Vehbi Tülek

"Cenâb-ı Hakk sana iyilikler versin. Magfiret ederek, son nefeste hüsn-i hâtime nasîb etsin." 

Vefât eden kimsenin bıraktığı malın kimlere verileceğini ve nasıl dağıtılacağını öğreten ilme, "İlm-i ferâiz" denir. 

Kânûnî, Sîneçâk Efendinin dergâhının kapısına kadar geldi. Ancak kapı bir türlü açılmıyordu!..

Şah-ı Nakşibend Hazretleri, bir talebesine şöyle sorar: "Emrettiğim her şeyi yerine getirir misin?"

“Herkesin kalbinde, cömertlere karşı muhabbet, cimrilere karşı nefret vardır.”

“Tasavvuf büyükleri, Ehl-i sünnet âlimlerinin büyükleridir. Bunlar, Kitâb ve sünnet ile amel ederler..."

“Ey zavallı! Sana yazıklar olsun. Biz sana, yalan söyleyen çirkin ve zelîl olsun demedik mi?.."

Kim, Allahü teâlâyı hakkıyla zikrederse, O’ndan başka her şeyi unutur.

“Zühdün esası, sıkıntılara katlanıp, şehvetleri terk etmek ve yenilen lokmanın helâlden olmasına dikkat etmektir.”

“İnsanların medhetmelerine, çok övmelerine kavuşmak arzusundan çok sakının.”

"Sizlere hastalık ve ihtiyarlık gelmeden önce sıhhatinizin kıymetini biliniz!"

Kalbe âid bilgileri, yâni ilm-i ahlâk öğrenmek, her erkeğe ve kadına farz-ı ayndır.

"Bir kimse sâdık ise, onu maksada kavuştururuz. Şâyet gâfil ise, onu uzaklaştırırız."

Uygunsuz bir sözü terk etmek, nefse bir gün oruç tutmaktan daha ağır gelir!

İnsanın yaptığı iyi amellere bir şeyler karışır. Ama dilini muhâfaza edebilirse bu durum müstesnâdır.

Her müminin, en önce, Ehl-i sünnet îtikatını, kısaca öğrenmesi farzdır.

Uygunsuz kimselerle arkadaşlık etmekten, elden geldiği kadar sakınınız!

Âkıl ve bâliğ olan, her Müslümanın, Allahü teâlânın sıfat-ı zatiyyesini ve sıfat-ı sübûtiyyesini, doğru bilmesi lâzımdır.

“Eğer sağ sâlim karaya çıkarsak, köle olarak aldığım bu genci Ebü’l-Abbâs hazretlerine vereceğim...”

“Câhillikte ileri olan, sefîhlikte, ahmaklıkta, malını vara yoğa sarf etmekte de ileri olur!"