Öcal Uluç

Millî takımı küme düşmüş bir ülkenin kulüp takımlarından da fazla bir şey beklemek hayalcilik olurdu… Acı gerçek yüzümüze çarptı bir tokat gibi…

Süper Lig’in üçüncü haftası geride kalırken, Fenerbahçe ve Beşiktaş futbolu “ışıl ışıl” parlamaya, sezon başı tahminlerinin (en azından mesela benimkinin…) aksine, “şampiyon” Trabzonspor teklemeye, Galatasaray bocalamaya başladı…

Bıktım, “Fatih Hoca’ya ‘biraz dokundurunca’ bazı Galatasaraylılardan gelen” mesajlardan, maillerden… İçlerinde iş adamları var, akademisyenler var, bürokratlar var, eski yöneticiler, futbolcular, antrenörler var… Gazeteciler bile var… Tribünlerde oturanlar da çoğunlukta…

Galatasaray futbolunun patronu olan Sportif AŞ’nin yönetimini ‘eski avukatı dâhil Terimcilerle” doldurursanız” genç hocanız Okan Buruk ne düşünecektir?..

“Hocalık” ile “büyük takım hocalığı” arasında “Çamlıca Tepesi ile Ilgaz Dağı arasındaki fark kadar” fark vardır!.. Ve bu fark, “Galatasaray - Giresunspor maçı sırasında” açık açık görüldü!..

“Galatasaray’ı iflasa doğru götüren bir acı gerçeği ortaya çıkaran” Işıtan Gün’ü “yok etmek istemişlerdi” Galatasaray’ın içinde olan “bazı ‘has (!)’ Galatasaraylılar” ama hedeflerine ulaşamadılar!..

Ergin Ataman’ın farklı zamanlarda ve farklı görevlerde aynı konuyla ilgili verdiği demeçler aradaki tezatlığı ortaya koyuyor…

Süper Lig’in ilk haftası, önemli mesajlar verdi; “şampiyonluk yarışı” için de, “Avrupa kupalarına katılma hakkı” için de, “alt sıralar adaylığı” için de…

Spor tarihimiz “ilk Türk futbol hakemi” olarak, “ilk Türk futbolcusu” diye anılan Fuat Hüsnü Kayacan’ı yazar. “İlk olarak” 1907 yılında “Kadıköy - Moda maçını yönettiğini de…

İşte bugün başlıyoruz; “birinci” haftada oynanacak “9 maçın birinde iki İstanbul takımı karşı karşıya, kalan 8 maçın 6’sında bir İstanbul takımı var!..

Galatasaray’da “Dursun Özbek yönetimi” muradına erdi; “istediği bütün yetkileri aldı!..”

Şampiyonumuz Trabzonspor başta, “Üç Büyükler”imiz şampiyonun peşinde, “yeni sezonun kadro mühendisliğini yapmak ve takımda eksik gedik bırakmamak için” haftalardır “transfer kulvarında” koşup duruyorlar!.. Spor medyamızın “Bomba patlıyor / patladı” haberleri içinde ve de “dünya yıldızı” yaftası ile, “birçok yabancı” futbolcu antrenmanlara çıkmaya, hazırlık maçlarında oynamaya başladı…

Çünkü paranın her şeyi halledeceğini sanıyor… Ama "Buzdolabı, otomobil, TV” değil ki, insanlar, futbolcular, teknik adamlar, yöneticiler… “Paradan çok başka şeyler de lazım” onlara…

Gaziantepli… 62 yaşında…

Uzun yıllardan beri, Galatasaray Spor Kulübü’nün ve Galatasaraylıların “yılan hikâyesine dönen” bir büyük sorunu vardı; Galatasaray Adası…

3 Haziran 2018’de başkan seçilen Ali Koç, o günden bu yana 5 yıldır “şampiyonluk göremedi”; taraftarına da gösteremedi!..

İnanamıyorum; bu gidişle TV ekranlarında “spor” pardon “futbol” programlarını seyretmeyeceğim galiba...

Evet, sevgili Necdet Ayaz kardeşim, spor adına, sporun anası olan “Atletizm” adına yazdığın “Başkent, Naili Moran Atletizm Sahasız Olmaz!” başlıklı yazını büyük bir üzüntü içinde okudum; çok haklısın!..

Evet… Tribünlerde ezdiriyorsun, TV başlarında ezdiriyorsun, sahada ezdiriyorsun, futbol olarak ezdiriyorsun, moral olarak ezdiriyorsun…

Urla’ya kadar geçen “Galatasaray kulis haberleri içinde”, önemli, hem de çok önemli, gazetelere de geçen bir tanesi var... Önemli mi, önemli... İnşallah doğru değildir!..