Ünal Bolat

Mühim olan babamız Zeki Aydın gibi iz bırakabilmek, insanların gönlünde taht kurabilmek...”

​“Yolu yırtarcasına gelen kamyon, inleyen bir dinozoru andıran fren sesiyle sağda durur...”

“Samimi olduğun kişilerin isimlerini bana ver ben de senin selamınla onları abone yapayım”

“Onu da okudum. Şeyhoğlu Mustafa 1401 yılında tamamlamış. Hepsini inceliyoruz...”

Radyoda benzinin litresinin 275 kuruştan 325’e çıktığını öğrendik, ne kadar pahalanmıştı(!)

“Turan, seni sevip seninle evlenmeseydim Samsun'a yerleşip avukatlık yapacaktım.”

"Göreceksin Hâkime Hanım da giderken ağlayacak ama dönerken de ağlayacak" dedi...

Eşime “Şemdinli'ye benimle gelir misin, yoksa İstanbul'da mı kalırsın?” diye sordum...

“İnancı gereği namazını kılması için ona bir yer açılması gerektiğini hatırlatıyorum...”

Körler Alayı, Yıldız Sarayı önlerine varınca “Padişahım çok yaşa” tezahüratı yaparlar...

“Bu hastaya yapılacak en güzel hediye inancımıza göre yanında Kur'ân-ı kerim okumaktı...”

“Ama oğlum Kıbrıs Savaşı'nda değil 1950’de Kore’de Kunuri Savaşı'nda şehit düşmüştür...”

“Peşin hükümlü olma, ümidini yitirme. İnşallah ikimiz de savaştan gazi olarak döneriz...”

“Tedavi dönüşü eve geldiğimde çocuklarımda biraz endişeli ve tuhaf suskunluk vardı...”

“Hasan Amca'dan kalan güler yüzlü postacı olma âdetini devam ettirmeye çalışıyorum...”

Anacığım “yetiş Süleymaaan! Mustafa kuyuya düştü” diye bağırıp bayılıvermiş...

“O zamanlar şimdiki gibi cep telefonları yoktu. Mektup haberleşmenin yegâne aracı idi...”

“Gönlü insan sevgisi ile dolu bu yüzbaşımı bizim bölükte olmasa da hepimiz çok severdik...”

​“Rahmetli ebemin elleri her çamaşırdan sonra buruş buruş olurdu!..”

“Sabah olunca, mahalle arkadaşları da geldiler Tahsin'i ziyarete. Fotoğraf albümünü açtılar.”