Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Sütümüz elin kutusunda pahalanıyor

Sütümüz elin kutusunda pahalanıyor

EKONOMİ Haberleri

Bugün bir litre kutu sütün fiyatı, kalite ve markaya göre 6-8 TL arasında... Bunun 1-1,5 TL’sini kutuya veriyoruz. Dizayn Pack Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Metin Çiftçioğlu “Bu alanda üretim üssüyüz, ancak ham maddemizin yüzde 70’i ithal. Devlet öncü olsun, içeride bu ham maddeyi üretelim, kutu maliyetini 25-50 kuruşlara kadar düşürebiliriz. Böylece cari açık ve enflasyon da geriler” diyor.

Ö. FARUK BİNGÖL

Plastik, cam, alüminyum ve karton atıkların çöpe değil geri dönüşüme gitmesini sağlayacak Depozito İade Sistemi (DİS), 2022 yılında devreye girecek. Uygulamayla birlikte tüketiciler ürünleri satın alırken ürün bedeliyle birlikte belirlenen depozito iade ücretini de satış noktasına ödeyecek. Depozito sistemi; tüketiciyi, ürünün fiyatı dışında ödenen bedeli geri alabilmek için sistemin belirlediği market ya da toplama noktalarına yönlendirecek. Tüketici, depozito bedelini geri alabilmek için atığı iade edecek. Etmediği durumda ise devlet o parayı, geri dönüşüm sisteminin büyümesi için kullanacak. Sistemle atıklar çevreye çöp olarak saçılmayacak ve ham maddeye dönüştürülebilecek. Hem çevre korunacak hem ülke ekonomisi kazanacak. Sistemin doğru işlemesi hâlinde Türkiye’de her yıl bir milyon ton ilave atığın oluşmasının önüne geçilebileceği belirtiliyor. Ancak bu miktar, sektörün ihtiyacının sadece bir kısmını karşılayabiliyor. Çünkü plastik ve ambalaj sektörü genelinde, yıllık 9 milyon ton civarında ham maddeye ihtiyaç duyuluyor. Türkiye’nin kaçınılmaz olarak bu ham maddeyi yerli imkânlarla üretmesi gerekiyor. Sektörde söz sahibi yerli üreticilerden Dizayn Pack’ın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Metin Çiftçioğlu ile konuştuk bu konuları...

KUTUYA AYRI SÜTE AYRI PARA
Ortalama yüzde 70 ithal ham madde ile çalıştıklarını anlatan Metin Çiftçioğlu “Depozito sistemi güzel bir uygulama ama bunun nasıl işleyeceği henüz belirsiz. Tüketiciler bakkala, markete gidip, süt veya meyve suyu kutularını verip, parasını isteyecekler. Bu, pratikte depolama gibi birçok ihtiyacı beraberinde getirecek. Kaldı ki işin bu tarafı bizim ihtiyacımız olan ham maddeyi karşılamaya yetmez. Bugün 100 TL’ye sattığımız ürünün, 70 TL’sini ithal ediyoruz. Bizim acilen üç ana başlıkta bir eylem planını hayata geçirmemiz gerekiyor. Ülkemizde petrokimya endüstrisi yetersiz. İhtiyacımızın sadece yüzde 15’ini üretebiliyorlar. İlk olarak bu alanda milli üretim için ciddi yatırım gerekiyor. Bunlar milyar dolarlık yatırımlar, bir firmanın tek başına yapacağı şeyler değil. Devlet, tıpkı THY örneğinde ya da KİT’lerdeki gibi bir modelle bu yatırıma girebilir. İthalata ödenen paralarla sistemi finanse edebilir, burayı halka arz edebilir, böylece gelir de üretebilir. Sanayici de buradan yerli ham maddeyi yerli para ile alır, dövize ihtiyaç duymaz, kur hareketlerinden etkilenmez. Sonuçta yerli ham madde üretimini artırarak istihdamı da yükseltebilir, enflasyonu da düşürebiliriz. Cari açığı da sadece bu kalemde, her yıl en az 1,5 milyar dolar geri çekeriz” dedi. Metin Çiftçioğlu’nun verdiği bilgilere göre; bugün bir litre sütün üzerinde yüzde 11-21 arasında değişen kutu maliyeti var. Bu da yaklaşık 1-1,5 TL ediyor. Yerli ham madde ile bunu üretirsek, sütteki kutu maliyetini 25-50 kuruşlara kadar düşürebiliriz. Yoğurttan boyaya kadar hikâye hep böyle...
Diğer faktörleri de anlatan Dr. Metin Çiftçioğlu “İkinci konu; ülkelerle sorunlu ilişkiler dönüp dolaşıp Türk mallarını vuruyor. Boykotlarla karşılaşıyoruz. Doğrudan bize yansıyor bu... Çok iyi satış yaptığımız bazı ülkelere şimdi hiç mal gönderemiyoruz. Bütün ülkelerle mümkün olduğunca iyi ilişkiler geliştirelim ki; biz de daha çok üretelim, daha çok satalım, istihdamı da daha fazla artıralım. Üçüncü olarak, maliyetlerimiz çok yüksek. Sadece elektrik faturamız son bir yılda yüzde 70 arttı. Bunu tam olarak fiyatlara da yansıtamıyoruz. İş süreçlerimiz burada çok zorlanıyor. Buraya da bir formül bulunmalı. Bugün dünyada meyve suyu ve süt kutusunun hâlâ en ucuz olduğu ülke Türkiye... Çünkü en büyük üretim üssü Türkiye... Bu konuda o kadar ilerledik ki, bugün ülkedeki makine yatırımının toplamı, İtalya’dan Çin’e kadar olan toplam yatırımlardan bile daha fazla. Bunu daha da büyütmek bizim elimizde. Yeter ki süreçleri, maliyetleri daha iyi yönetelim” şeklinde konuştu.

ÖNCELİĞİMİZ YERLİ ÜRETİCİLER
Metin Çiftçioğlu, Türkiye’de faaliyet gösteren küresel çapta bazı ambalaj üreticilerinin, salgının en şiddetli ve tedarik sıkıntısının zirve yaptığı dönemlerde, iç piyasa yerine ihracatı tercih ettiğini de belirterek, şöyle devam etti: Biz ise daha ucuza verecek olmamıza rağmen iç piyasanın ihtiyacını öncelikle karşıladık. Üstelik bu küresel markalar, içeride başka küresel markalara daha uygun fiyatlı kutu verdi. Biz de yerli ve köklü meyve suyu üreticisi bir firmaya daha uygun kutu vererek onların rekabet etmesini sağladık. Sonuç olarak pandemi şunu öğretti ki; küreselleşme o kadar da iyi bir şey değilmiş. Kendi ihtiyacımızı karşılayamazsak küresel sistemin dönüp de bize bakmasını çok bekleriz...


 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...