Kuntz rahatlamalı…

Okan Buruk "7-0" ile rahatladı ve sezonu "Galatasaray'ın başında tamamlamayı" garantiledi, "onu yemeğe çalışan" spor medyasının "bazı" yorumcuları ile sosyal medya trolleri bu galibiyetten haklarını alarak güçlerini sıfırladılar… 

 

Şimdi sıra Stephan Kuntz'da… Martta başlayacak 2024 UEFA Avrupa Şampiyonası grup maçlarına "gönlünü rahatlatmış olarak" Türk A Millî Futbol takımının başında çıkabilecek mi?

 

Elbette, İskoçya gibi "yarısı İngiltere'nin en üst liginde oynayan futbolcularla dolu" bir takımı "2-1" yenmek, "bu gönül rahatlığını sağlamaya" yetmez… En azından cumartesi günkü Çekya maçında da "hem futbol ve hem de skor olarak 'benzer' bir başarının sağlanması" gerek…

 

İskoçya maçının 60 dakikasında ekran başında millî takımımızın "güzel, atak, coşkulu ve yardımlaşmalı" futboluna alkış tuttum.
Elbette "bu futbolun 90 dakika sürmesi" gerek… O da olacak…

 

Ortadaydı ki, Şenol Güneş'in millî takımımızı düşürdüğü Avrupa Uluslar C Ligi'nden, 13 puanla lider olarak B Ligi'ne çıkmayı garantilerken… Lüksemburg önünde alınan beraberlik ve son maçı "Faroe Adaları önünde mağlubiyetle noktalamak" üzerine başlatılan "Kuntz gitsin" kampanyasının "henüz silinmemiş izleri" moral baskı olarak hocamızın da, futbolcularımızın da omuzlarının üzerinde duruyor ve hâlâ hissediliyor!...

 

Attığımız iki golden sonra, bütün takımın kulübemize koşarak hocamızla, yedek oyuncularımızla kucaklaşması, bu baskıyı ve "o grubun son maçlarındaki oyundan ve sonuçtan ders ve mesaj alındığını" gösteriyor; devam çocuklar!..

 

Merakla bekliyorum; İskoçya maçının 60'ıncı dakikasından sonra görülen "kondisyon zafiyetini" üç gün sonra oynanacak Çekya maçında ortadan kaldırabilmiş bir takımı görecek miyiz?..
Ortadaki, millî takım kadrosu, "hazırlık maçı" olarak az beraber oluyor ve oynayabiliyor… Hiç olmazsa dört "özel maç" oynayabilmeli…

 

Ülkenin onca takımından, Avrupa'nın onca takımından gelen futbolcuların "hocaları ile beraber" iki daha fazla saha dışı ve saha içi buluşması" millî takıma çok şey kazandıracaktır!..

 

Elbette ve haklı olarak kulüpler, "bu artışa itiraz edecekler" ama onlarla "8 +3" kontenjanı üzerinde mesela "7+4 gibi" bir uzlaşma sağlanabilir!..

 

Maçtan sonra Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin açıklamasından herkes "kendine düşen payı" almalı.

 

"Çok ciddi bir şekilde sorgulandı o maçlarda Kuntz. 2002 yılından beri hiçbir millî takım hocası zamanında görevi bırakmamış. Hep daha önce bırakmış maalesef. Biraz sabırlı olalım. Her kötü sonuçtan sonra tez canlı olmamak lazım. Genç bir takım kuruyoruz. Genç takımın zaman zaman sıkıntıları olabilir. Sabırlı olabilirsek bu takım 5-10 yıl bize hizmet edecek. Farklı ve başarılı sonuçlar alması için sabredelim" dedi başkanımız… Haklı, hem de çok haklı…

 

Benden de bir hatırlatma; bunu yaparsak, "futbolunun yetkili yöneticisi" Hamit Altıntop'un da masayı yumruklamasına gerek kalmaz…