İsrail ile anlaşan ülke kaybediyor

İsrail ile anlaşan ülke kaybediyor

DÜNYA Haberleri

BAE ve Bahreyn’in İsrail ile iş birliği anlaşmaları dünyanın gündeminde. Ancak tarihî kayıtlar İsrail ile anlaşan ülkelerin hepsinin kaybettiğini gösteriyor

OSMAN SAĞIRLI

ABD Başkanı Donald Trump’ın aracılığıyla İsrail’in Birleşik Arap Emîrlikleri (BAE) ve Bahreyn’le yaptığı anlaşmalar gündemde yerini korumaya devam ediyor. Çabaları sebebiyle Nobel’e aday gösterilen Trump, önümüzdeki süreçte en az yedi -  sekiz Arap ülkesinin daha İsrail ile anlaşacağını duyurdu. Fakat tarih İsrail ile anlaşan ülkelerin kayıpları ile dolu. Mısır, Ürdün, Moritanya ve Filistin geçmişte en çok kayıp yaşayan ülkeler. Suudi Arabistan’ın göz kırptığı, BAE ve Bahreyn’in ise imzaladığı anlaşmaların sonuçları ise önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. İşte İsrail ile yapılan anlaşmalar ve sonuçları itibarıyla ortaya çıkan tablo:
17 Eylül 1978'de Mısır ve İsrail ABD Başkanı Jimmy Carter'ın aracılığı ile barış antlaşmasının temeli atıldı. Camp David'de varılan uzlaşılar bir Arap devleti ile İsrail arasında imzalanacak olan ilk barış antlaşmasının metni oldu ve müzakere edildiği yerin adı ile anıldı.
'Camp David Sözleşmeleri' olarak tarihe geçen süreçte Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin, 12 gün süren gizli pazarlıklar yaptı. Antlaşma ile ilk kez bir Arap ülkesi İsrail'i resmen tanımış ve ele geçirdiği topraklar üzerindeki varlığını meşru kabul etmiş oldu. Sözleşme, altı ay sonra 26 Mart 1979'da bir resmî barış antlaşması olarak imzalandı ve bu antlaşmaya göre İsrail askerî birliklerini Sina Yarımadasından çekerek bölgeyi Mısır'a geri verdi. Diplomatik ilişkiler 1980'de normale döndü ve ticari ilişkiler canlandı. ABD sayesinde Camp David'de birçok konuda uzlaşma sağlandı. Ancak genel olarak İsrail’in kazancı ile sonuçlanan bir metin ortaya çıktı. Menahem Begin ve Enver Sedat, 1978 yılında Nobel Barış Ödülünü birlikte aldı.

MISIR’IN İTİBARI GİTTİ
Mısır'ın İsrail ile olan anlaşmasından dolayı itibar haricinde kaybettikleri küçümsenemeyecek kadar fazla. Öncelikle Sina Yarımadası askerden arındırıldı. Bugün hâlen gerginliğin temelini oluşturan ve Mısır’ın toprakları olmasına rağmen asker bulunduramadığı yerlerden biri. Son dönemlerde terör örgütü DEAŞ bahanesiyle bölgeye girme çabaları olsa da değişen bir durum yok.  Dahası Mısır Sina'daki Abu Rudeis ve Ras Sudar petrollerinden düşük fiyatla İsrail'e 4,5 milyon ton petrol satmak zorunda. Bu da ciddi bir ekonomik kayıp.
ABD Camp David ile resmen İsrail'in yanında olduğunu 9 ayrı madde ile kayıt altına aldı.  Bu anlaşma aslında İsrail’in geleceğini garantiye almış oldu. Bir nevi Mısır kendi eliyle İsrail’in geleceğini garanti eden anlaşmalara imza attı. İsrail'in Camp David'e göre Filistin'deki asker azaltması gerekirken, İsrail hem Filistin hem de Mısır sınırında asker sayısını 2005'e kadar arttırdı.

ÜRDÜN KÜÇÜK ALANDA HAPSOLDU
Mısır'ın ardından 1994 yılında İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ikinci Arap ülkesi Ürdün oldu. 1994’te İsrail ile anlaşan Ürdün de Mısır gibi anlaşmadan kayba uğrayan ülkelerden biri. Hem toprak hem de ekonomik kayıplarla sonuçlanan anlaşma Ürdün’ü Orta Doğu’da küçük bir alana hapsetmiş oldu. Ürdün, İsrail ile anlaşarak Batı Şeria'daki haklarının tamamından vazgeçmek zorunda kaldı. Ki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun seçim vaatleri arasında yer alan Batı Şeria Vadisi ciddi tartışmalara sebep oldu. Ürdün ve Yermük nehirlerinin suları İsrail'e vermek zorunda kalındı. Ve anlaşmalara göre İsrail içindeki Ürdün toprağı sayılan El Bakura ve Hamry'de İsrail izinsiz tarım yaptı.

FİLİSTİN’İN YÜZDE 80’İ İŞGAL ALTINDA
1993-1995 yıllarında Oslo’da sağlanan Filistin- İsrail mutabakatının da kazananı kuşkusuz İsrail oldu.
Oslo görüşmeleri sonrasında Filistin'in topraklarının yüzde 80'i İsrail'e kaldı. Kudüs'ün durumu nihai anlaşmaya bağlanarak, âdeta İsrail'e bırakıldı. Ki son olarak Trump’un girişimiyle birçok ülke büyükelçiliklerini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdı. Yasa dışı Yahudi yerleşimleri yasallaştı. Bugün Filistinlilere ait araziler devlet eliyle, üstelik de uluslararası hukuka aykırı olduğu tescillenmesine rağmen yerleşimcilere açılıyor.
Dünyada nüfusundan fazla insanının yurt dışında mülteci olarak yaşadığı tek millet Filistinliler. Bu anlaşma ile Filistinli mülteciler kapsam dışında tutuldu. 1999 yılında Moritanya ABD ile terör iş birliği yapabilmek için İsrail ile anlaşmaya gitti. İstediği yardımları alamadı. 2009'da Gazze'ye İsrail saldırısıyla birlikte anlaşma bozuldu. Moritanya kaybettiği itibarı ile yetindi.

KURTULUŞ MU BATIŞ MI?
Gelelim Birleşik Arap Emîrlikleri, Bahreyn ve İsrail ile anlaşması muhtemel ülkelerin durumuna. Afrika ve Orta Doğu’daki varlığı, İran korkusu ve biten petrol sonrası ekonomik endişeler BAE’nin İsrail sermayesini ve himayesini dolayısıyla ABD müttefikliğini garanti anlamına geliyor. Bahreyn, bu anlaşmanın faturasını ağır ödemesi muhtemel ülkelerden. Halkın büyük çoğunluğu Şii olan dolayısıyla genetik olarak Yahudi karşıtı olan halkın anlaşmayı hoş karşılaması mümkün görünmüyor. Halka rağmen yapılan bu anlaşmanın Bahreyn’in toplumsal yapısını bozması an meselesi.
Anlaşma yapması muhtemel ülkelerden biri de Sudan. Ancak Sudan’da da halkın bu anlaşmaya karşı çıktığı biliniyor. Zaten iç karışıklık yaşayan Sudan’ın bir süre daha anlaşma yapması beklenmiyor. Anlaşma yapan ülkelerin kazanımlarına göre hareket etmesi kuvvetli ihtimal.
Cezayir, Tunus ve Irak’ın anlaşma yapma ihtimali çok zayıf.  Umman, Kuveyt ile İsrail arasındaki anlaşma çok kısa sürede açıklanabilir.
Katar, İsrail’in ticari ve turizm bürolarına izin veren ilk ülkelerden biri ancak resmî olarak anlaşma yapmayacaklarını duyuran ilk ülke.
Moritanya’nın da tekrar anlaşma zemini aradığı bildiriliyor. Fas-İsrail ilişkileri gayriresmî olarak çok iyi. Ancak resmî ilişki kurup kurmayacağı belli değil. Lübnan’ın yeniden ilişki kurması ise yeni yönetime bağlı.

BAE VE BAHREYN’İN İSRAİL İLE İLİŞKİLERİ NORMALE DÖNDÜ
İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik tören 15 Eylül'de Washington'da gerçekleştirilmişti. Beyaz Saray'da düzenlenen törende anlaşmaya ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid en-Nahyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani imza atmıştı.

 

Düzenleyen:  - DÜNYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...