Fırat’a siyanür felaket olur! Zehir havada, suda, toprakta

ESMA ALTIN'IN HABERİ - Erzincan İliç’teki altın madenindeki heyelandan sonra siyanürlü havuzdan muhtemel bir sızıntı ihtimaline karşı, tesisin yakınından geçen Sabırlı Deresi’nin 350 metre ileride Fırat Nehri’ne bağlanan menfez kapakları tedbir amaçlı kapatıldı.

Ancak uzmanlar, tehlikenin devam ettiği konusunda uyarıyor. Ekipler, her gün bölgedeki topraktan ve Fırat’ın belirli noktalarından numuneler alırken, Türk Toraks Derneğinden Doç. Dr. Nilüfer Aykaç, siyanürün yanı sıra ağır metalleri içeren atıkların da nehre ulaşma ihtimali bulunduğunu söyledi.

Siyanürün Fırat’a ulaşmasa bile yağmurlarla havaya, toprağa, yeraltı sularına karışarak bütün canlılara zarar verebileceğini ifade eden Aykaç, siyanür ve ağır metalli atıkların ciddi bir potansiyel risk olduğunu kaydetti.

Solunum yoluyla siyanür zehirlenmesinin diğerlerine göre çok daha zararlı olduğunu belirten Aykaç “Akut siyanür zehirlenmesi; solunum güçlüğü, sara nöbeti, yorgunluk, bilinç kaybı, deride tahriş ve ağrı, öksürük, burunda tıkanma, kanama, hipotansiyon (düşük tansiyon), çarpıntı, bulantı ve kusma gibi belirtiler gösteriyor.

Kronik siyanür zehirlenmelerinde ise, tiroid hormon düzeyinde azalma, guatr, kulak çınlaması, kollarda ve bacaklarda uyuşma, davranış bozuklukları, hafıza kaybı, hareket yeteneğinde azalma, görme bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir” bilgisini verdi.

Siyanürün suya karışması durumunda insanlara ve su canlılarına büyük zarar vereceğini anlatan Aykaç, “Siyanür toprağa karıştığında, toprakta zehirli gıda üremesi başlayabilir. Son derece ölümcül olan siyanür, solunum veya sindirim yoluyla alındığında hızlıca öldürebilir” diye konuştu.

Uyarılarda da bulunan Aykaç “Siyanür kontrolü için içme suyu, günlük olarak analiz edilmeli. Hava, su ve toprakta  ek olarak ağır metal ölçümleri de yapılmalı. Sonuçlar çıkana kadar özellikle yer altı suyu kaynaklarının kullanımından kaçınmalı. Toprak ile gelen sebze gibi gıdaların bol su ile yıkanması önemli” dedi.