Kıvanç Alphan

Sadece Yunanistan için değil tüm küresel piyasalar için son derece kritik bir haftaya girmiş bulunuyoruz. Mevcudiyeti bile sürekli tartışma konusu olmuş bu küçücük, üretimi olmayan, hayatını borçla idame ettiren Avrupa'nın şımarık ülkesi, AB üyesi sıfatıyla bütün Avrupa'yı, dolayısıyla da bütün dünyayı uçurumun kenarına itmiş durumda.

Yunanistan hükümetinin parlamentodan güvenoyu alması bu hafta piyasaları bir miktar rahatlatsa da, önümüzdeki hafta Salı günü yapılacak olan ek kesintilere yönelik oylama en önemli gündem maddesi olarak zirveye oturdu. Piyasalar bugünden itibaren iki gün sürecek olan AB liderleri zirvesi ile Salı günkü oylamaya odaklanmış durumda.

Alman Şansölyesi Merkel'in, ellerinde Yunan tahvili bulunduran özel sektör yatırımcılarının vadeleri gönüllülük esasına göre uzatabilmesi konusunda AB Merkez Bankası ile anlaşması, Cuma günü piyasaları az da olsa rahatlatmıştı.

Ekonomiyi rayına oturtmak adına yeni sıkılaştırıcı tedbirler almaya çalışan Yunan hükümeti, halkın sert tepkisiyle karşılaştı. On binlerce gösterici parlamentoyu kuşattı, Atina sokakları savaş alanına döndü.

AB borç krizine ilişkin endişeler ve Yunanistan'a yönelik yeni kurtarma planıyla ilgili soru işaretleri Euro'ya değer kaybettiriyor.

Küresel risk iştahı, Yunanistan meselesinin nispeten yatışmasıyla az da olsa arttı. Ancak bu ülkeye yeni bir yardım planı gerçekten uygulanacak mı yoksa piyasalar yine oyalanıyor mu, ya da yeni yardım paketinin içeriği ne olacak gibi kritik sorular henüz cevaplanmış değil.

IMF ve AB liderlerinin geçen yıl anlaşmaya varılan kurtarma planı taksidini Yunanistan'a vermesi, piyasalarda ilâve bir kurtarma planıyla ilgili beklentileri artırdı. Böylece Yunan krizinin bir kere daha yatıştırılmaya çalışılması, müspet bir adım olarak göze çarptı.

Darbe üstüne darbe yiyen Yunanistan'ın kredi notu, Moody's tarafından 3 kademe daha düşürülerek yatırım yapılamaz seviyeye indirildi. Böylece notu CAA1 olan ülkenin uluslararası piyasalardan borçlanma imkânı da yok denecek kadar azaldı. Bu nota sahip ülke ve kuruluşlarının yarısı borçlarını ödeyemezken, diğer yarısı da zar zor ödeyebiliyor.

Yunanistan'ın Euro'nun başına tam anlamıyla dert olduğunu söyleyebiliriz. 1 Haziran'da açıklanacak olan raporu ki Yunanistan'ın uyguladığı mali programın bir değerlendirmesi olacak, gerçekten çok önemli.

Euro, Avrupa borç krizinden etkilenmeye devam ediyor. Piyasalar, Yunanistan'ın borçlarını ödeyip ödeyemeyeceği konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Piyasalar Çin ve Avrupa'dan gelen kötü haberlerle bir kere daha sarsıldı! Çin'in İmalat Sanayii Satın Alma Müdürleri Endeksi bir önceki aya göre gerileyince, Asya borsaları düştü. Bunun yanında, geçen hafta İtalya'nın kredi görünümünün negatife çevrilmesi ve Fitch şirketince Yunanistan'ın notunun düşürülmesi piyasaları tam anlamıyla altüst etti. Euro, Dolar karşısında âdeta erirken, emtia ilintili para birimleri de Dolar karşısında hayli değer kaybetti.

Çarşamba günü FED'in açıkladığı toplantı tutanakları bile Dolar'a destek olamadı. 1.4268 seviyelerine kadar çıkan Euro, Dolar'ın kendi dinamiklerinden kaynaklanan sebeplerin de etkisiyle yükseldi.

Euro, Yunanistan'a dair endişelerle Dolar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. 1.4053 seviyelerine kadar gerileyen Euro daha sonra 1.41'li seviyelere kadar tekrar çıktı.

Euro, Yunanistan ile ilgili endişeler sebebiyle Dolar karşısında 1.41'lere kadar geriledi. Artan bütçe açıkları yüzünden sıkı maliye politikası uygulayan ancak yine de borçlarını ödemek için gerekli geliri elde edemeyen Yunanistan'ın en büyük problemi, rekabet gücünün olmaması. Bu sebeple bu ülkeye yapılan yardım şartlarının yumuşatılması ve ek yardım konusunda Avrupalı liderlerin yavaş davranması, piyasalarda endişeleri alevlendirerek Euro'nun Dolar karşısında değer kaybetmesine yol açıyor.

Euro, AB'nin faiz kararı sonrası tüm paralar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. Kısa zamanda 1.43'lere gerileyen Euro, buralarda kendine destek arıyor.

Önceki gün Amerika'dan gelen olumsuz veriler sonrası 1.4920'lere kadar tırmanan Euro daha sonra bir miktar geri çekilmişti. Zira piyasalarda Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet'nin açıklamaları bekleniyordu.

Dünya çapında olağanüstü gelişmelere şahit oluyoruz. Üsame bin Ladin'in öldürüldüğü haberi Dolar'a alım getirirken Yen değer kaybetti. Euro ise diğer para birimleri karşısında değer kazanmayı sürdürdü.

ABD Merkez Bankası (FED) faizleri değiştirmeyerek varlık alımının haziranda biteceğini açıkladı. Bunun yanında faizlerin bir süre daha diplerde kalacağının sinyalini verdi. Yani gevşek para politikasına bir süre daha devam edilecek. Tabii bu açıklamayı müteakip Dolar âdeta eridi. Euro/Dolar 1.4850'lere fırlarken, Pound/Dolar da 1.67 seviyelerini gördü.

Dolar açısından kritik bir haftadayız. Bugün ve yarın FED Para Kurulu, ileride uygulayacağı politikaları açıklayacak.

Diğer ülkelere kıyasla Amerika'nın faizleri en erken 2012'nin ilk çeyreğinde artıracağı beklentisi Dolar'a şiddetli satış getirdi. Bu durum küresel risk iştahının artması, kötü gelen işsizlik ve Philadelphia FED üretim endeksi verileriyle de desteklenince Dolar diz çöktü.