Ünal Bolat

“Kulaktan kulağa anlatılanlar, dilden dile dolaşır ama gerçek çok zaman sonra anlaşılır.”

“Osmanlı, benzer camilerden çok sayıda yaptırmış ve buralara din görevlisi atamıştır.”

“Eniştesinin hâline üzülen arkadaş “şuradan dön” diyor “seni bir yere götüreceğim...”

“Askerî garnizonda kıdemli yüzbaşı olarak askerî ve tarihî alanda konferanslar veriyordu...”

​“O yıllar araştırma görevlisi olan merhum İsmet Miroğlu’na kura çekeceğimizi söyledim...”

“Gizli gizli ağlıyormuş ama korkusundan üvey annesini babasına şikâyet edemiyormuş...”

“Üç ay kadar evvel Türkiye Takvim yaprağının arkasında hayatını okudum, merak ettim...”

“Bu hatırayı kime anlattıysam, ‘bunu herkese anlat’ dediği için size de anlatmak istedim...”

“Cenaze işlemlerini arkadaşlarımız yerine getirmesi sebebiyle ailesi çok memnun olmuş.”

​“Yardım kampanyalarına gelen miktarlar belliydi. Ama o iki bin lira birden göndermişti...”

“At ürker adam dili tutulmuş kalakalır. At kaçarken sandıklardaki üzümler yerlere saçılır...”

“Önce Fatiha suresini ardından namaz surelerini birer birer öğrenmeye başladım...”

“Düşündüm, cebimde o zamanın 15 milyonu, (günümüzün 15 lirası) vardı ve bana lazımdı”

“Gerçekleşmesi kesin gibi his uyandıran tutarı yüksek para geleceği kalbime doğmuştu...”

“O güzel gelenek babam ve babamın esnaf arkadaşları ile birlikte vücut bulmuştu, şükür...”

“Abla samimi söylüyorum, ne zaman ihtiyaç olursa gel çekinme… Komşuyuz biz...”

Konuşmakta zorlanıyor, düşüncelerimi toparlayamıyordum. "Taksi… Taksi…” diyebildim.

“O paranın ne olduğunu tam yirmi sene sonra öğrendim. Meğer mükâfat içinmiş...”

“Değirmende buğdayların kepekli kısımlarını ayırıyor, içinin bembeyaz kısmını alıyorduk...”

“Soğuktur desene şuna. Baksana bir tanecik torununa bile sarılıp öpmedi ayol...”