Bakan Pakdemirli: Tedbirleri aldık, gıdada sıkıntı yok

Bakan Pakdemirli: Tedbirleri aldık, gıdada sıkıntı yok

EKONOMİ Haberleri

Bekir Pakdemirli, koronavirüsün dünyada yayılmaya başlaması ile birlikte gıda güvenliği konusunda Türkiye’de herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını, önümüzdeki döneme ilişkin bir sıkıntı yaşanmaması için de bütün tedbirlerin alındığını kaydetti.

YÜCEL KAYAOĞLU

¥ Koronavirüs salgınında bütün dünyada ikinci dalga beklentisi var. Bu nedenle, Türkiye’de kış döneminde herhangi bir gıda sıkıntısı yaşanmaması için tedbir alınıyor mu?
Pandemi süreci, tarım ve gıdanın ülkeler için önemini ve stratejik değerini bir defa daha ortaya koymuştur. Salgının ülkemize olan etkilerini en aza indirecek ve milletimizin gıda ihtiyacını kesintisiz bir şekilde karşılayacak tedbirleri aldık. Karşı karşıya kaldığımız bu zor süreçte çoğu ülke gıdaya erişim konusunda sıkıntılar yaşarken ülke olarak aldığımız tedbirlerle tarımsal üretim ve gıda tedarik zincirinde hiçbir sıkıntı yaşamadık. Bu da kendi kendimize yeterliliğimizin bir göstergesidir. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve ülkemizin arz güvenliğinin korunması için birçok çalışmayı hayata geçirdik, geçirmeye de devam ediyoruz. Önceliğimiz, bitkisel üretimde sürdürülebilirliği temin etmek. Bu doğrultuda yazlık ekiliş programı başlatarak tarım takviminin elverdiği alanlarda üreticilerimize yüzde 75 hibe yoluyla tohum dağıtarak özellikle stratejik öneme sahip ve arz açığı olan ürünlerin ekilişinin yapılmasını sağladık. Kısıtlı zaman içerisinde hareket ederek 350 bin dekar alanda tohumu toprakla buluşturduk. Üreticilerimize buğday, arpa, mercimek, kuru fasulye, mısır, ayçiçeği, çeltik tohum dağıttık. Amacımız ekilmeyen, atıl durumdaki boş arazileri tarımsal üretime kazandırmak. Önümüzdeki dönemde, üreticimizle birlikte ekilebilir arazileri tarıma kazandıracağız, boş alan bırakmaksızın üretimimizi artırmak için yeni projeleri hayata geçirerek hem ülkemizin ihtiyacını karşılayacak hem de ürettiğimiz ürünlerle dünyaya ürün tedarik eden ülke konumuna geleceğiz.

AVRUPA’DA İLK SIRADAYIZ
¥ Salgın nedeniyle, gıda güvenliği milli güvenlik kadar önemli bir hâle geldi. Türkiye gıda güvenliği konusunda hangi noktada?
Türkiye, 23,1 milyon hektar işlenen tarım alanı varlığı ile tarımsal üretimini her yıl artırmaya devam ediyor. Ülkemizde üretilen tarımsal ürünler 83 milyon vatandaşımızın gıda ihtiyacını karşıladığı gibi üstüne de 18 milyara ulaşan gıda ve tarım ürünleri ihracatı yapıyoruz. Tarımsal hasıla bakımından Avrupa’da ilk sıradayız.

STOKÇUYA GÜNLÜK TAKİP
Temel ürünlerde üretim miktarımız yurt içi ihtiyacı karşılayacak düzeydedir. Tarımsal ürünlerdeki stok durumu ve fiyat değişimlerini günlük olarak takip ediyoruz. Birçok ülkede tarım ve gıda sektöründe rafların boşalması, stokların bitmesi, işçi sorunları, üretimin azalması, fiyat artışları gibi sorunlar yaşandı. Ülkemizde ise hızlı müdahaleler ve etkin tedbirlerle, bu süreçte milletimiz en ufak bir gıda endişesi yaşamadı.

HOBİ BAHÇESİ İKAZI
¥ Son dönemde, hobi bahçeleri ile ilgili yapılacak yasal düzenleme konusunda da tartışma yaşanıyor. Bu tartışmalar ile ilgili değerlendirmeniz ne olur?
Tarım arazilerinin bölünmesini önleyen yasal düzenlemelere rağmen, birçok ilimizde hobi bahçeleri adı altında tarım arazilerinin parçalara bölünerek üzerine konutlar yapıldığını görüyoruz. Mevzuatta ve literatürde hobi bahçeleri adı altında bir üretim modeli bulunmuyor. Yapılan bu tür tasarruflar gıda güvenliğimiz açısından bir risktir. Vatandaşlarımız, noter aracılığıyla ve hisseli olarak yapılan bu satışlarda mülkiyet sahibi değildir. Bu uygulama kanunlara uygun olmayan bir faaliyettir.

SAMANDA NET İHRACATÇIYIZ
¥ Muhalefet tarafından sık sık ‘Samanı bile ithal ediyoruz’ eleştirileri yapılıyor. Tarım alanında Türkiye ithalat ağırlıklı bir politika mı izliyor?
2012’nin ikinci yarısından itibaren spekülatif fiyat artışının önüne geçebilmek amacı ile sap, saman ve kuru ot ithalatına izin verilmiştir. Türkiye’nin yıllık olarak hayvancılıkta kullanılan saman miktarı yaklaşık 15 milyon tondur. Ürettiğimiz saman miktarı ise 24 milyon ton. Geçen yıl 14,1 milyon dolar karşılığında 84.497 ton kuru ot, sap ve saman ihracatı gerçekleştirdik. Kuru ot, sap ve saman ithalatımız ise bin 953 ton karşılığında 428 bin dolardır. Bunun içinde samanın miktarı 26 tondur ve parasal karşılığı da 2 bin dolardır. Ülkemiz bu konuda net ihracatçıdır. Buna rağmen samanı bile ithal ediyoruz eleştirileri gerçeği yansıtmıyor.

GIDADA BİLGİ KİRLİLİĞİ ÖNLENECEK
¥ Bakanlık bünyesinde kurulacak bilim kurulunun beslenme uzmanlarına sansür içerdiği iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bakanlık olarak, gıda konusunda temel hedefimiz, tüketici sağlığını en üst düzeyde korumaktır. Ülkemiz gıda güvenilirliği açısından dünyanın en önde gelen ülkelerinden biridir. Gıda güvenliği ve güvenilirliği konularındaki her türlü yapıcı eleştirileri yakından takip ediyoruz. Bilimsellikten uzak kasıt, kötü niyet, sorumsuz, yalan, yanlış beyanlar gıdada bilgi kirliliğinin artıyor ve bu da tüketici sağlığını ve tüketicilerin beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Gıdayla ilgili Meclis gündeminde yer alan teklifte, “Gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda yanıltıcı yayın yapılamaz” hükmü yer alıyor. Bu hüküm fikir özgürlüğüne engel teşkil amacıyla değil tam aksine, bilimsellikten uzak, yalan ve kişisel çıkar uğruna tüketicilerde endişeye sebep olacak durumların önlenmesi amacı taşıyor.

SANSÜR SÖZ KONUSU DEĞİL
Yapılacak düzenleme, her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik oluşturarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar konusuyla ilgili olacak. Bu kapsamda kurulacak olan ve tamamen bilim insanlarından oluşacak Gıda Bilim Kurulu da değerlendirmelerini bilimsellik ışığında yapacak. Dolayısıyla yapılacak düzenleme bir sansür ya da fikir özgürlüğüne karşı atılan bir adım değil, bilimsellikten uzak görüşlerin halkın tüketim tercihini olumsuz etkilemesinin önüne geçmek amacıyla yapılıyor.

ELDE KALAN KURBANLIKLARI ESK ALACAK
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 1,2 milyon büyükbaş ve 3,6 milyon küçükbaş kurbanlık bulunduğunu belirterek, bu yıl da kurbanlıklarını satamayan yetiştiricileri mağdur etmeyeceklerini söyledi. Pakdemirli, yaptığı açıklamada “Pazarda satılamayan hayvanların tamamını, talep etmeleri hâlinde Et ve Süt Kurumu (ESK) eliyle biz alacağız” dedi. Pakdemirli, alım fiyatlarına ilişkin şu bilgileri verdi: Canlı ağırlık tartımlarından yüzde 8 tokluk firesi düşülmesi sonucu 400 kilogram ve üzeri olan besi kondisyonu yüksek erkek kasaplık sığırların canlı alım birim fiyatı 19 lira olacak. Canlı ağırlık tartımlarından yüzde 8 tokluk firesi düşülmesi sonucu 320-399 kilogram arası olan besi kondisyonu yüksek erkek kasaplık sığırların canlı alım birim fiyatı 18 lira olacak. İkinci ve üçüncü kalite dişi kesimlik sığırlar ise canlı olarak alınmayıp kurumumuz mevcut cari alım kriterleri ve fiyatları ile satın alınacak.
Küçükbaşlarda tokluk firesi düşülmeden tokluların canlı kilogram alım fiyatının 17 lira olacağını belirten Bakan Pakdemirli “Koyunlar canlı olarak kilogramı 15 lira, keçiler canlı olarak kilogramı ise 13 lira üzerinden satın alınacaktır” diye konuştu.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...