Yeşilçam'ın lezzet kodları... Kuru fasulye onurun, simit umudun sembolüydü

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Yeşilçam'ın lezzet kodları... Kuru fasulye onurun, simit umudun sembolüydü

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Yemek sahnelerinin olduğu Yeşilçam filmlerini inceleyerek sinemanın kodlarını ortaya koyan Doç. Dr. İlkay Kanık “Yemekler bütün duyguların aktarılmasında kullanılmış. Kuru fasulye fakir ama onurlu olmayı ifade ediyor. Simit ise yoksulluğu ve geleceğe dair umudu gösteriyor” diyor. 

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Yeşilçam’da sofralar kurulup yemeklerle sinemaya lezzet katıldı. Elbette Türk sinemasında yiyecek ve içeceklerin belirli kodları oldu. Bazı yemekler sefaleti, bazıları da zenginlik ve açgözlülüğü göstermek için kullanıldı. 

Restoranlarda şeflik yaparken akademik dünyaya adım atan İlkay Kanık ise yıllardır gastronomi ve sinema ilişkisini araştırıyor. Kanık son olarak sıra dışı bir kitaba imza attı ve yemek sahnelerinin yer aldığı 177 Yeşilçam filmini inceleyerek, sinemanın lezzetli kodlarını ortaya koydu. Biz de Alfa Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan “Aç Mısın Kuzum? Donatın Masaları” adlı eser vesilesiyle İlkay Kanık’la konuştuk… 

> Sinema yemek ilişkisinin kökeni nereye dayanıyor? Ne zaman yemek “başrole” yerleşmeye başlıyor?

Aslında bu ilişki sinemanın tarihi kadar eski. İlk film yapımcıları Lumière Kardeşlerin 1895’de çekilen “Bebeği Beslemek” adını verdikleri kısa filmiyle başlatılabilir. Bu film, bir bebeğin beslenme anını konu alıyor. Yemeğin filmlerde başrolde tam bir yıldız hâline dönüşmesi ise küresel pazarda yiyecek ve içecek markalarının hareketliliğinin arttığı 1980’ler sonrasındaki döneme rastlıyor. Yemek global dünyada yerele vurgu yapan cazibeli bir imaj hâline geliyor.

> Peki, filmlerde yemek sahnelerini öne çıkararak ne yapmak istiyor yönetmenler?

Yönetmen için yemek kullanmak, seyirciye derdini anlatmanın en anlaşılır yolu. Çünkü, açlık ve tokluk, insanlığın çok iyi bildiği iki hâl. 

60 SENEDE 177 FİLM

> “Aç Mısın Kuzum Donatın Masaları” adlı son eserinizle Yeşilçam’daki yemek sahnelerini odağınıza alıyorsunuz. Hangi filmleri, ne şekilde incelediniz?

Bu alanla ilgili çalışma yaparken 1960’lardan günümüze uzanan filmleri rastgele seçerek seyrettim. İzlediğim filmlerde yemekle ilgili sahnelere odaklandım. Bu kitabın içeriğini 177 filmden faydalanarak hazırladım. Uzun yıllardır Yeşilçam filmleriyle ilgili çalışıyorum. Bu eserin devamı da gelecek.

> Genel olarak konuşacak olursak Yeşilçam sofraları mükellef ve lezzetli miydi? 

Yeşilçam sofralarında insanlar dertlerini yemeği kullanarak anlatır. Yemekler duyguların aktarılmasında bir araç olur. Yeşilçam’ın duygu yüklü yemekleri bizi de besler. 

EN ÇOK KURU FASULYE VE SOĞAN 

> En çok hangi yemekler öne çıkarılmış Yeşilçam’da?

Şahsi gözlemlerime göre; kuru fasulye ve soğanın cücüğüne olan sevgi çok ön plana çıkarılmış diyebilirim. Aynı zamanda kuzu çevirme, lahmacun ve çiğ köfte de sık kullanılan yemeklerden bazıları olmuş.

> Yemeklerin karşılık geldiği duygular var değil mi? 

Yeşilçam filmleri halka yoğun duygular aktardığı için varlığını sürdürebilmiş. Bu filmlerde hem yemekler hem de içecekler sevgiden, nefrete bütün duyguların aktarılmasında kullanılmış. Mesela kuru fasulye, fakir ama onurlu olmayı ifade ediyor. Kuzu çevirme ise varlıklı olmayı ve kendini beğenmişliği ifade etmek için kullanılmış. Yeşilçam tavuğu da çok seviyor; yoksulların kutlama yemeği olarak gösteriliyor. Simitte ise birçok duygu var; yoksulluğu ve geleceğe dair umudu gösteriyor. Mantı yapmak, kadınların sevgisini göstermek için Yeşilçam’da yer almış. Ekmekle de fakirliğin en alt derecesi gösterilmiş.

YEMEK GÖSTERİ HALİNE GELDİ

> Yemek sahneleri daha çok hangi Yeşilçam filmlerinde yer bulmuş; hangi yönetmenler yemekleri daha çok sevmiş?

Yeşilçam filmlerini bu konuda kategorize etmek zor. Ama yine de Ertem Eğilmez’in filmlerinde yemeği kullanmayı sevdiğini söyleyebilirim.

> Peki, yerel yemekler Yeşilçam sinemasında “komplekssiz” şekilde yer bulmuş mu?

Yeşilçam karakterleri yerel yemekleri yemeyi ve içecekleri içmeyi sever. Yabancı mutfaklara çoğunlukla mesafelidir. Yabancı mutfakların yemeklerini tüketen karakterleri de daha çok “özenti” kişiler olarak değerlendirir.

> Yeşilçam’da yemeklerin “yardımcı rolünden” sonra yeni Türk sinemasında yemek filmleri arttı mı?

Tabii yemek artık Türkiye sinemasında ön plana çıkmaya başladı. Çünkü yemek bir gösteri ve meta hâline geldi. Şu anda yönetmenler, daha yetkin bir şekilde yemek sahnelerine yer veriyor. Mesela Ümit Ünal’ın “Sofra Sırları”nı bir “yemek filmi” olarak görebiliriz. Zira yemek bu filmde âdeta bir yıldız oyuncu hâline geliyor.

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...