Öcal Uluç

Bilmem ki, yazımın başlığında “yüz karası” diye vasıflandırdığım tablo, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkeleri bir yana bıraktım, Afrika, Orta Amerika, Güney Doğu Asya ülkelerinde yaşanıyor mu?..

İcardi, “Faal Türk hakemlerine, üyelerinize ‘soyguncu’ derse”, hiç düşünmüyor musunuz ki; “Siz ne oluyorsunuz?..”

Ne demek; “Bir utanç, bir skandal. Yılın soygunu” sosyal medya paylaşımı?..

Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur durmadan tekrarlıyor “Bildiklerim var, ama Süper Lig bitmeden açıklamam” diyor.

Süper Lig'deki maçta "7 gol" yiyen" Başakşehir, lig liderini Türkiye Kupası'ndan eledi, hem de… Galatasaray defansını yolgeçen hanına çevirerek… Eğer "biraz becerikli olsalardı", yarım düzine gol atmaları işten bile değildi!..

İnanılır gibi değil; “Şampiyonluğa giden ve de “en büyük rakiplerine önemli bir puan farkı” oluşturmuş olan Galatasaray’ın yöneticileri, Erden Timur’un “prestij savaşı hâline getirdiği yanlış ve hatalı hamlelerine sahip çıkarak” ve de “bu sahipliği” Dursun Özbek’in ağzından da ilan ederek, “Türkiye Futbol Federasyonu ile savaş hâline getiriyor; ne kadar yanlış ve ne kadar büyük hata!..

“Türkiye Futbol Federasyonu “ligden çekilenler ile ilgili ‘hükmen mağlubiyet’ kararları alırken’ Fenerbahçe ve Galatasaray’ın menfaatini kolluyormuş!..”

İki Dünya Kupası'nın birinde ikinci, birinde üçüncü olan Hırvatistan önünde 90 dakika "başa baş" mücadele eden millî takımda faturayı Kunz'a kesmek vicdansızlıktır…

Kasımpaşa, Konyaspor, Karabağ maçları gösterdi ki; Galatasaray Futbol Takımı “fizik güç bakımından” rekor kırılan “galibiyetler serisi sürecine göre” epeyce düşmüş durumda…

Futbolda son yılların “en kaliteli, en güçlü takımı” kurulmuş, “şampiyonluk yolunda” adım adım ilerliyor…

MHK Başkanı, infaz edilen hakemlerinin kararlarında haklı olduğuna dair ekranlara verilmeyen görüntüleri görmüşken, görmezlikten gelip uykuya yatamaz...

1955’de Babıali yokuşunda rahmetli Cihat Arman’ın çıkardığı Öz Fenerbahçe Dergisi’nde “spor yazmaya başladığımdan” bu yana 68 yıl geçti.

Evet, yazımın başlığı “180 dakikalık Sevilla - Fenerbahçe ve Fenerbahçe - Sevilla maçının özetidir”; ama…

On beş gün içinde Orban'ın ne menem bir futbolcu olduğunu görememiş, çözememiş bir hocanın 'istifa' kararını Başkan'a danışmasına gerek var mı?

UEFA ülke puanı sıralamasında, 11 ve 10’ uncu sıraya yükselip yükselmeyeceğimizi tayin edecek olan maçlar geldi çattı. Bu gece ve yarın gece oynanacak üç “rövanş maçına” Fenerbahçe, Başakşehir ve Sivasspor “ümitli” çıkacaklar…

“Hâlâ ümidimiz” var diyor Jeorge Jesus; “Orada daha ilk yarıda turu alıp gelecek bir futbolla sayısız gol fırsatını kaçıran” Fenerbahçe’nin Sevilla’ya “2-0 gibi” net bir sonuçla mağlup olmasında sonra…

Ertuğrul Doğan seçilirse, acaba o da, Abdullah Avcı’yı unutmayarak ‘İstifasını kabul etmeyebilir mi?’ Aklıma geliverdi de…

Dünya Kupası sürecinde verilen “lig arasında” Galatasaray üç özel maç oynadı. İkisi İspanyol takımları ve biri de Anadolu futbolunun en güçlü ve iddialı ekiplerinden biri olan Adana Demirspor ile… 

Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor başta “ülkenin ‘futbol ağırlıklı’ kulüplerinin yöneticileri şapkalarını önlerine koyup, iyi düşünmeliler ve de “Galatasaray örneğini” iyi analiz edip, örnek almalılar!..

Beşiktaş’taki geleceğini “Hatayspor önünde alınan 2-1’lik mağlubiyetin galibiyete çevrilmesine bağlıyorsan” bu sana ve kariyerine yakışıyor mu?