Yapay zekâ sen Aylan bebek çekebilir misin?

Yapay zekâ sen Aylan bebek çekebilir misin?

TEKNOLOJİ Haberleri

“iPhone ile başlayan devrimin bu hâle geleceğini hiç tahmin etmiyorduk. Canon, Fuji, Nikon, Pentax ve Sony gibi dev üreticiler akıllı telefonları küçümsedi. En iyi telefonla bir yere kadar. Yapay zekâ ise fotoğrafın teknik açıdan doğru olmasını sağlar. Ancak onun da yapamayacağı şeyler var. İş fotoğrafı çekende bitiyor”

ÖMER TEMÜR

Bir söz vardır “Tüfek keşfedildi, mertlik bozuldu” diye. Bu sözü fotoğrafçılık için de söylesek herhâlde yanılmış olmayız. “Telefonu eline alan herkes kendini bir parça profesyonel fotoğrafçı gibi görürken, aslında geriye sadece gerçek fotoğrafçılar kaldı.” Böyle diyor Cem Kıvırcık.
Cem Kıvırcık, modern dijital fotoğrafçılık alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri... Gazeteci bir babanın oğlu. Cep telefonundan çektiği fotoğraflar bugün Huawei’nin global Instagram hesaplarında paylaşılıyor. Karma sergiler aracılığıyla binlerce kişiye ulaşıyor.
Artık profesyonel fotoğraf makinelerinin yerini cep telefonlarına bıraktığını ifade eden Kıvırcık, teknolojiye direnmenin anlamsız olduğunu söylüyor. Öyle ki 2010-2019 arasındaki dokuz yıllık süreçte dijital fotoğraf makinesi satışlarının yüzde 87 azaldığına dikkat çekiyor. Ve mobil cihazlarla yaptığı çekimlerle bu küçük makinelerin sırlarını açığa çıkarıyor...
Kıvırcık’a göre lens, sensör ve yapay zekâ ile desteklenen akıllı telefonlar ve sosyal medya bu dönüşümün tam merkezinde. “Yapay zekâ bir gün profesyonel fotoğrafçılığı bitirir mi?” diye soruyorum “Aylan bebek” diyor...
Cem Kıvırcık’la hem profesyonel fotoğrafçılığı, hem de mobil fotoğrafçılığı konuştuk.

¥ Profesyonel bir fotoğrafçının cep telefonuna ilgi duyması biraz ilginç değil mi? Cepten fotoğraf çekme merakı nasıl başladı?
 Babam bir gazeteci olduğu için çocukluktan beri hep fotoğrafla iç içe oldum. Evimizde her zaman bir fotoğraf makinesi vardı. Dijital fotoğrafçılığa ise 7-8 yıl önce merak saldım. Her gün spor amaçlı Feriköy’den başlayarak Taksim, Karaköy hattından Eminönü’ne kadar yürüyüş yapıyordum. Fotoğraf çekerken çevrenize farklı bir gözle bakıyorsunuz. Bir süre sonra sokaklarda çok enteresan şeyler olduğunu farkettim. Ve cep telefonu ile bunlara kayda almaya başladım. O zaman iPhone vardı. Hatta Türkiye’deki ilk iPhone kullanıcılarından biriyim. Sonra Türkiye turlarına çıkmaya başladım.

¥ Elinde son model fotoğraf makineleri varken cepten fotoğraf çekmek nasıl bir his?
Bugüne kadar hep telefonum oldu ama fotoğraf çekmek cazip gelmiyordu. İPhone ile başlayan devrimin bu hâle geleceğini açıkçası tahmin etmiyordum. Geçenlerde Türkiye’de çok ünlü bir markanın bir temsilcisiyle sohbet etme imkânı buldum. O da dijital fotoğraf ve video teknolojisinin bu noktaya geleceğini tahmin edemediğini söyledi. Canon, Fuji, Nikon, Olympus, Pentax ve Sony gibi üreticiler telefonları hep küçümsedi.

¥ Süreç iPhone ile başladı ancak yeni teknolojilerle birlikte çok hızlı ilerledi.
Kamera teknolojilerinin gelişmesinde iPhone çok önemli bir çığır açtı. Fakat Huawei’nin Leica ile yaptığı anlaşmadan sonrasında fotoğraf makinelerindeki lens kalitesi ve teknolojileri telefonlarda da kullanılmaya başladı. Kamera olayı çok farklı bir boyuta geçti. Aslında çok önceleri, sanırım 2012’de Nokia 41 MP’lik 808 PureView diye bir telefon üretmiş ve Zeiss ile iş birliğine gitmişti. Diğer telefon üreticileri de benzer iş birliklerine gitti. Ancak en başarılısı Huawei oldu. Bu süreçte önemli bir olay daha yaşandı. Sony cep telefonu üreticilerinin en büyük sensör tedarikçisi hâline geldi. Bu da mobil fotoğraf kalitesini artırdı. Sonrasında sensörlerin ebadı büyüdü, diyaframlar genişledi. Ardından çoklu lens teknolojileri geldi. Eskiden tek lensle çekim yapıyorduk. Şimdi gece çekimi, bokeh efekti, zoom yapmak mümkün. Yakında gelecek telefonlarda çok daha fazla lens görebiliriz. Mesela telefon boyutlarında Light L16 adında tam 16 lense sahip fütüristik bir ürün var hâlihazırda.

DÜNYANIN EN İYİ DAKTİLOSUNU ALSAN, EN İYİ KİTABI YAZABİLİR MİSİN?
¥ Yapay zekâyı da eklemek gerekiyor sanırım.

Elbette. Cep telefonlarındaki yapay zekâ şu an neredeyse iki binin üzerindeki nesneyi tanıyor. Mesela gökyüzünü algılıyor ve daha fazla coşku verebilmek adına maviyi daha mavi hâle getiriyor. Domatesi daha kırmızı yapıyor. Gece çekiminde ışığı ayarlıyor, portre çekecekseniz hemen sana güzel makyaj yapıyor.

¥ Yapay zekâ demişken, fotoğrafçılığın sonu mu geliyor yoksa?
Yapay zekâ fotoğrafın teknik açıdan doğru olmasını sağlar. Ancak onun da yapamayacağı şeyler var. Bazı fotoğraflar insanların aklına, duygularına hitap eder. Yapay zekâ işte o duyguyu veremez. Onu hissedemez. Steve McCurry’nin Rus-Afgan savaşı sırasında mülteci kampında çektiği dünyada belki de en çok bilinen ‘Afgan Kızı’ fotoğrafını gözünüzün önüne getirin. Teknik anlamda değerlendirecek olursak, o fotoğrafı çeken fotoğraf makinesi, film, teknoloji vs. bugün birçok telefondan daha geride bir teknolojiye sahip diyebiliriz. Ama o fotoğrafın etkisi çok önemli... Çünkü orada makinenin çok da fazla bir işle-vi yok. O fotoğrafı önemli kılan kızın gözlerindeki korku ve onun izleyicilere verdiği his. ABD’nin Vietnam savaşında atılan Napalm bombasında üstü başı yanan ve çıplak hâlde koşan kız çocuğunun fotoğrafı... O fotoğrafı çeken Vietnamlı Nick Ut geçenlerde Türkiye’ye geldi. Şimdi o fotoğrafı çeken makinenin yüzüne bile bakmazsınız. Ancak o fotoğraf Vietnam savaşının ABD’de sorgulanmasına neden oldu. O savaşta Vietkong-lu bir gerillanın kafasına kurşun sıkıldığı bir fotoğraf daha var. Fotoğrafın çekildiği anın video görüntüleri de mevcut. Ama o video bile, fotoğrafın insanlarda oluşturduğu o şoku yaşatmıyor. Çok da fazla uzağa gitmeyelim. Türkiye’den bir örnek vereyim. Aylan bebek fotoğrafı... Bir süre de olsa göçmen politikasının sorgulanmasına sebep oldu o fotoğraf. Fotoğraf aslında çok güçlü bir mesaj veriyor bizlere. İşte bunu yapay zekâ yapamaz. Klişedir ama pek severim, Henri Cartier Bresson “Fotoğraf çekmek, insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir” demiştir. Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Ara Güler de şöyle der: Dünyanın en iyi daktilosunu alsan en iyi kitabı yazabilir misin?

¥ O zaman sorunun cevabını da vermiş oldunuz.
 Fotoğrafçılık bir meslek, bir zanaat, bir sanat olarak her zaman var olacak. Ama teknoloji ve sosyal değişikliklerle dönüşerek... Profesyonel fotoğrafçılık başka bir dünya. Dinamikleri çok farklı. Ben kendime fotoğrafçı bile diyemiyorum. Fotoğraf çekmeyi seven, hayattan kendimce anlayan çalan biriyim sadece...

KENDİNE YATIRIM YAP
¥ Cep fotoğrafçılarına tavsiyeleriniz?

En iyi telefona sahip olmak yetmez. Dünyanın en iyi fotoğrafçılarına baktığınızda hemen hepsinin bir fotoğrafçılık eğitimi almamış olduğunu görüyoruz. Sadece fotoğraf çekmişler ve sürekli üretmişler. Şimdi bunun okulu, kursları vs. var. Türkiye’de bir sürü fotoğraf derneği mevcut. Mesela ben 60 yıllık geçmişi olan İFSAK’ın üyesiyim.
Önemli olan o “doğru” kareyi çekmek. Bu da senin dünyaya bakışınla alakalı. Çiçeği de böceği de çek ama kendine görsel ve kültürel anlamda yatırım yap. Bir filmi, fotoğrafçı gözüyle izle. Bir kitabı fotoğrafçı gözüyle oku. Yani bir görsel kültür geliştir. Bol bol fotoğraf bakmalısın. İnternet bu konuda âdeta cennet.  
Fotoğrafların her köşesinde bir detay vardır çoğunlukla. O detayları görmeye, çekenin duygularını, mesajını anlamaya çalışın. Ya da bir sergiye gittiğinizde, 3-5 dakika zaman ayırıp o fotoğrafı sindirin. Ve her şeyden önce “niçin çekeceğim’ sorusunu sorun. Ayrıca bir de “edit” yani düzenleme diye bir gerçek var. Sonuçta fotoğraf bir üründür.

İZ BIRAKAN FOTOĞRAFLAR YOK ARTIK
Teknoloji gelişti, yaygınlaştı ama o eskiden çok konuşulan fotoğraflar yok artık. Suriye’de, Irak’ta dünyada birçok savaş yaşanıyor. Seni etkileyen kaç tane fotoğraf var son zamanlarda gördüğün? Koronavirüs ile ilgili bir sürü paylaşım yapılıyor. Akılda kalan bir fotoğraf var mı? O eski ikonik fotoğraflar üretilmiyor mu yoksa?.. Mesele orada değil... Çünkü biz artık orada değiliz.

INSTAGRAM FOTOĞRAFÇILIKTA FAST FOOD KÜLTÜRÜNÜ GETİRDİ
¥ Eline telefon alan fotoğrafçıyım diyor. Bu iyi bir şey mi?
Fotoğrafçı olmak büyük bir iddia aslında. Eğer sen bu işten profesyonel anlamda para kazanıyorsan fotoğrafçısın. Bunun için eskiden pahalı bir fotoğraf makinesi ve film alman gerekiyordu. Teknik bilgilere vâkıf olman, film banyosu gibi kimyasal işlerden anlaman lazımdı. Akıllı telefonlar ise herkese fotoğraf çekme ve paylaşma imkânı sunuyor. Her gün Instagram’a 100 milyonun üzerinde fotoğraf yükleniyor. Instagram fotoğrafçılıkta fast food kültürünü getirdi. Çekilen fotoğrafların yüzde 80’i ise selfie. Profesyonel fotoğraf çekmek başka bir şey, fotoğrafla kendini ifade etmek başka bir şey, aile, seyahat, anı fotoğrafı çekmek başka bir şey... Fotoğrafın birçok kullanım katmanı var.

¥ İnsanların deli gibi fotoğraf çekmesi ne anlama geliyor?
Çok fotoğraf çekmek insanı fotoğrafçı yapmaz. Maalesef telefonlar fotoğrafçılıkta fast food kültürünü getirdi. Mesela ‘Afgan Kızı’ fotoğrafı National Geographic dergisinde değil de Instagram’da yayınlansaydı belki bir beğeni tıklamasıyla geçecektik. Insagram’da iyi bir fotoğrafa bile en fazla 2-2,5 saniye bakıyoruz. Ya da hiç bakmadan geçiyoruz. Oysa fotoğraf, duvara asıp karşısına geçip, bir yağlı boya tablo gibi dakikalarca bakılmayı hak ediyor.

SELFIE, BİREYSELLİĞİN İFADESİ
¥ Fotoğrafçılıktan konuşup da selfieden bahsetmemek olmaz.
 Selfie sosyolojik açıdan incelenmesi gereken bir konu. Bireyselleşmenin fotoğraftaki yansıması olarak görüyorum. Eskiden fotoğraflarda kalabalık aileler olurdu. Selfie’de ise önde sen, arkada aile ya da arkadaşların var. “Bak ben ailemle piknikteyim” diyorsun. İletişim artık bir anlamda sosyal medya üzerinden yapılmaya başlandı. Biz de selfie çekimleri ile günlük hayatımızdan kesitler veriyoruz. Selfie’nin bir de “Güzelim yakışıklıyım, iyi yaşıyorum” boyutu var. Eskiden bunları yapmak çok ayıptı. Sosyal medya da işin “hava atma boyutunu” kamçılıyor. Değer yargılarımız çok değişti. Bireyselleşmenin ve sosyal medyanın etkisi bu anlamda fotoğraf üzerinde çok büyük.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...