Elimi uzatıyorum, yeni yasa yapalım

Kaynak: AA
- Güncelleme:
Elimi uzatıyorum, yeni yasa yapalım
Politika Haberleri  / AA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun teklifinin Türkiye'yi ileriye değil, geriye götüreceğini ileri sürerek, "Benim hiçbir ön yargım yok. Uzlaşma konusunda çağrı yapıyorum, elimi uzatıyorum, gelin barış içinde, huzur içinde yeni bir yasa yapalım" dedi. Kılıçdaroğlu, Çocuklara iPad dağıtacağız. Övünüyoruz bununla asıl övünmemiz gereken nokta şu; iPad'i dağıtmak değil, o iPad'i sen Türkiye'de yapabiliyor musun, yapamıyor musun sorun bu işte?" diye konuştu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 7 çocuklu bir ailenin 4. çocuğu olduğunu, ablasının okula gitmediğini, ailede üniversiteye devam edip bitiren tek kişinin de kendisi belirterek, bu öykünün kendisinin de dahil olduğu kuşağın genel öyküsü olduğunu anlattı. Babasının ilkokul mezunu olduğunu, annesinin ise okuma-yazma bilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, onların neslinin Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte çağdaş uygarlığın peşinden gittiğini, çocuklarını bu şekilde yetiştirmek için çabaladıklarını ifade etti.
Eğitimin bütün ülkelerin ortak strateji alanı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Eğitim yasası Anayasa'dan çok daha önemlidir. Eğitimle insanı şekillendirirseniz, insanın ufkunu açarsınız. Onun için eğitim yasaları Anayasa'dan önemlidir" diye konuştu.
Yeni bir anayasa yapılması için toplumsal uzlaşının arandığını, bunun için çalışmalar yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, bu yaklaşımın eğitim yasası için de sergilenmesi gerektiğini vurguladı. Dayatma kültürü ile eğitim yasası gerçekleştirilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, bu yaklaşımın 21. yüzyılın Türkiye'sine yapılabilecek en büyük ayıp olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Anayasa'da nasıl bir uzlaşma arayışına giriyorsak eğitimde de aynı arayışı yapmalıyız. Bir araya gelmeliyiz. Eğitim konusu iki siyasal partinin ortak mücadele alanı olmaktan çıkmalı. Karşılıklı kutuplaşma alanı olmaktan çıkarılmalı. Eğitim bizim milli davamız, milli sorunumuzdur. Hepimizin sorumlulukları var eğitim konusunda" diye konuştu.
Eğitim konusunda siyasal partilerinde, sade vatandaşın da sorumluluğu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, eğitim alanında yapılan çalışmalarda ruhun ve vicdanını rahat olması gerektiğini söyledi. "Eğitim bir ülkenin ortak stratejik alanıdır" diyen Kılıçdaroğlu, bunun demokrasisi gelişmiş tüm ülkeler için geçerli olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, eğitimin "politikacının rahatlıkla at oynattığı bir alan olamayacağını" ifade etti.

-"Temel eğitimi kısaltırsanız çocuklarınızın geleceğin mahvedersiniz"

Kılıçdaroğlu, Hükümetin Türkiye'nin en önemli konusu eğitim sistemini "bir gece yarısı kanun teklifiyle düzenlemeye çalıştığını" ileri sürerek, tartışılmayan, halkın haberdar olmadığı bu teklifin ve yaklaşımın demokrasiye sığmayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, CHP olarak halkın ne istediğini belirlemek üzere bir kamuoyu yoklaması yaptıklarını ve sonuçlarını yarın açıklayacağını da söyledi.
Kılıçdaroğlu, çocuklar arasında hiçbir ayrım yapmadıklarını ve onlara karşı sorumluluklarının bilinci içinde olduklarını da belirtti.
Çağdaş demokrasilerde temel eğitimin çok önemli olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, temel eğitimde herkese iyi yurttaş olmanın öğretildiğini söyledi. Temel eğitim ne kadar güçlü olursa yetiştirilen insanın da o kadar güçlü olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, temel eğitimi bir binanın temeline benzetti. Kılıçdaroğlu, "Temel eğitimi keserseniz, onu kısaltırsanız çocuklarınızın geleceğin mahvedersiniz" dedi.
CHP milletvekillerini zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran, "İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin görüşmeleri sırasındaki mücadeleleri için kutlayan Kılıçdaroğlu, bu teklifin Hükümet Programında, Kalkınma Planlarında, Milli Eğitim Bakanlığı Strateji planınında bulunmadığını, Bakanlar Kurulu kararı da olmadığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu kadar temel bir meselesinin bu yöntemle TBMM'ye gelmesinin doğru olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Böyle bir şeyi şiddetle reddetmeliyiz. Sadece CHP değil, Adalet ve Kalkınma Partisi içindeki vicdanlara sesleniyorum; böyle bir eğitim politikası Türkiye'yi ileriye değil, geriye götürür. Sizler de sorumluluk sahibisiniz, sizin de çocuklarınız var. Benim hiçbir ön yargım yok. Uzlaşma konusunda çağrı yapıyorum, CHP Grubunda bütün Türkiye'nin önünde elimi uzatıyorum, gelin barış içinde, huzur içinde yeni bir yasa yapalım.
Eğitim konusu uzlaşma konusudur. Anayasa konusunda nasıl bir uzlaşma kültürünü geliştirmeye çalışıyorsan eğitim konusununda da elimizi uzatıyoruz. Çatışmanın içine girmek, bir çatışma ortamı yaratmak istemiyoruz. Saygı içinde gelin hep beraber daha çağdaş, daha uygar bir eğitim yasasının temellerini atalım. Parlamentoda el kaldırırken çocuklarımıza karşı sorumluluğun bilinci içinde elimizi kaldıralım." İlköğretime başlama yaşının 5 olarak belirlenmesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, teklifte okul öncesi eğitim ile eğitime başlama yaşının karıştırıldığını, okul öncesi eğitimin yer almadığını öne sürdü.

MESELE iPAD'İ DAĞITMAK DEĞİL ÜRETMEK

CHP olarak hafta sonu konunun uzmanlarını davet ettikleri bir toplantı düzenlediklerini ve teklifi ayrıntılı olarak ele aldıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, uzmanların teklife ilişkin "Bu teklif yasalaşırsa eğitimde Afrika ülkelerinin bile gerisine düşeriz", "kabul edilirse böyle bir yasası olan dünyadaki tek ülke olacağız" değerlendirmelerinde bulunduklarını söyledi. Hükümetin de uzmanları dinleyerek hareket etmiş olmasını dilediklerini, ancak böyle olmadığının görüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, "Herşeyi ben bilirim derseniz kusura bakmayın size batıda derler ki hiçbir şey bilmeyen adam" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in katıldığı bir televizyon programında dünyada "okul öncesi eğitimin önem kazandığı", "eğitim yaşının küçüldüğü" ve "mesleki eğitimin biraz da ötelendiği" şeklinde eğilimler olduğunu anlattığını aktaran Kılıçdaroğlu, ancak teklifin bu eğilimlerin tam tersi olduğunu savundu. Teklifin okul öncesi eğitimi gözardı ettiğini, meslek seçimini küçük yaşlarda gündeme getirdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, eğitimde başarılı ülkelerin bundan çok uzak sistemler geliştirdiğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılın Türkiye'sinin bir eğitim cumhuriyeti olması lazım. Eğitim Cumhuriyeti olacak ki eğitilmiş insanların ülkesi olacak ki Türkiye kendi iç dinamikleriyle kalkınmayı sağlayabilsin. Çocuklara iPad dağıtacağız. Övünüyoruz bununla asıl övünmemiz gereken nokta şu; iPad'i dağıtmak değil, o iPad'i sen Türkiye'de yapabiliyor musun, yapamıyor musun sorun bu işte?" diye konuştu.

BABA KATİLİNDEN MİRAS SAHİBİ OLUNMAZ

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Eğer Erbakan'dan helallik almadıysan Erbakan'ın arkadaşları var, git bari onlardan al. Ama senin yüzün yok, gidip helallik bile isteyemezsin çünkü, sen Erbakan'ı arkadan hançerleyen adamsın. Baba katilinden miras sahibi olunmaz; bunu çok iyi bil" diye seslendi. Kılıçdaroğlu, Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Cezaevi ile ilgili iddialara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Buradaki çocukların da kendilerinin çocukları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suçlu, adam gibi muamele görmek zorunda, o da insandır; ona şiddet, baskı, tecavüz uygulamazsınız. Ona da saygı duyacaksınız. Bu dram 21. yüzyılın Türkiyesine yakışmıyor; ne insanlık ne insan haklarıyla ilgisi var. Hazırlanılan raporun ayrıntılarını burada anlatmaya vicdanım elvermiyor. Oradakilerin onda biri bile gerçekse, AKP ve onun bakanlarının vicdanlarını sorgulamaları lazım. Böyle bir anlayış olabilir mi? Olayın üzerinden 8 ay geçmiş, tık yok. Medya yazıyor, CHP heyet gönderiyor. Bakan da apar topar müfettiş gönderiyor. 8 ay sonra 3 maymunu oynamaktan vazgeçiyor, 4 kişinin görevden uzaklaştırıldığını açıklıyor. 8 ay niye yapmadın, harekete geçmek için CHP'nin gitmesi, medyanın yazması mı gerekiyordu? 8 ayda anlaşılmayan konu 72 saatte anlaşıldı. Arkasını bırakmayacağız, sonuna kadar takip edeceğiz. Özgür basın diyoruz, işte bunun için diyoruz. Özgür basının olmadığı yerde, bu tür insan hakkı ihlalleri medyada yer almaz. Bu olayı 3-5 kişinin sırtına yıkarak kurtulmak da yok. Adalet Bakanı, bu olaylar olduğu süre içinde cezaevlerinin yüzde 110 dolu olduğunu açıklıyor. Bunu da CHP'nin sırtına yıkacaklar ama son on yılda CHP iktidarı yok. Sen bunu yeni mi öğrendin, on yıldır iktidar değil misin, önlemini niye zamanında almadın. Hapishanelerin dolu olduğu ülke, ayıplı ülkedir. İnsanlar boşuna haksızlık, cinayet işlemez. Yaşanan ekonomik tablonun, Türkiye'nin nereye götürdüğünü hapishanelerdeki dolulukla görmen lazım. Diyarbakırlılara sesleniyorum; Başbakan Diyarbakır'a geldi, size modern cezaevi yapacaktı, güvendiniz, AKP'ye oy verdiniz, çok sayıda milletvekili gönderdiniz. Hayırlı olsun yeni cezaeviniz. Cezaevi daha yapılmadı ama modern bir cezaevi yapılacak. Diyarbakır'a fabrikaya gerek yok ki hapishane yaparak da oy topluyor. Diyarbakırlılara sesleniyorum; AKP'ye oy verdiniz size hapishane vaat etti, çocuklarınızın geleceğini bu teklifle elinizden alıyor. Artık uyanın, bakın, gerçeği görün, artık bilin CHP'yi."

Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...