Osman Avcı

Bu hafta bütün gözler Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı'nda ve derbi maçının hakemi Orhan Erdemir'de#di. Dünya Kupası'na katılma sevincini yaşadığımız bugünlerde, Avrupa standartlarının üzerinde ve olimpik yapılan Şükrü Saracoğlu Stadı'nı Türk sporuna kazandırdığı için sayın Aziz Yıldırım'a ne kadar teşekkür etsek azdır..

Yağışlar bollaştı, sahalar bozuluyor, herkes tedbirini almalı. Çim sahaların bakımından tutun da, futbolcusundan hakemine kadar bütün ilgililer yaptığı işe çok dikkat etmeli. Oyun kuralları değişmeyeceğine göre bilhassa hakemler yağışlı havalarda ağırlaşan zeminlerde maç yönetirken daha dikkatli olmalı.

Türk futbolunda yarım asırlık özlem; Şenol Güneş, Ünal Karaman ve 26 dev adamla son buldu. Milli Takım, Dünya Kupası'nda... Cumhuriyet Türkiyesi'nde çağ açıp çağ kapatanları, mutlu azınlık ve onların amigoları bir türlü kabullenemiyor.

Süper Lig'in birinci sırasında bulunan G.Saray'ın yenilmesi ile son sıradaki Malatyaspor'un kazanması ligde açılan arayı 6 puan kapattı.

10.haftanın derbi müsabakası olarak görünen G.Saray-Trabzon maçında oynanan futboldan çok hakem Mutlu Çelik tartışıldı. Şahsen kendisi ile ilgili görüşüm, iki yıldan beri bu sütunun okuyucuları tarafından bilinmektedir. Mutlu Çelik'in futbol kamuoyunun bütünü tarafından tanınması için böyle bir maç gerekiyormuş.

8. haftayı değerlendirdiğimizde; oynanan güzel futbolun yanında hakem hatalarının da en aza indiğini gördük. Bazı karşılaşmalarda kuralları yanlış yorumlama gözlendiyse de bu hatalar, neticelere tesir etmedi.

Üst seviyeye gelmiş her hakemin bir geçmişi vardır. Kim kiminle ilişkili diye sorarsanız, yaşayanlar ve ilişki kuranlar bu gerçeği çok iyi bilir.

Süper Lig'in beşinci haftasında müsabakalar enterasan olaylara sahne oldu. Beşiktaş'ın üç puan kaybettiği Cuma günkü İstanbulspor maçının bitiminden sonra yazılı ve görüntülü basında hakem Muhittin Boşat'la ilgili tek cümleye rastlanamadı. Hakem kötü müydü? Asla... Hatta çok iyi bir yönetim gösterdi. "Müsabakada öne çıkmayan, kendini seyirciye unutturan hakem iyidir" derler. Boşat bunu başardı. Tebrikler...

Bu hafta sonu bütün Türkiye gibi futbolun da gözü basketboldaydı. 32. Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın ülkemizde yapılması ve Türkiye'nin final oynaması ister istemez futbolu ikinci plâna itti. Buna ek olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle Haliç'te gerçekleştirilen 27. Balkan Kürek Şampiyonası da onbinlerce kişi tarafından ilgiyle takip edildi.

Lig start aldığından beri futbolseverlerin büyük çoğunluğu, bol gollü, şova dayalı, sert ve akıcı futbol izliyorlar. Netice ne olursa olsun, ortaya konan futbol ilgi çekiyor ve alkışlanıyor. Bu tarz futbolun mimarları arasında hakemleri de zikretmek lâzım. Oyunu kesmemekte ısrar ediyorlarsa, şüpheli faulleri çalmıyorlarsa seyir zevkine katkıda bulunuyorlar demektir. Bu gerçeği gözardı etmemek gerekir.

Başta İtalya olmak üzere Avrupa liglerindeki önemli müsabakalar ekranlardan kesintisiz izlenirse bizim de futbolumuzun güzelleşeceği ve zevkli hale geleceği spor otoriteleri tarafından bilinmektedir.

Sevgili Türkiye Gazetesi okuyucuları; 2001-2002 yılı Türkiye Profesyonel Futbol Ligleri ile birlikte bütün amatör ligler de start alıyor. Bu uzun maratonda kulüplerden sporculara, hakem camiasından taraftarlara başarılar diler; sporun toplumumuzun ihtiyacı olan barışı, kardeşliği, dostluğu ve sevgiyi arttırmasını temenni ederim. Taraftarların, yöneticilerin ve basınımızın müsabakalarda verilecek hakem kararlarına saygılı ve hoşgörülü olmasını arzuluyor, haftanın maçlarındaki hakem kararlarına geçiyorum.

2000 - 2001 yılı Türkiye 1. Futbol Ligi maratonu F.Bahçe'nin şampiyonluğu ile sona erdi. 306 lig müsabakasının oynandığı sezonda 38 hakeme görev verildi. 8 zorlu müsabakada görev yapan Oğuz Sarvan, iyi ve kötü hatıralarıyla 2000 yılı sonunda hakemliğe veda etti.

1.Lig'de soluk soluğa süren heyecan puan ve averaj farkı olsa dahi, son haftaya taşındı. 1. ve 2.Lig'de tansiyonu yüksek maçlar oynanıyor, şampiyonluklar son haftaya kalıyor. Güzel olan, takımların birbirinin alın terine saygı duyması, centilmenliğin her maçta kendini hissettirmesi.

1.Lig'in 32. haftası düğümü çözecek kritik maçlara sahne oldu. F.Bahçe, G.Saray ve G.Antep arasında başabaş giden puan mücadelesinde alınan neticeler, kalan son iki karşılaşmayı biraz rahatlattı.

Haftanın en önemli maçını; öncesi, devamı ve sonrası ile mercek altına alalım. Hakem Orhan Erdemir'in müsabaka yönetimini de böylelikle daha iyi değerlendirmiş oluruz. Şampiyonluğu etkileyecek bir 90 dakika olması, ezeli rekabet, seyircinin tutumu, oyuncuların ruh hali, teknik adamların plânları, yöneticilerin beyanları, saha ve hava şartları gibi faktörleri bir araya getirdiğimizde, müsabakanın çok zor olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.

Son 4 haftada hakemlerin başarılı grafiği yanında ekonomik kriz ve bunun getirdiği gergin psikolojinin sahalara yansıması üzerinde duruyorduk. Hakemler bu zor dönemi iyi yönetimleriyle atlatırken, maalesef, kulüp yöneticileri, yorumcular ve yazarlar istisnalar hariç sınıfta kaldı.

Sezon başından beri basın ve kamuoyu tarafından devamlı eleştirilen Murat Ilgaz, Kadıköy'deki maçta hata yapmadı, kimseye yakın durmadı. Belli ki, ekonomik kriz onu bile yola getirmiş. Maça gelince; Baliç ve Revivo'nun ceza sahasında düşüşleriyle, topun bir pozisyonda Yusuf'un eline çarpmasında Ilgaz'ın vermiş olduğu kararlar doğruydu.

Türkiye Kupası'nı müzesine taşıyan Başkent ekibinin teknik direktörü Samet Aybaba'nın böyle bir başarının ardından görevi bırakması dikkat çekiciydi. Kulübün sorunlarını dikkate almazsak, Aybaba'nın onurlu istifası hem yöneticilere hem de Türk antrenörlerine önemli bir mesaj oldu.

Son iki haftayı değerlendirdiğimizde hakemlerin performanslarının yükselerek doğru karar yüzdelerinin arttığını görüyoruz.