Kutladıklarım ve eleştirdiklerim!..

Sesli Dinle
A -
A +

Galatasaray hariç, 4 takımımızın 3’ü, “ilk karşılaşmalarında ‘Avrupa Kupaları için ümit veren’ maçlar” oynadılar…

 

“Elbette, evindeki maçı kazanarak turu geçecek olan” Galatasaray ile beraber “sonraki” tura 4 takımla gireceğimizin müjdesini verdiler. İnanıyorum ki, Adana Demirspor da, rakibi zor ama  Adana’da kazanacaktır.

 

Fenerbahçe, “pırıl pırıl bir büyük fener gibi” ışıldadı. Beşiktaş, “ilerisi için bazı eksiklerinin tamamlanması” sinyalini verirken, “sert” Arnavutluk takımı önünde zorlanmadı.

 

Bu sezon “hedefini ‘Şampiyonlar Ligi’ olarak koyan” Galatasaray ise, evet İcardi, Torreira, Zaha, Rashica gibi eksiklerine rağmen, “kolay yenmesi gereken” bir takım önünde “futbol olarak da, skor olarak da bocalayarak”, taraftarını, camiasını üzdü. “Bir galibiyetle kulüp ve ülke futboluna eklenecek puanı” alamadı. Dün de yazdığım gibi, “bu kötü görüntünün sorumlusu” hem de “doğrudanın bir parça eksiği ile” Okan Hoca idi…

 

O “bir parça” da “İcardi, Bakambu, Torreira, Rashica gibi takım iskeletinin baş oyuncularını ‘bu maçlara yetiştiremeyen’ ve de orta alan takviyesini bir türlü tamamlayamayan” Erden Timur’a düşüyordu…

 

“Efendim sakatmış, efendim eşinin testleri varmış, efendim, kulübü çok para istiyormuş” açıklamaları “bir yere kadar ‘mazeret olarak kabul edilebilir’ ama ‘bir ay sürerse’ artık mazeretlikten çıkar” ve de “camiaya, taraftara ninni” hanesine yazılır!..

 

Elbette “sponsor bulmak” kolay değil ama “transfer planlamasının da bu zorluğa ve sezonun Avrupa Kupaları elemeleri ile başlamasına göre yapılması” gerekmez mi?..

 

Bakınız Erden Kardeş, “bu sebeple, ‘sezonun ilk resmî maçında beklenen sonuç alınamayınca’ Hocanız, transfer ayında ‘hem de Avrupa’nın önemli kulüplerinin almak istediği 5 oyuncunuzdan biri olan’ Nelsson’u nasıl harcayıverdi”, basın toplantısında?..

 

Şimdi, bu futbolcu “bundan sonra” nasıl moralli olarak sahaya çıkacak ve hocasına güvenecek?..

 

Okan Hoca’nın bu yaptığı “ilk büyük hata” değildi ki; mesela, “sezon sonuna gelinmiş, şampiyonluk yarışı alev alev yanıyor, ‘Gomis gibi çok maç kurtarmış’ bir oyuncuyu, bir golcüyü alınan kötü bir sonuç yüzünden” nasıl harcayıvermişti?..

 

Soruyorum size; “bunları yapmamasını sağlamak” sizin göreviniz değil mi?..
Neyse, sözü fazla uzatmamayım; “Avrupa Kupalarında silkinerek yukarıya doğru adımlar atacağımızı gösteren” bütün takımlarımızı, hocalarını ve futbolcularını kutluyorum, tabii yöneticileri ile beraber!..

Kim sorumlu?..

Üst üste oynanan 1 Şampiyonlar Ligi, 3 UEFA Konferans Ligi eleme maçında alınan 2 galibiyet ve 2 beraberlikle, Türkiye ülke puanı sıralamasında “1 basamak yükselerek” 27 bin 350 puanla 12’nciliğe yerleşmiş.

 

Bugünkü puanlama sırasına göre üzerimizde 8’inciliğe kadar 28 bin ile 34.900 puan arası İsviçre / Avusturya / İskoçya / Belçika bulunuyor.
Elemelerden kurtulmak için “alınacak her puanın önemi var”; ne yazık ki, “yıllardır bu atağı” yapamıyoruz; neden?...

 

Birinci derece sorumlu; Millî takımımızın ve Avrupa Kupalarına katılan büyük takımlarımızın hocaları başta, teknik adamlarımız…

 

İkinci derecede sorumlu; Ülke puanını 13’üncülüğe kadar düşüren hocalarımızdan “gerektiği şekilde hesap soramayan” futbol ulemamız!..

 

Hatta, beni “Irkçılık mı yapıyoruz” diye düşündürecek bir tablonun ortaya çıkmasına sebep olan ve içinde hepimizin bulunduğu” spor / futbol medyamız…

 

Ne yaptık mesela; “Millî takımızı küme düşüren hocamıza hak ettiği şekilde hesap sormayı ‘Türk ve arkadaşımız’ olduğu için” bir yana bırakıp, “Millî takımı küme çıkaran ve de Avrupa Şampiyonası final kapısının önüne getiren” hocayı “yabancı” diye yerden yere vurmaya devam etmiyor muyuz?..

 

İşte son örnek; Zalgiris’i yenemeyerek “ülke puanına galibiyetle eklenecek puanları eksilten” Okan Buruk’u doğru dürüst eleştirenimiz var mı?..
Düşünelim; “Zalgiris’i yenemeyen Galatasaray’ın hocası, mesela ‘Jorge Jesus’ olsa idi” neler yazardık?..

Sana yakışmıyor Şenol Hoca!..

Sevgili Hoca’m; Sen, Türk futbolunun anıt adamlarından birisin… Ama son birkaç yıldır sana bir hâl oldu… Ben diyeyim ki, “bir Türkiye Kupası maçında başına atılan bir taştan” sonra… Kendine karizmana ve kariyerine yakışmayan sözler etmeye başladın…

 

Şimdi de “istifa eden” Beşiktaş Sportif Direktörü Ceyhun Kazancı için “Kulüp çalışanı” demişsin…

 

Dilerim bir gün senin için de birileri çıkıp “Kulüp çalışanı” demesin!..

Şaka!..

İcardi ve eşi, “nihayet” dün gece yarısı “özel” uçakla İstanbul’a geldiler… Ve havaalanında coşku ile karşılandılar…

 

“Geleceklerinin haberi” Wanda Nara’nın sosyal medyadaki mesajı ile duyuldu. Ve de, Galatasaraylılar cuma gecesi tam bir “Wanda Nara festivali” yaşadı.

 

Soru: Acaba Wanda “Galatasaray futbol takımının menajeri olarak atansa” nasıl olur?..

 

Cevap: İcardi, her sezon “tam sezon açılışında” takımla beraber antrenman sahasında hazır olur!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.