Ünal Bolat

Bekçilere göre kesin yalancı durumuna düştüğüm gibi artık karakola gidişim de kesinleşmişti!

“Neyse gideyim artık” diye bir adım daha atmamla, dış kapının açılması bir oldu…”

“Bana göstermiyorlardı. Bildiğim tüm duaları yirmi dört saat onun için okuyordum...”

Yalçın yine durdu. Gözleri dalıp gitti ve yeniden hüngür hüngür ağlamaya başladı...

“Bir akşam fakirhanemizin zili çaldı. Kapıyı açan annemin hâlini görmeliydiniz?!.”

“Sevencan ile işte tanışmamız böyle başlamış oldu. Adı gibi candan seven birisiydi...”

“Onun ölüm haberi yıkmıştı beni. Ağladım, günlerce haftalarca kendime gelemedim...”

“Süleyman’ın her söylediği söz aslında bizlerin suratına atılmış tokat gibi gerçeklerdi!..”

“O gelip mertçe yüzlerine konuşur, onlarsa ardından kahkaha atarken yüzleri dahi kızarmazdı!..”

4. seanstan sonra sancılarım azalmaya başladı. Kızıma “otobüsle gidebiliriz” dedim...

“Denemedik ilaç ve tedavi yöntemi kalmadı. Ama hiçbirinden sonuç alamadım”

“Ben bunları söylerken siz de beni yaşlı birisi mi sanıyorsunuz? Henüz 19 yaşındayım ben...”

“Broşürdeki internet sitesini göstererek detaylı bilgileri araştırabileceğimi söyledi...”

“Yazılarda rağbet ettiğimiz yoksulları hayatın içinde neden yok sayıyor küçük görüyoruz?..”

“Zavallı sıra beklerken uyuyakalmış hâlde elindeki sıra fişi geçmiş, anlamsızlaşmış…”

“Umdukları sonucu elde edemeyen mandıracılar çok pişman olur ama iş işten geçmiştir!..”

“Mandıracılar, ihtiyaçları olmadığını süt almayacaklarını söyleyerek ihaleye katılmazlar...”

Yedi mandıracı bir araya gelip kim hangi köylerden süt alacak, kaça alacak, konuşup anlaşır...

“Peki nineciğim" dedim. Rabbimin yardımıyla okudum subay oldum. Askerliği meslek seçtim...

“Seferberlikte eli silah tutan erkekler cepheye gidince, şehirde çoluk çocukla biz kadınlar kalırız!”