Ünal Bolat

​“Benimle birlikte otobüse binen ihtiyar, susmak bilmez lafın biri ağzında biri boğazında biriydi...”

“Bu kar tünellerinden geçerken öyle güzel bir gül kokusu hissediyordum ki anlatamam”

“Evler arası gidip gelen insanların sadece başları görünüyordu. İnsan boyu kar yağmıştı...”

“Kalbi temiz olanları yüce Rabbim her zaman dedikodudan da iftiradan da korumuştur...”

“Dedemin hava tahminine inanmayanlar da tahmin gerçekleşince inanmaya başladı...”

“Oğluma da bunları anlat” diye ricada bulundu, oğluna da gittim ama oğlu ilgilenmedi!..

​ “Ne arabamız ne evimiz ne makamımız vardı. Ama o kadar mutlu idik ki anlatamam...”

“Sizin okulunuza bir koli de Altın Tozsuz Tebeşir de hediye getireceğim müdürüm...”

Bir uğultu koptu ve biri öfkeyle "Allah senin belanı vermesin e mi! Ödümüzü patlattın!” demez mi!..

“Onlar gitti, ben ise ortada kaldım. Sağa sola bakınırken az ileride bir okulu gördüm...”

“Üzgün mahcup bir şekilde mağazadan dışarı çıktım. Aslında mağazadan kovulmuştum.”

“Ansiklopedi pazarlaması yap. Türkiye gazetesi 18 ciltlik rehber Ansiklopedisi veriyor...”

“Sana ben bakıyorum tüm varlığın ben ve evlatlarımın hakkı. Kapı dışındakileri evlat sayma!..”

Bizi afallamış gören dükkân sahibi “siz Türkiye gazetesinden gelmiyor musunuz?” dedi...

​“Hocam, annemin raporunu yeniletmek istiyorduk. Acaba bize yardımcı olabilir misiniz?”

“Sevinerek içeri girdik… Doktor Bey masasında yine bilgisayarında bir şeylere bakıyordu...”

“Çok şükür şimdi iyileşmeye başladın… Ciğerlerinin ağrıdığını söyleyecek hâle geldin…”

Bu arada yeni baştan “ona bakalım, buna bakalım” derken zaman kaybolacak...

“Babasını da bir kalemde silip atamıyordu. Kahroldum. Neydi bu çocukların suçu böyle?”

“Kendisiyle bir saat önce hava alanında karşılaşmış ve hâl hatır sormuştuk...”