'Talasemi' hastalığında Türkiye'nin başarısı! Kök hücre naklinde Avrupa ile yarışıyoruz

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
'Talasemi' hastalığında Türkiye'nin başarısı! Kök hücre naklinde Avrupa ile yarışıyoruz
Kök Hücre Nakli, Gen Tedavisi, Sağlık, Hastalık, Tedavi, Haber
Sağlık Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Türkiye’de yılda yaklaşık 6 bin kişiye kemik iliği nakli yapılıyor. Bunların önemli bir bölümünü vericisi bulunan talasemi hastaları oluşturuyor. Uzmanlar, talasemide büyük umutlar bağlanan pahalı gen tedavilerinin yerine ‘şimdilik’ kök hücre naklinin tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK - Türkiye’de talasemi (Akdeniz Anemisi) taşıyıcılığın yüksek olmasının hastalığın ortaya çıkma oranını artırdığını söyleyen Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, “Türkiye’de 1 milyon 400 bin taşıyıcı, 6 bin hasta var. Özellikle Akdeniz, Ege ve Trakya bölgelerinde taşıyıcılık yüksektir. Talasemi hastalarında genetik bozukluk sonucu kırmızı kan hücrelerinin ömrü kısadır ve hastalıkta öne çıkan belirti ağır bir kansızlıktır. Tedavi düzgün sürdürülmezse yaşama süresini belirgin derecede kısaltan ve hayat kalitesini çok olumsuz etkileyen bir hastalıktır” dedi.

HEM NAKİL SAYISI HEM BAŞARI ORANI YÜKSEK

Türkiye’de birçok hastalığın tedavisinde olduğu gibi talaseminin kemik iliği nakli ile tedavisi konusunda da son derece başarılı sonuçlar alındığına işaret eden Prof. Dr. Cangül, “Talasemi hastalarında Yetersiz hemoglobin üretimi, dokulara yeterli oksijen taşınamamasına ve anemiye yol açar. Bu sebeple belirli aralıklarla kan transfüzyonu yapılır. Ancak bu hastalığın kesin tedavisi kök hücre naklidir. Ülkemizde kök hücre naklini en başından beri yapıyoruz. Türkiye Avrupa’da kök hücre nakillerinde başı çekiyor. Avrupa Birliği’nin kayıt sistemine göre talasemide 4 bin 500 nakilin bin 500’ünü Türkiye yapıyor. Yani bütün Avrupa’daki nakillerin üçte birini Türkiye yapmış oluyor. Hem sayı hem de başarı olarak çok iyiyiz. Başarı oranı 90’ının üzerinde” değerlendirmesini yaptı.

'Talasemi' hastalığında Türkiye'nin başarısı! Kök hücre naklinde Avrupa ile yarışıyoruz - 1. Resim

GEN TEDAVİSİ YERİNE KEMİK İLİĞİ NAKLİ

Tıp teknolojisindeki gelişmelerin tedavide getirdiği en önemli gelişmelerden birinin de gen tedavisi olduğunu söyleyen Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. M. Cem Ar, bu konuda çalışmaların henüz deneysel düzeyde devam ettiğine dikkat çekerek, “Genetik kan hastalıklarının gen transferi ile tedavisi konusunda çok uzun yıllardır çalışılıyor. Klinik çalışmaları süren bazı tedaviler var. Ancak bu çalışmaların rutin tedaviye geçmesinin önündeki en önemli engellerden biri çok pahalı olması. Mesela orak hücreli anemide kullanılan iki türlü gen tedavisi var. Birinin maliyeti 3,1 milyon dolar, diğeri 2,2 milyon dolar. Bizim kayıtlarımızda 6 bine yakın talasemi hastası bulunuyor. O talasemilerin hepsine gen tedavisi yapalım desek bunu kaldırabilecek bir bütçe yok. Tüm dünyada yok. Bir ülkenin bütün sağlık bütçesini harcasanız çok az sayıda hastaya yapabilirsiniz. Ne Avrupa ne Amerika her hastasını gen tedavisine yönlendirmek gibi bir acele içinde değil. Ayrıca gen tedavisinin uzun dönem sonuçları bilinmiyor. Öte yandan kemik iliği nakli talasemide şifa sağlayan, daha ucuz, daha kolay uygulanabilir ve bizim de son derece başarıyla yapabildiğimiz bir tedavi” dedi.

'Talasemi' hastalığında Türkiye'nin başarısı! Kök hücre naklinde Avrupa ile yarışıyoruz - 2. Resim

GEN TEDAVİSİ ŞİMDİLİK ÇÖZÜM DEĞİL

Gen tedavilerinde farklı teknolojilerin kullanıldığını aktaran Prof. Dr. Ar, “Bunlardan biri sağlıklı genlerin birtakım virüslerin içine paketlendikten sonra karaciğere gönderilmesi ve buraya yerleşen genlerin protein üretimine geçmesiyle yapılıyor. Ancak bu tür gen tedavilerini herkese yapamıyorsunuz. Çünkü o kullandığınız virüse karşı vücutta antikor olmaması gerekiyor. Mesela kanama bozukluğu ile ilgili Türkiye’de de yapılan gen tedavisinde kullanılan virüse karşı yüzde 30 oranında antikor gelişimi var.  Gen tedavisi tahmin ettiğiniz kadar her şeyi çözecek bir tedavi değil. Belki ilerde geliştirilen teknolojilerle, ‘bozuk gen neresiyse oraya git, tamir et’ komutuyla çalışan tedaviler olacak ama mevcut duruda öyle değil” diye anlattı.

● Türkiye çapında yaklaşık 1.000 kan hastalıkları uzmanı ile tedavi verilen bir alan olan hematolojinin problemlerinin de masaya yatırıldığı 51. Ulusal Hematoloji Kongresi sonrasında Türk Hemotoloji Derneği Yönetim Kurulu üyeleriyle konuştuk.
Türkiye çapında yaklaşık 1.000 kan hastalıkları uzmanı ile tedavi verilen bir alan olan hematolojinin problemlerinin de masaya yatırıldığı 51. Ulusal Hematoloji Kongresi sonrasında Türk Hemotoloji Derneği Yönetim Kurulu üyeleriyle konuştuk. 

LÖSEMİYİ KİM TEDAVİ EDECEK?

2025 Tıpta Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı sürecinde, pediyatrik hematoloji için açılan 63 kadronun 42’si, erişkin hematoloji için açılan 75 kadronun 38’i boş kaldı. Hematolojinin, genç hekimlerin kolayca “seçtiği” bir alan olmadığına dikkat çeken Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Mehtap, “Türk Hematoloji Derneğine kayıtlı 252 pediyatrik hematolog ve 618 erişkin hematolog bulunuyor. Türkiye’nin 31 Aralık 2024 itibarıyla 85 milyon 664 bin 944 nüfusa sahip olduğunu düşündüğümüzde bu sayı oldukça düşük kalmaktadır. Bu düşük oran, sahada verilen hizmette zaman zaman aksamalara, hekime ulaşmada gecikmelere ve özellikle kompleks hastalığı olan bazı hastalar için ciddi zorlanmalara yol açabilmektedir” dedi.

Hematoloji yan dal uzmanlığının tercih edilmemesinin en önemli sebeplerinden birinin çok uzun eğitim ve mecburi hizmet süreci olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özgür, “Bir hematoloji uzmanı olabilmek için 17 yıl eğitim görmek ve çalışmak zorundasınız. Altı yıllık tıp eğitiminden sonra tıpta uzmanlık sınavını geçip dört yıl dâhiliye uzmanlığı eğitimi almak, iki yıl mecburi hizmetten sonra hematoloji yan dal sınavına girip üç yıl da hematoloji eğitimi aldıktan sonra yeniden mecburi hizmet yapmak zorundasınız. Yani ancak 35-40 yaşında hematoloji uzmanı olarak çalışmaya başlayabiliyorsunuz. Az sayıdaki hematoloğun üzerine binen ağır iş yükü ve duygusal yük de tercihi olumsuz etkiliyor” dedi. 

KAN KANSERLERİ KRONİK HASTALIK HALİNE GELDİ

Son yıllarda kan kanserleri vakalarında artış olmasına rağmen ölüm oranlarının belirgin olarak azaldığını ve sağ kalım oranlarının arttığını söyleyen Türk Hematoloji Derneği Araştırma Sekreteri Prof. Dr. Selami Koçak Toprak, “Bunun en önemli sebeplerinden biri kamuoyunda ‘akıllı ilaç’ ya da ‘canlı ilaç’ olarak bilinen tedavi seçeneklerinin keşfedilmesidir. Geçtiğimiz yıllarda onay alan 167 tane ilacın büyük bir bölümü kan kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar. Akıllı ilaçlar sayesinde kan kanserleri tedavi edilebilir, hatta kronik bir hastalık gibi yönetilebilir hâle geldi. Ancak bu konudaki en önemli problem çok pahalı olmaları sebebiyle ilaca erişimde yaşanan sıkıntılar. Bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın problemi. Zaman içinde bunların yaygınlaşması sayesinde maliyetler de düşecektir” diye konuştu.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...