İsrail’e müdahale için BM’ye gerek yok!

YEŞİM ERASLAN'IN HABERİ - İsrail’in Gazze’ye saldırısında 100 gün geride kalırken dünya çapında artan ateşkes çağrılarına kulak tıkayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanında görülen soykırım davasından çıkacak kararı tanımayabileceklerini açıkladı. 24 binden fazla Filistinlinin öldüğü savaşın sona erdirilmesi için çabalar sürerken, Lahey’de devam eden soykırım davasının sonuçlarını gazetemize değerlendiren milletlerarası hukuk uzmanı Hakan Erkiner, mahkemeye sunulan delillerle soykırımın sabit olduğunu ifade etti. İsrail’in, BM Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini kaydeden Erkiner, Uluslararası Adalet Divanının üzerinde baskı uygulanabileceğini söyledi.

DEMOKRASİ SADECE KENDİLERİ İÇİN

Hakan Erkiner “İsrail, ABD ve bütün bir batı dünyası divan üzerinde müthiş bir baskı kuracak. Buna rağmen karar, soykırıma uğrayan Gazze’deki sivillerin, hukukunu korur istikamette çıkmalı” dedi. Mahkemeden, dava sonuçlanmadan 1993 yılındaki Sırpların Bosnalı ve Kosovalılara uyguladığı katliamda olduğu gibi tedbir kararı çıkarılabileceğine işaret eden Erkiner, ihlal kararlarına İsrail yönetiminin uymayacağını belirtti. Bu tür davaların yargılamasının uzun yıllar sürebileceğini kaydeden Erkiner sözlerine şöyle devam etti: İsrail karara uymaz ise devreye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) girecek. Hem Soykırım Sözleşmesi hem de divanın kararları BMGK’ya bu konuda görev yüklüyor. Ancak orada da yaptırım kararı alınması, daimî üyelerin veto edip etmemesine bağlı. Çünkü Batı, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını sadece emperyalizm için kullanıyor. İnsan haklarını kendilerinden olmayanlar için müdafaa etmiyor. 

“UYGARLIĞIN BİTTİĞİ NOKTADAYIZ”

Güvenlik Konseyi de görevini de yerine getirmezse, BM Genel Kurulu “Barış için Birlik” dediğimiz bir kararla İsrail’i karar uymaya davet edebilir. Aslında, BMGK beklenmeksizin, askerî kuvvet kullanılarak insan hayatının kurtarılması için devletler devreye girebilir. Bunu zamanında Batılı devletler, bazı devletleri yıkmak, hükûmetleri devirmek için tercih etti. Fransa bunu Libya’da Kaddafi’ye karşı kullandı. Uluslararası Adalet Divanından İsrail aleyhine bir karar çıktığında, soykırımın sabit olduğu ortaya konduğunda bütün dünya devletleri teker teker ya da toplu olarak İsrail aleyhine bütün diplomatik ve ekonomik karşı tedbirleri uygulamaya koyabilir. Bu bile çok büyük bir şeydir. Yemen bile kendini bombalatmayı göze alarak direniyor. Tek başına Kızıldeniz’de İsrail’e giden ticaret gemilerinin önünü kesiyor. En azından zulüm olduğunun ortaya konması lazım. Haklılık da gasbedilecekse, zulmün zulüm olduğu tespit edilemeyecekse uygarlığın bittiği noktadayız.