Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci

Orta Çağ’ın en ehemmiyetli hadiselerinden biri Müslümanlığın doğuşudur. Bu sebeple Müslümanlar, Orta Çağ’ı hiç de karanlık bir çağ olarak görmez.

Sultan III. Murad zamanı, Osmanlı kültürünün klasik formunun zirvesine ulaştığı bir devir olarak bilinir.

Osmanlı İmparatorluğu onun zamanında en geniş sınırlara ulaşmıştır. Sultan III. Murad devri Osmanlı tarihinin belki de en parlak devridir. Ama zirveden iniş de bu zamanda başlamıştır...

Ömründe Osmanlı memleketine gelmemiş ecnebi seyyahlar, sırf Türk korkusunu körüklemek için, hayalî cezalar ve işkence tasvirlerini kitaplarına doldurmuştur.

Yahya Kemal, usta bir şair olan Selimiye Camii’nin banisi Sultan II. Selim’i, “Bir beyiti, bir de camisi var” diye över.

Büyük insanların çocukları çoğu zaman ne kadar meziyetleri olursa olsun, babalarının gölgesinde kalmaya mahkûmdur. Sultan II. Selim de, babası Kanunî Sultan Süleyman’ın gölgesinde kalmıştır.

Kim derdi ki XIX. asrın en mühim buluşlarından posta pulu hayatımızdan çekilecek?

Bir orduyu millet hâline getiren Kanuni Sultan Süleyman’a Avrupalılar çok alaka duymuş; hakkında yüzlerce roman ve piyes yazılmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman’ın 46 senelik saltanatı, Osmanlıların, hatta Türk tarihinin parlak çağı sayılır. Adil idaresi, askerî ve diplomatik dehasıyla ismini tarihe altın harflerle yazdırmıştır...

Gün geçmiyor ki sokak köpekleri bir vaka çıkarmasın. Köpekler, her devirde cemiyetin başına bela olmuştur!..

Bugün Nasreddin Hoca’ya mal edilen fıkraların çoğu ona ait olmadığı gibi, tarihî şahsiyeti de gölgeliyor...

Sultan I. Selim’in en mühim hususiyeti kararlılık idi. Bu sebeple sert bir hükümdar zannedilir.

9. padişah Sultan I. Selim, hilafeti Osmanlılara getirdi ve 74. İslâm halifesi oldu...

Sultan Hamid tahttan indirildikten sonra, saraylılar saraydan atılmış; ardından da muazzam bir yağma başlamıştır.

Sultan II. Bayezid’in vefatı bütün İslâm âleminde teessürle karşılanmıştır. Hatta Kahire’de başta Sultan Kayıtbay olmak üzere halk gıyabi cenaze namazını kılmıştır...

Kardeşinin memleketi paylaşma teklifine, millî birliğin ehemmiyetini iyi bilen Sultan II. Bayezid, “Bir geline iki damat olmaz!” cevabını vermişti.

Osmanlılara mahsus bir temennâ âdeti vardı ki, nezaket ve terbiyenin en rafine hâlini ifade ederdi.

Sadece devlet adamlığı ve askerliği değil, ilme düşkünlüğü ve müsamahası ile Yeni Çağ'ın en parlak hükümdarlarından biri olarak tarihe geçmiştir.

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in ölümü bu şifre ile duyuruldu. Asırlara direnen İngiliz monarşisinin asırlık sembolü tarih oldu...

İstanbul’un fethi ile hem dünyada yeni bir çağ açılmış, hem de Müslüman âleminde Osmanlılar büyük bir prestij kazanmıştır.