Define için kazı yapanlar felç oldu! Tarihi Selçuklu kalesi harap halde
Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesine bağlı Muşalikalesi (Behramşah Kalesi), dikkat çeken tarihi geçmişiyle keşfedilmeyi bekliyor. Tarihi 13'üncü yüzyıla kadar uzanan kale ve yanıbaşındaki Ali Çelebi ve Mahmut Çelebi türbeleri, bölgenin asırlar önceki tarihine ışık tutuyor. Muşalikalesi Köyü Muhtarı Selman Göç kale ve türbeler hakkında ilginç detaylar paylaştı.
1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklu ordularının Orta Anadolu’ya yönelmesiyle bugünkü Yozgat toprakları Danişmendliler’in hâkimiyeti altına girdi.
Türk göçlerinin yerleştiği ilk merkezlerden biri olan Yozgat'ın özellikle Bozok Ovası, Türkmen boylarının yoğun olarak yerleştiği bir saha hâline geldi.
Malatya, Sivas, Tokat ve Niksar merkezli olan Danişmendliler için Yozgat beyliğin batı sınırını oluşturuyordu. Selçukluların Danişmendlileri devlete bağlamasıyla Yozgat da Anadolu Selçuklu Devleti’nin topraklarına katıldı.
Selçuklular döneminde Yozgat, Kayseri–Sivas–Ankara ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle stratejik ve ekonomik bir merkez konumuna geldi.

MUŞALİKALESİ HARAP HALDE
Bu dönemden günümüze ulaşan ender tarihi yapılardan biri Akdağmadeni ilçesinin Muşalikalesi köyünde bulunuyor.
Köyün kuzeyinde, yüksek bir tepe üzerinde yer alan kalenin Gıyaseddin Keykavus (1237-1246) emirlerinden Necmeddin Bahramşah-ı Candar'a ait olduğu tahmin ediliyor.
Moloz taş üzerine kesme taş kaplamalı duvarlarıyla inşa edilen kale, 13'üncü yüzyılın ilk yarısında yapılmış olup bugün hala büyük ölçüde ayakta duruyor.
Harap halde olsa da batı ve kuzey duvarlarındaki dikdörtgen burçlarıyla dikkat çeken yapı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Kale ve çevresinde bulunan Ali Çelebi ile Mahmut Çelebi Türbeleri, bölgenin manevi atmosferine ayrı bir değer katıyor. Kaleye yakın olan türbe Ali Çelebi Türbesi, batı eteğinde yer alan ise Mahmut Çelebi Türbesi olarak biliniyor.

"YÜZYILLARDIR AYAKTA KALAN BİR KALE"
Kitabelerine göre türbeler 1466-1477 yılları arasında yapılmış. Herhangi bir süsleme unsuru bulunmayan türbelerde, Kur'an-ı Kerim'in 112. suresi ve merhumların isimleriyle vefat tarihleri yazılı.
Mahmut Çelebi Türbesi'nin kubbesi yıkılmış olsa da mezar odasının üzeri halen ardıç ağaçlarıyla kaplı durumda.
Kaleyi ziyaret eden Mehmet Karakoç, yapının turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Akdağmadeni'ne 9 kilometre mesafede tarihe, yüzyıllara meydan okuyan bir kale. Maalesef biraz atıl vaziyette kalmış ama bayağı bir öneme ev sahipliği yapan bir kale. Buradan Yıldızeli ve Akdağmadeni'ni gören bir yönü var. Yüzyıllardır burada işlem görmemesine rağmen ayakta kalan bir kale. İnşallah buraya Turizm Bakanlığı da güzel bir yatırım yapar ve turizme açar. Hem Muşalikalesi köyü hem de bu kalenin gerçek değeri ortaya çıkar."
"DEFİNE ARAYANLAR OLMUŞTU, KAZI YAPANLAR FELÇ OLDU"
Muşalikalesi Köyü Muhtarı Selman Göç ise kalenin ve türbelerin yöre halkı için taşıdığı manevi önemi şu sözlerle anlattı:
"Şimdi burası Muşalikalesi bildiğiniz gibi. Bu Muşali nereden geliyor? Muşlu Ali Türbesi'nden geliyor. Bu Muşlu Ali dediğimiz ise aşağıdaki türbe. Rahmetli burada savaşırken kılıçla kellesini düşürüyorlar. Kelle koltuğunda savaşırken buraya kadar geliyor, buraya düşüyor. Buraya da türbesini yapıyorlar. Bu gördüğümüz de Mahmut Çelebi Türbesi. Bu da yine savaşırken buraya düşüyor. Onun da türbesini buraya yapıyorlar. Bu türbenin üzerini üç sefer atıyor kendine. Eskiler yapıyor. Tekrar zaman geliyorlar geri atıyorlar türbeyi. Üç sefer attı üzerinden. Hatta define falan arayanlar olmuştu, o arada kazı yapanlar felç oldu. Bu Ali Çelebimizin hikayesi. O, kelle koltuğunda savaşıyor, buraya kadar geliyor, türbesini buraya yapıyorlar. Şimdi bu rahmetli türbesine bir onarım, bakım yapılırsa çok iyi olur. Beklentimiz bu inşallah."









