“Oh, dünya varmış” deyiverdi yüreğim; hakem, Zalgiris maçının 6 dakikalık uzatmasını “saniye geçirmeden” son düdükle bitirirken… Ve “son 15 dakikada ‘kendilerini kalelerinin önüne hapsederek’ beraberlik peşinde koşan’ Zalgiris önünde ‘kendi ceza alanlarını kan ter içinde savunmakla geçiren” Galatasaraylı oyuncular “sevinç içinde” kucaklaştılar; sanki “Şampiyonlar Ligi grubundan çıktıkları bir maç sonu” gibi!..
Üzülerek yazmak zorundayım; tribünlerdeki 10 binlerce, TV başındaki milyonlarca Galatasaraylı “maçın son dakikalarında ‘böyle bir işkence’ yaşamayı” hiç ama hiç hak etmedi, çarşamba gecesi…
Tribünlerde “Şu maçı gol yemeden bitirsek” diye dua eden başta Dursun Özbek ve Erden Timur olmak üzere” Galatasaraylı yöneticilere… Yedek kulübesinde oturan futbolculara ve teknik heyete… Dahası, “Bu maç için ne yazacağız” diye düşünen Galatasaraylı yorumculara bakarak, hepsine birden “doğrudan” bir sorum var, kimse kızmasın, gücenmesin: “Şampiyonlar Ligi hedefini Okan Hoca kaldırabilecek mi?..”
“Hazırlık” diye oynanan, ama “garip denemelerin yapıldığı” maçlarda başlamıştı, hayal kırıklığım… “Şampiyonlar Ligi” hedefi ile “ülkenin gelmiş geçmiş en pahalı ve kaliteli kadrosu kurulurken” Zalgiris deplasmanındaki “futbol ve sonuç” ile hayal kırıklığım misliyle arttı…
Ve de, işte “Çarşamba gecesi, ‘bitmek bilmeyen’ ve de ‘seyir işkencesi’ hâline gelen” tur maçı ile biterken, tam bir hayal kırıklığı ve de “kilit” bir soru ile noktalandı; Evet, “Okan Hoca ile” bu hedefe ulaşılabilecek mi?..
Dursun Başkan ve vekili Erden Timur ile beraber “Galatasaraylı yöneticiler” bu sorunun cevabını iyi düşünmeli…
Boey ve Mertens hariç, “bir tane futbolcu var mıydı, ‘geçen sezonki formlarını’ yakalamış olarak” sahada?..
O forvetlerin, o orta sahanın, o defansın hâli neydi, öyle… Ya Oliveira’nın rakibe verdiği “gollük kontratak pasları” ile kaptan Muslera’nın “doğrudan asistine” ne demek lazım?
Bir hatırlayalım; Muslera – Nelsson ikilisinin geçen sezon yaptıkları “gollük hatalar” şampiyonluğu önleyemedi ama, “bu defa hedef” Şampiyonlar Ligi; rakipler affedecekler mi?..
Evet İcardi'ler, Zaha"lar, Torreira"lar, Zoniola"lar, Kerem Demirbaylar takıma girecek ama, rakipler de “Zalgiris'ler” olmayacak… Ve de asıl soru; “yeni gelenler ile inşa edilecek iskelet” ne zaman “hazır” olacak?..
Bu soru, aslında “şu soruyu” hazırlıyor; “Galatasaray bu sezonda hem ülkesinde, hem Avrupa’da, ‘tertip / teknik / taktik olarak yerleşmiş bir sistem ve iskeleti ile’ büyük bir takım olarak mı” sahada olacak, yoksa, maçlarını “büyük yıldızlarının ‘kişisel’ oyunlarına dayanarak mı” kazanacak?..
“Birinci ihtimal” Okan Hoca’yı ön plana çıkarıyor; “anahtar onda!..”
İkinci ihtimal, şampiyonluğu da, Şampiyonlar Ligi hedefini de “Kafdağı’nın arkasına” götürüyor…
Hangisini tercih edersiniz sevgili okurlarım, benim “bugün için” diyeceğim o ki; “Okan Hoca’m, milyonlarca Galatasaraylı sana güvenmek istiyor!..”
+++++