Ünal Bolat

“Gündüzleri Tatvan’da dolaşıyor akşama doğru fırından ekmek alıp eve geliyorum.”

“Yıllardır ışık veriyor olmanın gururuyla, gaz lambası 100 mumluk ampule istifini bozmaz!..”

“Şimdi köylerde nüfus azaldı, okulumuz kapandı. Camiye giden çocuk var mı bilmem...”

“Sen kasabamızın üç şartına aykırı hareket ettin. Artık bu kasabada kalman imkânsız...”

“Kulun işine karışmayacaksın. Allah’ın işine karışmayacaksın. Yalan söylemeyeceksin...”

“Allah dostunun hizmetinde bulunmak öyle her yiğidin kârı değil, nice imtihan vardır...”

“Onların zihninde iyi olarak yer alırsak yıllar sonra adımızı söylerken iyilikle anarlar”

“Her birimiz okula giderken çantayla birlikte bir de sobaya atılacak odun götürürdük...”

“Derler ya evliyanın sözünde Rabbani tesir vardır, sanki o gün bu söz, tezahür etti...”

“Derler ya evliyanın sözünde Rabbani tesir vardır, sanki o gün bu söz, tezahür etti...”

Sorduğumda “emekli olanların yerine yeni eleman alındı da” dedi yine kibar bir dille...

“Aklıma birkaç hafta önce bana verilen ama yemeyip çaycıya hediye ettiğim kavanoz geldi...”

“Ağır aksak yürüyen yaşlı bir beyefendi elinde bir kavanozla odama girdiğinde anlam veremedim!..”

“Meğer yolcu otobüsünün bagajına geçtiğimiz duraklardan birinde cenaze konulmuştu!..”

“Hazret-i Hızır'ın, oturduğu ve bastığı yer yeşil olurmuş, şehadet parmağında kemik yokmuş...”

“Bizim Yörük kızı ‘yeni bir kardeşim olacak, birbirimize yârenlik ederiz’ diyormuş...”

O gün çok zor geçti. Ya alıp gelemezse o gün belgeleri? Ya yetişemezse yarın nikâha?”

“Bağ bahçe işleri ustasıydı ama ütü mütü bilmezdi bir köy kadını olan sevgili anneciğim...”

“Yasemin, giydiği gelinliği götürmedi; teyze annede duruyor. Onu yarın gider alırım...”

“O çantayı alıp da delikanlıya vererek “oturacağım da” deseydim elim mi aşınırdı?”