Sanâyi-i Nefîse’den Mimar Sinan Üniversitesine… Mektebin hikâyesi Türkiye’yi anlatıyor

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Sanâyi-i Nefîse’den Mimar Sinan Üniversitesine… Mektebin hikâyesi Türkiye’yi anlatıyor

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Osmanlıdan günümüze ulaşan tek sanat okulu olan Sanâyi-i Nefîse’nin hikâyesi “Temsil ve Hafıza” adlı sergiyle gözler önüne seriliyor. Eserler, Türkiye’yi de anlatıyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ

Osmanlıda 1800’lü yılların sonunda resim sanatı rağbet görmeye başlıyor, ülkeye yabancı ressamlar geliyor, Osmanlılar sanat kültürlerine uygun manzara tasvirleri yapıyor ve Sultan Aziz gibi padişahlar da resimle alakalar oluyordu. Ancak o devirde birkaç küçük çabanın dışında bir resim okulu kurulamadı. 

1882’ye gelindiğinde ise kendisi de iyi bir sanat meraklısı olan Sultan Abdülhamid’in iradesiyle “Mekteb-i Sanâyi-i Nefîse-i Şâhâne” adıyla modern manada ilk sanat okulu kapılarını açtı. İlk binası Gülhane Parkı yanında olan mektepte; Osman Hamdi Bey’in idaresinde daha ziyade asarı atika denilen eski eserler üzerine dersler veriliyor, mimarlık ve tabii resim eğitimleri tatbik ediliyordu. Yeni bir asra ulaşılırken okulun talebe sayısı 200’e yaklaşmıştı. Artık yurt dışına talebe gönderiliyor; Rûhî ve İbrahim Çallı gibi isimler onlar arasında yer alıyordu. Ancak I. Dünya Savaşı’na doğru ilerlenen yıllarda mektep oradan oraya taşındı. Harp günlerinde ise eğitim durdu. 

KÜL OLAN ESERLER

Cumhuriyet devrinde ise artık bambaşka bir Sanâyi-i Nefîse vardı. Günümüzdeki yeri olan Fındıklı’daki Çifte Saraylara taşınan okulun adı da zamanla Güzel Sanatlar Akademisi diye değişecekti. Bu dönemde akademiden bazı hocalar gidiyor, sanat politikaları da sert bir şekilde değişiyordu. Akademi artık yeni rejimin ideolojisine uygun öğrenciler yetiştiriyordu. Derken 1948’de Akademi’de büyük bir yangın meydana geldi. Tablolar, öğrencilerin 20 yıllık çalışmaları, 12 bin cilt olduğu söylenen kitaplar ve çeşitli evraklar bu felakette kül oldu...

İşte eski adıyla Sanâyi-i Nefîse Mektebi yeni adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin (MSGSÜ) bu hikâyesi bir sergiye dönüştü. Üniversitenin kuruluşundan büyük yangına kadar olan tarihi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesinde açılan “Temsil ve Hafıza” adlı sergiyle gözler önüne serilmeye başladı. Sergide üniversitenin 1882-1948 yılları arasından tablolar, eskizler, sıra dışı fotoğraf kareleri, enteresan belgeler ve meşhur yangından kurtarılan bazı eserler yer alıyor. Sergide Osmanlıdan bugüne sanatın ve ülkenin değişen manzarası da ortaya konuyor.  

MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan Elçi, üniversitenin kuruluşundan bu yana sanat alanında ülkenin geleceğini şekillendirdiği söylüyor. Serginin küratörlerinden olan Prof. Dr. M. Sinan Niyazioğlu ise “Müzenin sergi salonlarında bulunan, deposunda derin bir uykuda bulunan eserler, kendi kendilerini anlatmak istiyorlardı ve şimdi bir araya geldiler” şeklinde konuşuyor.

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...