen de hemen hemen tüm para birimleri karşısında ralli yaptı.