Uzmana değil internete inanıyoruz

Uzmana  değil  internete  inanıyoruz

SAĞLIK Haberleri

Sağlık alanındaki bilgi kirliliği yüzünden kafası karışanlar, “iddialı” ancak bilimsel altyapısı olmayan tavsiyelere uymayı tercih ediyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK

ABD, İspanya, Avustralya ve İngiltere’de iki bin kişi üzerinde New Nutrition Bussinnes tarafından yapılan bir anket, katılımcıların yüzde 79’unun sürekli olarak değişen çelişkili sağlık, beslenme ve faydalı gıdalarla ilgili mesajları “kafa karıştırıcı” bulduklarını gösterdi.  Uzman tavsiyeleri yüzünden kafası karışanların büyük bir bölümü ise hekim ve diyetisyenler yerine internetteki uzman olmayan kişilerin tavsiyelerine uymayı tercih ediyor.

BİLGİYE GÜVEN SARSILYOR
Sabri Ülker Vakfının online olarak düzenlediği Bilim ve Sağlık İletişimi Konferansı’na katılan İngiliz Beslenme Vakfı (British Nutrition Foundation -BNF) Eğitim Bölümü Yönetici Direktörü Roy Ballam’la sağlıktaki bilgi kirliliğinin toplum sağlığı üzerindeki etkilerini ve koronavirüs pandemisinin yeme alışkanlıklarını nasıl değiştirdiğini konuştuk. Medyada ve sosyal platformlarda sağlık konusunda kafa karıştırıcı ve çelişkili bilgiler bulunduğuna dikkat çeken Ballam, birbirleriyle çelişen ve bir öncekini yalanlayan beslenme bilgilerinin toplumun sağlık konusundaki bilgiye güvenini sarstığını söyledi. Bağışıklığı güçlendirme, sağlıklı beslenmeye ihtiyacın çok arttığı bu dönemde, güvenilir kaynak bulunamaması insanları, yanlış beslenme şekillerine yönelttiğini ifade eden Ballam, “Bu durum bazen neyi nasıl yiyip içeceğini bilememek olduğu gibi bazen de hızlı sonuç verdiren diyetler olabiliyor. Bu diyetleri uzun vadede uygulamak zor olduğu gibi sağlıklı olmak için mutlaka tüketilmesi gereken yiyecekleri de yasakladığı için faydadan çok zarar getiriyor. Sağlıklı olmanın en iyi yolu, sosyal medyadaki bilgilerden ziyade sağlık otoritelerinin sağlıklı beslenme üzerine tavsiyelerine kulak vermek ve hareketli bir yaşam tarzı benimsemektir” dedi.

ÇÖZÜM MEDYA OKURYAZARLIĞI
İletişim kanallarında yer alan bilgilerin bilimsel olup olmadığını ayırt edebilmek için medya okuryazarlığı konusunda toplum bilincinin çocukluk çağında başlaması gerektiğine işaret eden Ballam, “Dünyayı tehdit eden obezite riskini ve sağlıklı beslenme kurallarına uyumu etkileyen birçok farklı faktör olsa da, çocuklara sağlıklı beslenmeyi öğretmek ve hareketli yaşama teşvik etmek gerekir. Okullarda eğitimle birlikte, doğru sağlık politikalarının uygulanması, sağlıksız gıda arzının önlenmesi, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam tarzının desteklenmesi gibi birçok yöntem de uygulamaya konulmalıdır. Ayrıca  insanların satın aldıkları ürünlerin besin içeriklerini kontrol etmek için ürün etiketlerini okumayı da bir alışkanlık hâline getirmesi gerekir” diye anlattı. 

SIKINTIDAN YEMEK YEDİK
Karantina döneminde insanların normalden çok oturup, normalden daha az yemek yediklerini hatırlatan Roy Ballam, “Vakıf olarak yaptığımız ankette katılımcıların yüzde 27'si karantina sırasında daha az sağlıklı yemek yediklerini, yüzde 32'si normalden daha fazla oturduklarını ifade etti. Katılımcıların yüzde 63’ü karantina sırasında sağlıksız beslenmelerindeki en önemli sebebebin "can sıkıntısı”, yüzde 45’i ise "stres, kaygı ve yorgunluk” olduğunu söyledi. Bütün bunların yanında karantina döneminde alışverişe gitmenin daha zor olması, insanları taze sebze meyve yerine daha fazla konserve ve hazır gıdalara yöneltti” dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...