Yazar Alev Alatlı hayatını kaybetti

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Yazar Alev Alatlı hayatını kaybetti

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Yazar ve eğitimci Alev Alatlı bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Acı haberi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca duyurdu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yazar ve eğitimci Alev Alatlı'nın hayatını kaybettiğini sosyal medya hesabından duyurdu. Bir süredir tedavi altında olduğunu söyleyen Koca, "Hepimizin başı sağ olsun" diye belirtti.

Koca'nın paylaşımı şöyle:

"Alev Hanımı kaybettik.

Bir süredir tedavi altındaydı. Kendisini ziyarete gittiğimde, “Bu toprakları daha çok sevdirmeliyiz.” demişti. Bu sözünü aydınlarımıza, yöneticilere, ülkemizin bugününe, yarınlarına etki etme gücüne sahip herkese yönelik bir vasiyet olarak anlamıştım. Alev Alatlı, fikir ve sanat hayatımızın büyük isimlerindendi. 2014 yılında edebiyat dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü başta olmak üzere, pek çok ödülle onurlandırılmıştı. Hepimizin başı sağ olsun."

BAKAN YERLİKAYA: ENGİN BİRİKİMİYLE HAFIZALARIMIZA KAZINDI

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da Alatlı'nın vefatı sonrası sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

"Bilim ve edebiyat alanındaki çalışmaları, engin birikimi ve yaptığı öncü çalışmalarıyla hafızalarımıza kazınan Yazar ve Eğitimci Alev Alatlı Hanımefendi’ye Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve okurlarına başsağlığı diliyorum.

Mekanı cennet olsun."

EMİNE ERDOĞAN: 'HAKİKATİ ARAYAN BİR ENTELEKTÜEL' OLARAK ANACAĞIZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından yazar Alev Alatlı'nın vefatına ilişkin yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

"Bu toprakların yetiştirdiği en kıymetli münevverlerden, daima hak ve hakikatten taraf duruşuyla gönlümüzde ve hafızamızda müstesna bir yere sahip Alev Alatlı'yı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyim. Geride sevgi ve saygıyla anılacak bir ömür, unutulmaz eserler ve aydınlık bir iz bıraktı. Kendi ifadeleriyle Sayın Alatlı'yı 'güneşin battığı diyarlardan doğduğu diyarlara, aydınlanma kutbundan merhamet kutbuna hicret etmeye çalışan, hakikati arayan bir entelektüel' olarak hürmetle anacağız. Sayın Alatlı'ya Allah'tan rahmet, ailesine, öğrencilerine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun."

ALATLI'NIN RÖPORTAJINDAN...

Bir süredir rahatsız olan Alatlı, "Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?", "İşkenceci", "O.K Musti Türkiye Tamamdır", "Schrödinger'in Kedisi"nin de aralarında olduğu çok sayıda esere imza attı.

Siyaset, düşünce, kültür ve sanat üzerine pek çok çalışması olan Alatlı, sinemaya dair tespitlerini de “Suç Ortağı Hollywood” kitabında topladı.

Türkiye Gazetesi'nden Murat Öztekin'e verdiği röportajda, "George Orwell “Doğruyu söylememek dolandırıcılıktır” der. Ben bunu yapmamak için kitap yazma zahmetine giriştim. Bugün Hollywood’u göklere çıkarmak, genç nesli dolandırmaktır. Çünkü Hollywood iş birlikçidir. Fakat sinema herkesin sevdiği, üzerinde konuşmaya bayıldığı bir alan. İnsanoğlu, bu alana çomak sokana kızar." demişti. 

Yazar, "Kendini kaptırıp Amerika’nın yoluna girdiğiniz zaman bütün artistlerin saçını sarıya boyar, burnu küçültür herkesi Barbie bebeğe benzetmeye çalışırsın. Sadece sinema değil biz her şeyde Amerika’ya benzemeye çalışıyoruz. Türk sineması görevini yapabildi mi peki? Hayır, yapamadı." diyerek Türk sinemasını de eleştirmişti.

Amerika'ya dair eleştirilerine karşı Fulbright bursu ile gittiği ABD'de okuması hakkında sorulan soruya ise "Benim gündemimin başrolünde Amerika yok. Nitekim benim ilk ilgi alanım Uzak Doğu’dur… Öte yandan zaten Amerika’yı ilgi odağına almayan var mı? ABD’yle ilgilenmemek bizatihi yanlıştır. Zira eline sopayı almış dünyaya nizam veriyor. Benim farkım şu: Kendilerinin okullarında okudum ve içlerinde yaşadım, onları yakinen biliyorum…" cevabını vermişti.

TÜLBENTTEN TÜRBANA

Sert çıkışları da olan Alatlı'nın 2008 yılında "İçerden mırıldanmalar" başlıklı türbana dair yazısı da gündem olmuştu. Alatlı bu yazıda türbanı eleştirel bir şekilde ele alıyordu.

Alatlı "Gözlemlediğim odur ki, korkutan tülbent değil, türban. Niye, çünkü, derin belleğimizdeki hayırhah kadının uzantısı tülbent. Döner yara sarar, döner kırık kol bağlar, döner sancılı başı sıkar... hastanın terini siler, yavukluya armağan olur, hasreti iyileştirir. Nurani yüzleri çevrelerken anılır...Türban öyle değil. Çünkü, türban, İslâmi tesettüre ilişkin en katı (dilerseniz, en erkeksi) yorumun benimsendiğinin ilânı hüviyetindedir; ve dolayısıyla, kadına ilişkin tüm diğer yorum ve kuralların da kabullenildiğini ima eder..." cümleleriyle başlayan yazısı teki topladı.

Yazı hakkında Ayşe Böhürler'e uzun bir röportaj veren Alatlı, türban hakkındaki eleştirileri için gelen soruya da "Şu son yazıyla aslıma rücu edip etmediğimi soruyorsunuz, doğru mu anlıyorum? Öyleyse hemen düzelteyim: açık olmam, türban yasağını savunuyorum anlamına gelmiyor. Evet, babam askeri ataşeydi ama annem şöyle dursun, benim ne anneannem, ne babannem, ne de ailenin diğer büyükleri örtülüydüler. Yetiştiğimiz ortamlarda böyle bir fark olduğu anlaşılıyor. Buna karşın, ‘Hac mevsimi bu yıl Kurban Bayramı’na denk geldi’ diyenlerden değilim; İslâmı öğrenmek için beş yıldan fazla çalıştım, Türkiye yetmedi, El Ezher’den yardım aldım ama tesettür emrinin sizin örtünmenizle sonuçlanan yorumuna katılmıyorum, Ayşe hanım. Ha, katılmıyorum da ne oluyor? Hiç. Son tahlilde, siz de, ben de hesabımızı yüce Allah’a vereceğiz..." demişti.

FİLİSTİN DAVASINA MADALYA

Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986'da Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılan Alatlı, geçen yıl Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda, "Çok şanslı bir insan olarak kendimi konumlandırırım. Bu şans önce bir asker kızı olarak başlar. Her zaman bir kısıtlı bütçe halinde hareket etmek zorunda olan bir ailenin çocuğu olmak önemli, memur çocuğu olarak devamlı olarak tayin edilirseniz, çok görüyorsunuz Türkiye'yi. Bu benim en büyük şansımdır. Özellikle Türkiye'nin doğusunda yaşamak, okula gitmek, oradaki sıkıntıları görmek büyük şanstı" ifadelerini kullanmıştı.

ALEV ALATLI KİMDİR?

1944'te İzmir'de doğdu.  Liseyi Tokyo'da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ, Ekonomi & Ekonometri Yüksek Lisansını Fulbright bursu ile gittiği ABD, Vanderbilt Üniversitesinden (Nashville,Tennessee) aldı. 

Felsefe öğrenimine  de başlayan Alatlı doktora çalışmalarını New Hampshire, Dartmouth College'de sürdürdü. İlâhiyat, Düşünce ve Medeniyet Tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974'de Türkiye'ye döndü,

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Ankara Devlet Planlama Teşkilatında kıdemli ekonomist olarak çalıştı.

California Üniversitesi (Berkeley) ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü.

Cumhuriyet Gazetesi ile birlikte "Bizim English" adında bir dergi çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.

1985 ve 1986 yıllarında Edward Said'in "Haberlerin Ağında Islam" (Covering Islam) and "Filistin'in Sorunu" (The Question of Palestine) yayınlandı. Filistin davasını duyurmak üzere yaptığı çalışmalar, 1986'da Tunus'ta sürgünde olan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası" ile onurlandırıldı.

2006 yılında Rusya'da Mihail Aleksandroviç Şolohov 100. Yıl Edebiyat Ödülü'nü aldı.

2014 yılında edebiyat alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünün sahibi oldu.

2012 yılında Bülent Ecevit Üniversitesi; 2017 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından fahri doktora payesi ile onurlandırıldı.

2005-2017 yılları arasında Kapadokya Meslek Yüksekokulu mütevelli heyet başkanı olarak görev yapmıştır. 2017 yılı itibariyle de Kapadokya Üniversitesi mütevelli heyet başkanı olarak görevini sürdürmektedir.

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...