Altın kültüründen pırlantaya geçtik

Önder Çelik İSTANBUL

Türkiye’de son 50 yılda yaşanan değişimden takı sektörü de nasibini aldı. Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emil Güzeliş “Önceden altın kültürünün hâkim olduğu bir ülkeydik. Ama son 10 yıldır Türkiye pırlanta pazarı oldukça hızlı bir büyüme kaydetti. Her yıl yüzde 15-20 oranında büyüyor. Son yıllarda yapılan pazarlama ve iletişim faaliyetleri ile pırlantanın ulaşılabilir bir lüks olduğu da anlatıldı” ifadelerini kullandı.

TEKTAŞSIZ OLMAZ

Pırlantanın ışıltısı ve simgeledikleri ile kadınların gözdesi olduğuna işaret eden Güzeliş “Yaptığımız araştırmalarda da görüyoruz ki, altın herhangi olumsuz bir durumla karşılaşıldığında paraya çevrilecek bir araç olarak görülüyor, dolayısıyla ‘aileye ait’ olarak algılanıyor. Pırlanta ise sevginin simgesi. Takan kişiye kendisini değerli, güzel, şık, zarif ve dikkat çekici hissettiriyor. Kadınlar bu değere sahip olmak istiyor. Türkiye’de artık evlilik teklifleri pırlanta ile yapılıyor. Kızlar tektaşsız evlenmek istemiyor. Türkiye’de özel günleri pırlanta ile kutlama alışkanlığı arttı. Yılbaşı, Sevgililer Günü, Anneler Günü, doğum günü, yıl dönümleri gibi birçok özel gün pırlanta hediye edilerek kutlanılıyor. Pırlanta alışverişlerinde güven unsuru çok önemli. Pırlanta alıcıları; markalardan alışveriş yapmayı tercih ediyor” dedi.

SEKTÖRDEN BİR MARKA ÇIKMALI

Türkiye’nin altın takı üretiminde oldukça güçlü olduğuna işaret eden Emil Güzeliş, şunları kaydetti: İtalya’dan sonra en büyük üretim kapasitesine sahip ülkeyiz. Dünyadaki büyük zincirlere de üretim yapıyoruz. Bunu pırlantada da yakalamak için çalışmalıyız. Tasarım, üretim ve fiyat gücüne ihtiyacımız var. Dünyada tekstil, teknoloji gibi birçok sektörde çok fazla tanınmış markalar var. Ama mücevhere baktığımızda bu sayı çok az. Burada Türkiye’den bir markanın olması için çalışmalıyız...