Ünal Bolat

“Şimdiye kadar yaşadığım hiçbir heyecan bu an yaşadığım kadar beni etkilememişti”

“Bu defa ihtiyarla, yağmurun altında da olsak oyalanmaya ve hatta beklemeye başladık”

“Nezaketi ve kibarlığı karşısında gerçekten duygulanmamak mümkün değildi…”

Arkadaşınız bana “bu yol, bu vatan Libyalıların” dedi. Peki, hakkı hukuku kim ayıracak?

“İşçilerimize izinli olarak Türkiye’ye dönecekleri zaman valiz almaya niyetlendiklerinde bile diyordum ki...”

“Ben, âdeta canımı kurtarmak için uğraşıyorum, neden üç yıl gelmemek için garanti vermeyeyim?”

“Bana bir gün sonra gelip sigorta işlemlerini tamamlamamı ve aynı gün arabamı almamı söylediler...”

“Rahmetli Yusuf Aga 'A be kızanlar gelin bakem bura' der ceplerimizi meyveyle doldururdu...”

“Ben sağlıkçı olmam sebebiyle konunun önemini bildiğim için Şavşat’a gitmiş, aşımı olmuştum...”

“Âdeta meydan dayağı atılan şahıs olay yerinden zor bela kaçarak canını kurtardı...”

“Hepsinin ücretini ödeyecek bir kimse var sana bu kitapları gazeteyi bırakalım...”

“Gelin şurada bir çay içelim ben de başımdan geçen hadiseyi size nakledeyim...”

“Sorularıma cevap veremeyince kendimden utandım. Başımı uzun müddet kaldıramadım...”

"Ordu pazarında seyyar satış yapmak için hazırlık yaparken hiç tanımadığımız birisi geldi."

“Ben şaşkınlık içinde bir deri, bir kemik kalmış olan bu adamı hatırlamaya çalışıyordum.

Türkiye’de ilk defa  “Riverse Omosis” sistemli su arıtma cihazının tanıtımını ve satışını yapıyordum.

“Askerî bir fabrikada çalışması sebebiyle, rütbeli paşayla karıştırılması, espriye yol açmıştı...”

“En büyük tesellim onun gibi çok kıymetli bir insanın hatırası olan 3 evladım ve anılarım...”

“Elinde üç kuruşu olsa onu hayır için harcamak ister, bolca dinî kitap alıp dağıtırdı...”

“Talihsiz bir sözlenme dönemi yaşamış, ikiyüzlü insanlar yüzünden sıkıntılar çekmiştim...”