Akdeniz’deki oyunu bitiren hamle

Akdeniz’deki oyunu bitiren hamle

GÜNDEM Haberleri

Batı ve İsrail’in Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de dar bir alana sıkıştırma çabaları Libya ile yapılan anlaşma ile boşa çıkarıldı. Ankara’nın hamlesi, uluslararası camiada elimizi güçlendirirken Yunanistan’ın deniz işgal hattına kalkan çekildi.

SELÇUK BÖKE

Suriye’nin kuzeyinde uluslararası güçlerin terör koridoru projesini yerle bir eden Türkiye, şimdi de Doğu Akdeniz’deki bir başka emperyalist projeyi bozdu. Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve menfaatlerini koruma girişimlerine hız veren Ankara’dan kritik bir adım geldi. Türkiye ile Libya arasında, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’ imzalandı. Mutabakat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe Sarayı’nda Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ı kabul etmesinin arından duyuruldu. Doğu Akdeniz’deki tüm oyunu bozacak mutabakat sayesinde Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve Mısır’ın Türkiye’yi dar bir alana sıkıştırma çabaları boşa çıktı. Ayrıca İsrail ve Batı’nın Libya’da darbeci Hafter üzerinden Doğu Akdeniz’deki zenginlikleri sömürmesinin de önüne geçildi. Libya ile ayrıca “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası” da imzalandı.

TÜM PLANLAR SIFIRLANDI
Anlaşma ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama faaliyetlerinin sınırları genişlerken, Yunanistan ve Rum Yönetimin Meis adasını referans alarak Türkiye’yi 41 bin kilometrekarelik bir deniz alanına hapsetme girişimi de akamete uğradı. Libya’nın devrilen lideri Kaddafi sonrası karışıklıktan faydalanarak Yunanistan’ın Girit Adası’nı kullanıp tek taraflı olarak Libya’ya ait olan 39 bin kilometrekarelik alanı karasuları ilan etmesinin önüne geçilecek. Ayrıca anlaşma ile Marmaris, Fethiye, Kaş kıyı hattı ile Libya’nın Derne, Tobruk, ve Bordiya kıyı hattı komşu olacak. Böylece Türkiye, Doğu Akdeniz’deki çıkarlarına karşı tehditleri Girit adası açıklarından itibaren karşılama hakkına kavuşacak. Bölgede sondaj çalışması yapan yabancı gemilerin hareket alanı kısıtlanacak.

ATİNA’YI KORKU SARDI
Libya ve Türkiye’nin anlaşması Yunan basınında geniş yer buldu. Yunan gazetesi Kathimerini, “Doğu Akdeniz’de Yunan etkisine yönelik Ankara’nın karşılık vermeyi amaçladığı” başlıklı haberinde; “Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki Güney Kıbrıs, İsrail ve Mısır ile iş birliğine karşı Türkiye, sadece Libya ve Lübnan ile değil ayrıca Filistin yönetimi ile bağlarını güçlendiriyor“ ifadeleri kullanıldı.

LİBYA NOTA VERMİŞTİ
Yunanistan, Libya’da Kaddafi’nin öldürüldüğü 2011’den bu yana devam eden krizi fırsata çevirerek 2014 yılında, Girit Adası’nı baz alarak Libya’nın deniz alanını kara suları ilan etmişti. Yunanistan’ın bu girişimlerine o dönem Libya’daki Trablus hükûmeti Atina’ya özlü bir nota vererek,  Girit’in güney ve güney batısında yaptığı araştırma faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığı iletmişti.

YUNANİSTAN'IN İŞGALİNE SON VERİLDİ
Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki hamlesini gazetemize değerlendiren Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, uzun zamandır Türkiye’nin böyle bir adım atmaya ihtiyacı olduğunu belirterek  “Çok olumlu ve tamamen ulusları hukuk çerçevesinde atılmış bir adım. Libya ile imzalan bu muhtıra aslında Yunan-Rum tezlerine karşı da atıldı. Türkiye, Doğu Akdeniz’de önemli bir koz oynadı” dedi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de elinin giderek güçlendiğini vurgulayan Kumbaroğlu “Bu mutabakat ayrıca meşru doğalgaz arama faaliyetlerimizi de destekleyecek, Yunanistan’ın Girit Adası tezi bozacak, Yunanistan’ın deniz işgal hattına da kalkan çekilmiş olacak” diye konuştu. Prof. Dr. Kumbaroğlu, KKTC ve Türkiye arasında doğalgaz botu hattı projesine de dikkat çekerek “Bu proje sadece KKTC’ye doğalgaz aktarmayacak. Esas plan daha büyük; Türkiye doğalgaz boru hattı projesiyle çok stratejik bir adım atmış olacak. Akdeniz’de çıkartılan gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasının hem kolay hem de daha ekonomik olduğunu ispatlamış olacak. Bu da Doğu Akdeniz’de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin de ilgisini çekecek” değerlendirmesinde bulundu.

BATI’NIN HAFTER HESABI
Libya, 10 yıl önce Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan edip sınır ülkelerle anlaşmaya hazır olduğunu ilan ederken, 2010’da o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan,  haritaları yanına alarak bu ülkeye gitti. İki ülke, anlaşma için çalışma başlattı. Ancak iç savaş çalışmaların durmasına sebep oldu. Kaddafi devrilince Yunanistan, Libya’nın 39 bin kilometrekarelik deniz alanını işgal etti. 2018’de o haritalar tekrar masaya çıkarıldı ve çalışmalar yeniden başlatıldı. Aradan bir ay geçmeden 2019 başında Batı tarafından Hafter harekete geçirildi ve Ulusal Mutabakat Hükûmeti’ni devirmeyi amaçlayan Trablus saldırısını başlattı. Libya’daki senaryonun bir benzeri Mısır’da yaşandı. 2012 yılında seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ilk iş olarak hem 2003 yılında Rumlarla imzalanan MEB, hem de İsrail ile yapılan doğalgaz sevk anlaşmalarını feshetti. Mursi, ardından söz konusu anlaşmaları Türkiye ile imzaladı. Yunanistan ve İsrail’i rahatsız eden Mursi’ye 2013 yılında askerî darbe yapıldı.

Akdeniz’deki oyunu bitiren hamle

TÜRKİYE OLMADAN OYUN KURULAMAZ
Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile yapılan anlaşma Türkiye’nin bölgede elini güçlendirecek. İşte; yedi maddede anlaşmanın getirdikleri:
1- Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin içinde yer almadığı hiçbir anlaşma, pazarlık veya paylaşım söz konusu olamayacak.
2- Yunanistan 2014’te gasp ettiği 39 kilometrelik Libya kara sularında hak iddia edemeyecek.
3- Kıbrıs meselesinde çözüm üretmeyen taraflar, anlaşmak zorunda kalacak.
4- Libya Türkiye ile deniz komşusu olacak.
5- Libya ve Türkiye’nin onayı olmadan tek bir boru hattı inşa edilemeyecek.
6- Yunanistan ve ortakları, başta Avrupa olmak üzere çıkarılan petrol ve doğal gazı dünyaya pazarlamak için yeni hatlar bulmak zorunda kalacak.
7- Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, NATO Libya hükûmetini resmî olarak tanıdığı ve Türkiye’de bu yapıların üyesi olduğu için her krizde müdahil olmak zorunda kalacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...