Vehbi Tülek

Sırrî-yi Sekatî hazretleri ticâret yapardı. Bağdât'ta bir dükkânı vardı. Çok kanaatkârdı...

Müslümanların hak üzerinde birleşmeleri, Allahü teâlânın, merhamet etmesine sebep olur.

"Talebe, tavus gibi olmalıdır. Güzel kanatlarına, renk renk tüylerine değil, siyah bacaklarına bakmalıdır..."

Hanım velîlerden Seyyidet Nefîse hazretleri, Mekke-i mükerremede doğdu ve Kâhire'de vefât etti.

"Bid'at sahipleri ile ve mezhepsizlerle arkadaşlık etmeyiniz! Bunlar, din hırsızlarıdır."

"Yerime, en lâyık olan Yavuz Sultan Selim’dir. Sağlığımdayken saltanat vazifesini ona vereyim"

"Evliyânın sûretleri, öldükten sonra da talebesine gözüküp feyiz verirler..."

"Âileni güzelce idare eyle! Tatlı nasihat ederek, Allahü teâlânın emirlerini ona öğret!"

Seyyid Tâhâ hazretlerinin oğlu Ubeydullah, Seyyid Fehîm hazretlerine tâbi olmak istiyordu. Ancak!..

"Sakın, ilmi ve âlimleri sevmekten uzak kalmayınız. Bu, kurtuluş vesîlesidir."

“Ceddim Resûlullah (aleyhisselâm) geldi. Bu dünyâdan gidelim, Cennet'e uçalım, buyuruyor”

Âhiret saâdetine kavuşmak, tâatler ile ibâdet ve kulluk ağacının meyveleri ile ele geçer.

Müminler kardeştir. Îmân sâhibi olanlar, din ve dünyâ işlerinde birbirine yardımcı olurlar.

Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) ismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farzdır.

"İnsanlar uykudadır. Öldükleri zaman uyanırlar. Fakat fırsat elden gider..."

Resûl-i ekrem efendimiz buyurdu ki: "Dünyâ ibret yeridir, tâmir etme yeri değildir."

"Bu ümmet içinde, Peygamberimizden sonra olma saadetinin sahibi Hazret-i Ebu Bekir’dir."

"Nefs, şeytan, tûl-i emel, nefsin arzu ve istekleri kalbde kalın perdeler meydana getirmiştir..."

İran hükümdarı Nâdir Şâh Seyyid Hasan hazretlerine bir mektup yazarak kendisinden yardım ister...

İhlâs sâhibi oluncaya kadar ihlâsı, kurtuluşa erinceye kadar da kurtuluşu arayınız.