Fener devam dedi

''Başakşehir’in unvan kaybetme korkusu, Fener’in kazanma arzusu, şampiyon adaylarının artmasını sağladı.''

Şampiyonluk yolunda olmak ya da olmamak maçıydı Fenerbahçe için. Şakası, abartısı yok, kaybedilecek yarım puan bile 4. yıldız hedefini yeni sezona ertelemekti. Pek tabii ki, bazı hayalperestler benimle aynı fikirde olmayabilir!..
Ama Adana şokundan sonra gelecek bir Başakşehir beraberliği veya yenilgisi sarı-lacivertlilerde birçok taşı yerinden oynatacak, hatta yeniden bir yapılanmaya neden olacak yıkımı tetikleyecekti.
Oysa tarihinin en iyi sezonunun yaşayan namağlup lider Başakşehir karşısında bir kayıp çok da sürpriz olmayacaktı. Fenerbahçe’nin son 10 yılın en kötü istatistiklerine imza atması da bu ihtimali kuvvetlendiriyordu. Bu tabloya bir de sarı-lacivertlilerin eksikleri eklenince işlerin sarpa sarması pek bir mümkündü.
Neyse ki, iki kere iki dört etmedi!
Başakşehir’in oyunu tutma, Fenerbahçe’nin nabız yoklama zihniyetiyle başladığı maçın ilk çeyreği horoz dövüşünü andırırken, Bülent Yıldırım’ın tutarsız düdükleriyle yükselttiği tansiyonu gereksiz kartlarla düşürme çabası mücadelenin tadını hepten kaçırdı.
Tribünlerin uyumaya başladı anda Hasan Ali’nin çizgiden çevirdiği, Salih’in hasbelkader indirdiği, Ozan’ın can havliyle şutladığı top, Emre’ye çarptı, Volkan’ı şaşırttı, ağlara gitti...
Ortada futbol yokken gol oldu! 
İlk yarıda daha diriydi Fener, ikinci yarıda ise kondisyonu daha yüksek lider... Ama Kjaer vardı bu sefer. Fernandao kaçırmasaydı penaltıyı eğer, çok daha erken bitecekti işler.
Tatsız tuzsuz bir maç izlesek de çok önemli sonuçlar çıktı 90 dakika sonunda; Fener devam dedi, Başakşehir’in yenilmezliği bitti. Ligde heyecan körüklendi.
Ama futbol sınıfta kaldı!

MAÇIN ADAMI

Alper Potuk

Belki de sahada futbol oynamak isteyen tek adamdı. Hem savunmada hem hücumda vardı.