Tedavilik doktorlar! Hekimlik yeminini hiçe sayıp kin kustular

Tedavilik doktorlar! Hekimlik yeminini hiçe sayıp kin kustular

GÜNDEM Haberleri

Muğla’da yaşanılan doktor-uzman çavuş tartışmasını bahane ederek nefret söylemlerinde bulunan hekimlere tepki yağdı.

Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 14 Mart Tıp Bayramı’nda yaşanılan bir olay, Türkiye’nin gündemine oturdu. Burada görevli Dr. Tahir Tarımer (26), kendisine tedaviye gelen Uzman Çavuş A.A. (32) tarafından saldırıya uğradığını iddia edip şikâyette bulundu. Tarımer, polisteki ifadesinde “Hasta, apandisit şüphesi ile geldi. Ultrason çektirmek istediğini söyledi. Kan tahlili ve diğer tetkiklerin yapılmadan mümkün olmadığını anlattım. Evrakını alarak acil servisten ayrılmak istedi. Arkasından gidip çıkış yapmasına izin vermedim. Sinirlenerek beni itti ve boğazımı sıktı” dedi.

Apandisit ameliyatının ardından sağlığına kavuşan A.A, taburcu edildiği sırada sağlık çalışanları tarafından “Sen şiddet, darp, hakaret ettin. Biz seni iyileştirdik “ sloganları ve alkışlarla protesto edildi. Ekip aracına bindirilip Emniyet’e götürülen A.A. “Hakaret etmedim, fiziki müdahalede bulunmadım. Kamuoyunda haksız bir şekilde linç edildim ve iftiraya uğradım. Asıl mağdur benim. Doktordan şikâyetçiyim” dese de görevden uzaklaştırıldı. Ancak bir süre sonra güvenlik kamerası görüntüleriyle birlikte gerçek ortaya çıktı. Uzman çavuşun, doktorun boğazını sıkmadığı ikili arasında itişmelerin yaşandığı görüldü. Bu sefer Tarımer’e çalıştığı hastane tarafından soruşturma açıldı, A.A’ya görev iadesi yapıldı. Uzman çavuş, kendisine iftira attığı gerekçesiyle doktor hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tartışmalara katılan bazı hekimler sosyal medya hesaplarından akıl almaz ifadeler kullandı. A.A’nın ameliyat edilmeyip ölüme terk edilmesini isteyen, tepki gösterenleri "tedavi etmeyiz" diye tehdit eden, "Biz bu ülkeye fazlayız, umarım muhtaç kalırsınız" diyerek halkı aşağılayan hekimler oldu.

Hem yaşanılan kavgayı hem de bu tür söylemleri işin içinde olan sağlıkçılara sorduk. Gazetemize konuşan Tabip-Sen Başkanı Dr. Av. Ahmet Erçek “Olayda hasta, doktorun önerdiği tedaviyi kabul etmiyor. Ardından tartışma yaşanıyor. Doktorun burada yapması gereken ilk şey, hastanın tedavi reddettiğine dair yazılı belge hazırlaması, ardından dört kişiye imzalatması... Böyle bir kavgaya karışmak, üst perdeden tavırlar sergilemek şık değil. Bunun haricinde güvenlik kamerası görüntülerini kimin yaydığını merak ediyorum. Bunun askeri ve doktoru yıpratma, mesleki bir çatışma çıkarmak için yapıldığını düşünüyorum. Her iki meslek de çok değerli, kesinlikle ayrıştırılmamalı, barıştırılmalıdır. Sonuçta hepimiz bu ülke için hizmet ediyoruz” dedi.

“SOSYAL MEDYA MÜPTEZELLERİ”

Erçek, sosyal medyadaki bazı doktorların nefret dolu söylemlerine ilişkin de “Bu cümleler çok tehlike ve yanlış. Ben bu kişilere sosyal medya müptezeli diyorum. Bu düşüncedeki kişilere doktor denemez. Çünkü hiçbir hekim, kasıtlı şekilde hastasını ihmal etmez. Her şeyden önce kendisi de bir insan... Eğer böyle bir şey yapıyorsa zaten o doktor değil, hastalıklı bir düşünceye sahip katildir” değerlendirmesinde bulundu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli de "Her hasta tedaviyi hak eder. Öncelikle hastaya bakılmalı. Eğer bir hatası varsa tedavisinin ardından adli süreç başlatılır. Muğla’daki olayda da kararı verecek merci adli makamdır. Bu konu üzerinden ayrıştırma yapılmamalı. Tabii ki hepimiz kendi ülkemize ve milletimize hizmet ediyoruz. Eğer toprağın yoksa misafirsin. Vatanımıza sahip çıkmalıyız" şeklinde konuştu.

KLAVYE BAŞINDA SÖYLENEN SÖZLER SORUMSUZCA

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş da yaşanılanlara ilişkin konuştu. Durmuş, şunları aktardı: Sağlıkta şiddet bizim temel problemimiz. Bu konunun çözülmesi için bizler de mücadele ediyoruz. Kamu idaresi de tedbirler alıyor. Ancak her gün her yerde bununla ilgili hadiseler duyuyoruz, toplum çok ciddi manada tepki veriyor. Sosyal medyada da gündeme oturuyor. Çözümü noktasında baktığımızda etken olabiliyor ama diğer bir taraftan seviye maalesef düşüyor. Mesele asıl mecrasından çıkarılmış oluyor. Kurumlar ve meslekler arası çatışmaya döndürülüyor. Bu tür değerlendirmeler doğru değil. Herkes sağlıkta şiddeti merkeze alarak değerlendirme yapması gerekiyor. Meslekler üzerinden bir söylem geliştirmek yanlış. Her iki tarafa da itidali tavsiye ediyorum. Her iki tarafta da meseleyi acite etmek isteyen insanlar çıkabilir. Bunlara prim verilmemesinin uygun olduğunu düşünüyorum. Sosyal medyada klavye başında yapılmış olan bu değerlendirmeler sorumsuzcadır. Bu tür şeylere itibar edilmemeli.

SAĞLIK SİSTEMİNİ KİLİTLERİZ

Sosyal medyada bazı hekimler, icra ettiği mesleğe yakışmayacak söylemlerde bulundu. İşte onlardan bazıları:

> Prof. Dr. Tuğsan E. B: Sağlık sisteminin işleyişinde; biz hekimler biriz. Geri kalan herkes sıfır. Kaldır biri, alayı çöp. İş eğer o noktaya gelirse sağlık sistemini kilitleriz, zorla mı hasta baktıracaklar? Gücünüzü küçümsemeyin, sakin kalın.

Tedavilik doktorlar! Hekimlik yeminini hiçe sayıp kin kustular

> Prof. Dr. Dilek Ö: Dünyanın her yerinde aptal yüzdesi aşağı yukarı aynıdır; bazı ülkeler aptalını eğitir bazıları eğitemez.

> Dr. Bahar S.N: Şu an ülkede doktor olmanın tek avantajı kendi ailemizi tedavi etmek. Tıp Fakülteleri kapatılsın ki doktor bulamadığınız zaman nerede yanlış yaptığınızı anlarsınız. Bizim tuzumuz kuru...

> Doktor B.O: Uzman çavuş bozuntusunu ameliyata alan cerraha kızmıştım ama müptezel tekrar fenalaşmış. Cerrahın gözlerinden öpüyorum. Anladın sen onu. Hasta size emanet. Uğurlama töreni bekliyoruz.


 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...