Üretilen virüslerle başımız dertte

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Üretilen virüslerle başımız dertte

Sağlık Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Aylardır influenza, RSV ve COVID-19 virüslerinin yol açtığı bitmeyen bir “enfeksiyonlar kokteyli” yüzünden sürünüyoruz. Virüslerle aramızdaki koruyucu bariyerlerin yıkıldığını söyleyen uzmanlar, artık modifiye virüs üretmenin çok kolay olduğunu belirterek “Bir korku filminin içine düşebiliriz” uyarısında bulunuyor

ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Dünya 2000 yılından bu yana Ebola, domuz gribi olarak da bilinen H1N1, SARS, MERS, Zika virüs ve bunların en büyüğü olan COVID-19 salgınlarını yaşadı.  Geçmiş yüzyıllarda dünyayı neredeyse yüz yılda bir etkileyen salgınlar 21. yüzyılda arka arkaya gelmeye başladı. Virüs kaynaklı hastalıkların artışı üzerine akıllara hemen şu soru geliyor: “Virüsler dönemine mi girdik?”, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Şahiner, bu sorunun cevabının “Kesinlikle evet” olduğunu söylüyor.  Virüslerle aramızdaki koruyucu bariyerlerin yıkıldığını vurgulayan Prof. Dr. Şahiner “Hastalık yapan virüslerin sayısı gün geçtikçe artıyor. İnsanların yer değiştirmesi sonucunda da bu virüsler dünyaya yayılıyor” dedi. Binlerce yıldır insanoğlunu hastalık yapan virüslere karşı koruyan üç önemli koruma kalkanı olduğunu aktaran Prof. Dr. Şahiner, teknolojik gelişmeler ve modern yaşamın paralelinde virüslerle insanlar arasındaki bu bariyerlerin yıkıldığını belirtti. Prof. Dr. Şahiner, önceden bilinen veya yeni ortaya çıkan virüslere karşı bizi koruyan bariyerleri şöyle sıraladı:

VİRÜSLER DE SEYAHAT EDİYOR

Coğrafi ve çevresel sınırların ortadan kalkmasının virüslerin dağılmasında önemli bir faktör olduğuna işaret eden Prof. Dr. Şahiner “Her geçen gün artan ve hızlanan seyahatler ve insan hareketleri virüslerin de hareket etmesi anlamına geliyor. Öte yandan nüfusun kalabalıklaşması ile insanların yerleşim yerleri özellikle hayvanların yoğun olarak yaşadığı bölgelerine doğru genişledi. Diğer taraftan, insanlar şehirde yani çok daha kalabalık ortamlarda yaşamaya başladı. Ayrıca savaşlar ve mecburi göçler de günümüzde bu ilk bariyeri kıran en önemli faktörler olarak öne çıkıyor” dedi.

LABORATUVAR KAZALARI SALGIN SEBEBİ

,Eskiden insanları daha az türde virüsün hasta edebildiğini aktaran Prof. Dr. Şahiner, son senelerde her virüsün belirli türleri enfekte edebilmesi anlamına gelen “tür bariyeri”nin de bazı virüsler için ortadan kalktığını söyledi. İnsanlarda hastalık oluşturan virüs türü sayısını kabaca 300 olduğunu belirten Prof. Dr. Şahiner “Bu sayı her geçen gün artıyor. Bu bariyeri kıran önemli faktörler ise laboratuvar kazaları, avlanmak veya araştırma amacıyla hayvanlarla temas etmek veya artan deneysel çalışmalar ve laboratuvarlarda bilim insanları tarafından üretilen modifiye-yapay virüslerin topluma karışmasıdır” diye konuştu.

KİŞİSEL VE TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞIMIZ ZAYIFLADI

Üçüncü ve en önemli bariyerin ise bizim bağışıklık sistemimiz olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şahiner “Sağlıksız beslenme, stresli ve hareketsiz hayat şartlarına, yaşama süresinin uzamasına ve nüfus dinamiklerine bağlı olarak giderek artan yaş ortalaması bu bariyeri zayıflatan önemli faktörler olarak sıralanabilir” dedi. Bütün bu olumsuz durumlara karşı insanoğlunun tamamen savunmasız olmadığını belirten Prof. Dr. Fatih Şahiner “Bizim de elimizde bazı virüsler için koruyucu aşılar, besin takviyeleri, sağlıklı hayat arayışları, solunum yolu enfeksiyonları için maske kullanımı gibi genel tedbirler yer almaktadır” diye konuştu.

MODİFİYE VİRÜSLER ÜRETMEK ÇOK KOLAY

Genetik mühendislik ürünü modifiye virüslerin üretilmesinin günümüzde iki ana hedefi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fatih Şahiner “Bilim adamlarının bir kısmı henüz tedavisi olmayan hastalıklar veya koruyucu aşılar geliştirilmesi için virüslerin genetiği ile oynuyor. Bir kısmı ise teknolojinin ileri sınırlarını denemek ve test etmek amacıyla, virüsler üzerinde sınırları kesin olarak belirlenmemiş ve potansiyel riskleri tam olarak değerlendirilmemiş olan deneysel çalışmalar yapıyor. Doğal ortamda var olan virüsler alınarak üzerine yeni eklemeler yapmak veya virüsün belirli gen bölgelerini silerek modifiye virüsler üretmek artık çok daha kolay yapılabiliyor. Tamamen yok olmuş bir virüsün genetik dizisi biliniyorsa bunu sentetik olarak yeniden oluşturmak da mümkün. İlginç olan ise aynen cep telefonlarında olduğu gibi bazı gen müdahale araçlarına (CRISPR teknolojisi gibi) ticari olarak herkesin ulaşabildiği bir dönemdeyiz. Günümüzdeki çalışmalarda özetle bilim adamları yeni aşı üretimi, gen tedavisi, kanserli hücrelerin hedeflenmesi gibi amaçlarla virüsleri modifiye etmektedir” dedi.

BİR KORKU FİLMİNİN İÇİNE DÜŞEBİLİRİZ

Virüs teknolojilerinin yaygınlaşması ile araştırmacıların bir bölümünün kısa videolar çeken sosyal medya içerik üreticileri gibi basit bilimsel çalışmalar yapmaya devam edebileceklerini söyleyen Prof. Dr. Fatih Şahiner “Diğer bir grup araştırmacı veya gelişmiş imkânlara sahip araştırma merkezleri ise viral genetik mühendisliği daha ileri aşamalara taşıyabilirler. Bu durum kötü bir senaryo ile küresel etkileri olan bir korku filmine dönüşebilir. Mesela, kuantum bilgisayarları gibi gelişmiş bilgisayar yazılım programları ile ileri düzey simülasyonlar yaparak yeni virüsler tasarlayabilirler ya da gelişmiş hücre kültürü sistemleri ve kimerik (farklı canlı türlerinden dokular veya organlar içeren) deney hayvanları üzerinde yapacakları deneyler ve seri pasajlar ile normalde insanları enfekte etmeyen bazı virüsleri insan konakçılarına uyum sağlayacak şekilde geliştirebilirler. Özetle gelecekteki modellemeler ile günümüz teknolojileriyle kestiremediğimiz birçok yeni fayda veya yeni risklerle karşı karşıya kalabiliriz” diye anlattı.

Düzenleyen:  - Sağlık
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...