Evet, transfer yarışının “20 milyon avroluk” mücadelesinde, kazanan Galatasaray oldu…
Zira “Fenerbahçe’nin en iyisi” Arda “artık” yoktu, ama sarı lacivert kasaya 20 milyon avro girecekti. “Galatasaray’ın en iyisi” İcardi ise sarı kırmızılı formayı “gene” giyecekti; ama sarı kırmızılı kasadan 20 milyon avro çıkacaktı.
Arda’nın gidişinin takımda oluşturacağı “doldurulması çok zor” boşluk bir yana, bu gidişin hem saha içinde, hem tribünlerde oluşturacağı “moral zafiyetinin tedavisi” İsmail Kartal Hocayı çok zorlayacaktı!..
İcardi’nin kalışının ise Galatasaray takımında, camiasında, tribünlerinde oluşturacağı moral ve coşkuya, rakiplerini de etkilemesini eklersek, 20 milyon avronun “ucuz” bir bedel olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz!..
Tam tersi olsa, Arda kalsa, İcardi gitse, “bu defa ‘aynı cümleyi’ Galatasaray için” yazar, Erden Timur’a da hesap sorardım…
Şimdi, yeni sezon başlarken, tabloya bakalım:
“Topu tutan / Savunan / Oynatan / Atan” dörtlüsünde, “Arda’nın gidişi, İcardi’nin kalışı” özellikle “Oynatan / Atan ikilisinde ‘Galatasaray lehine’ büyük fark” oluşturdu; hele hele “atan” Süper Lig Gol Kralı Valencia’nın da “gittiğini” de bugünün Arda - İcardi kargaşası içinde hatırlayabiliyorsak!..
“Tutanda” eşitlik görüyorsak, “Savunanda” Galatasaray’ın üstünlüğü geçen sezon “aksayan sol beke rağmen” açıkça görülmüştü; bu sezonda o “aksaklık” da giderilecek…
Aslında “saha içi bu tartının yanında”, Galatasaray’ın avantajlı olduğu bir başka “üçlü” var; Yönetim / Hoca / Tribün!..
“Başarıda” ağır basan, “birbirleriyle iletişimde” mükemmele ulaşmış, dahası “Arda - İcardi yarışını kazanarak ‘moral’ bakımından çok öne geçen” Galatasaray üçlüsü, bu avantajı kolay kolay büyük rakibine kaptırmaz… Ve bu “olumlu” tablo, “saha içini olduğu kadar saha dışını da sarı kırmızılılar lehine” elbette etkileyecektir!..
Zira “sarı lacivertlilerin bu üçlüsünün arasında birlikteliği sağlayacak olan” şifre, “özellikle “sezon başında ‘takımın hep kazanmasını zorunlu kılan’ formülde” saklıdır.
Galatasaray’da ise “Yönetim de, Hoca da, Camia ve Tribün de, ‘geçen sezon yaşanıldığı’ için sezon başında alınacak birkaç kötü sonuç, morali pek etkilemeyecek” ve Yönetim - Hoca - Tribün üçlüsü arasındaki “olumlu” diyalog kolay kolay bozulmayacaktır!
Galatasaray’ın “İcardi’li” mevcut kadrosu, “kalite ve kadro derinliği bakımından” Şampiyonlar Ligi’nin gruplarından çıkabilecek bir güce “birkaç ‘nokta’ transfer” ile erişecektir; hem de “yukarıya doğru sonrası” açık olarak…
Zaten, “Futbolun amiri Erden Timur ve hocası Okan Buruk ‘Muslera yedeklemesi, İcardi yedeklemesi, sol bek ilk on bir, orta saha / forvet gerisi ilk on bir’ nokta transferlerinin yapılacağını” söylemeye devam etmektedirler…
Fenerbahçe, “bu seviyeye erişecek” Galatasaray ile “şampiyonluk yarışı yapabilecek ve de Avrupa kupalarında eleme turlarını geçerek, gruplarda başarılı olabilecek” güçte, kalitede, derinlikte bir kadroyu temmuz ayı içinde kurabilecek midir?
Shakespeare, Prens Hamlet’e “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele” dedirtmişti. Şimdi Fenerbahçe’de Ali Koç için “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele” sezonu başlıyor…
Zira… Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe başkanlığı koltuğunun üzerine astığı “Demokles’in Kılıcı” sallanmaya devam ediyor!..