Sadaka için senden iyisini mi bulacağım?

ABD'de yaşıyorum. Enver Ağabey'in Houston'da göz ameliyatı olduğunu duyunca zaman zaman ziyaretine gidip hizmetinde bulunmak nasip oldu. O sırada maddi sıkıntı içindeydim. İstanbul'daki eşimin ev almak için istediği parayı bir türlü gönderemiyordum. O gün yine telefonda sitem etti:
-Metin, sana bin kere söyledim, kabul etmedin. Borca harca giremem dedin. Emeklilik ikramiyesiyle ben bir ev aldım. Sadece bin dolar eksik kaldı. Gönderebilir misin?

"Hatun, daha önce de söyledim, kimseden bir kuruş para isteyemem. Ben insanlardan alacaklarımı isteyemiyorum, borç mu isteyeceğim? Beni unut" diye cevap verdim.

O gün hastaneden taburcu olan Enver Ağabey ise Türkiye'ye dönecekti. Havaalanına kadar refakat ettim. Kendilerini yolcu etmek için diğer arkadaşlar da gelmişti.

Uçağa geçmeden önce Enver Ağabey, koluma girip beni arkadaşlardan uzak bir yere götürdü ve "Sen şöyle benimle gel biraz, bir şey söyleyeceğim" dedi.
Dikkat kesilip yüzlerine baktım. Ceplerinden bir tomar para çıkarıp bana uzattılar ve dediler ki:

-Metin Abi, doktor, hastane, ilaç. Bunlar birer sebep. Allahü teâlâ istemese, kimse şifa veremez. Yüce Allah da şifa için sadakayı vesile kılmış. Yanımda bin dolar para var. Sadaka için senden iyisini mi bulacağım? Bunu al lütfen...

Enver Ağabey'in bu ısrarı karşısında kabul etmekten başka çare yoktu, kendilerine arz ettim:

-Efendim... O parayı İstanbul'da bekleyen biri var. Bizim hanım. Madem ihsan buyurdunuz, ona verirsiniz.

*Metin Güner-Huston*