Üreticiye bir sorduk, bin ah işittik: Kiraz tatlı fatura acı

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Üreticiye bir sorduk, bin ah işittik: Kiraz tatlı fatura acı

Ekonomi Haberleri

Türkiye’nin kiraz ihracatının üçte biri Afyonkarahisar’ın iki küçük ilçesinde yetiştiriliyor. Girdi maliyetleri kıskacındaki üretici, hasat zamanı bir daldaki ürününe bir ihracatçının iki dudağı arasına bakıyor. 1,5 avroya alınan kirazın Avrupa marketlerinde 7 katına satıldığı söyleniyor. İhracatçı ise “Yok öyle bir kâr” diyor, yağışların ürün kalitesini bozduğunu söylüyor.

FATİH SELEK'İN HABERİ - Sultandağlarının beslediği Akşehir ve Eber Gölü havzasında Türkiye’nin en iri, en tatlı kirazları yetiştirilir. Afyonkarahisar’ın Sultandağı ve Çay ilçelerinde üretilen kirazların ekseriyeti yurt dışına satılır. İki küçük ilçede her yıl en az 30 bin ton civarında rekolteye ulaşılıyor. Ülkenin kiraz ihracatının en az üçte biri de buradan karşılanıyor.

ÜRÜN AZALDI KAZANÇ DEĞİŞMEDİ

Yaz aylarında Türkiye’nin meyve ihracatında başı kiraz ve vişne çekiyor. Geçen ay yurt dışına 25 bin 534 ton kiraz ve vişne satıldı. Bu oran, geçen yılın aynı döneminde 40 bin ton civarındaydı. Miktar azaldı ancak döviz kurunun artmasından dolayı kazanç aynı kaldı. İhracatçı, her iki yılın haziran ayında 95 milyon dolarlık ürün sattı.

İhracatçı aynı parayı kazanmış görünüyor.

Ne var ki üretici cephesinde manzara kiraz kadar tatlı değil.

YEDİ KAT KÂR MI OLUR?

Halde 1,5 avroya alınan Türk kirazının, Avrupa marketlerinde 11 avroya rafa konulduğu söyleniyor. Yılın on bir ayı kirazının peşinde koşturan üretici, emeklerinin karşılığını bulmadığından şikâyet ediyor.

Bölgede çok sayıda kişiyle görüştük. Hepsinden aynı yakınmayı duyduk.

Yakasenek köyünden Veysel Şimşek (51) onlardan biri…

“Kendimi bildim bileli kirazın peşindeyim” diyen Şimşek, kiraz üreticisinin hâlini şöyle anlattı:

Kiraz nazlı bir meyve. Sürekli ilgi, bakım ister. Bodursa 7-10 yıl arasında, selvi dediğimiz Ziraat 900 cinsi ise 15 yaşında tam anlamıyla meyve vermeye başlar. Bizde hep “Gelecek yıl diye” beklersiniz. Yılın on bir ayı bahçede mücadele eder, bir ayında toplarız. Kirazda kar yere düşmedikten sonra iş bitmez. Ağaçların budanması, çapalaması, sürülmesi, sulanması, ilaçlanması, toplanması her biri ayrı iş. Gübre, ilaç, mazot  en önemli gider kalemi (fiyatları bir yılda üçe katladı).

Üreticiye bir sorduk, bin ah işittik: Kiraz tatlı fatura acı

BUDAMACININ GÜNLÜĞÜ BİN LİRA

Yılda altı defa sulama yapılıyor. Hâlâ damlamaya geçemedik. Suyun saati 250 lira. Bir dekarlık bahçe bir-bir buçuk saatte sulanır. Her bir su 350 lira civarında tutuyor. Bunu altı defa tekrarlandığında fatura katlanıyor. Biz de masraflardan kısma yoluna gittik. Üç torba gübre atıyorsak 1,5 torbaya çektik.

İşçi maliyeti de önemli bir kalem. Yevmiye ücreti 400 lira. Bu sene budamacının yevmiyesinin 1.000 liradan aşağı olacağını düşünmüyorum. Geçen sene 600 liraydı. Beş altı budamacı dört beş gün budama yapsa 20-25 bin lira civarında masrafı olur (bu, en az 500 kilo birinci kalite kiraz bedeline eşit). Sırf çapa çekerken 5-6 bin liralık mazot yakıyorsunuz. Her ilaç atımında havaya 10 bin lira savuruyorsunuz. Girdi maliyetlerini kazançtan çıkarınca elimize bir şey kalmıyor.

SAPINI KURUTMADAN…

Dekar başına 1 ile 1,5 ton arası kiraz alırsınız. Tabii bakımını muntazam yaparsanız. Sabah gün doğarken bahçeye gider, öğleyin 14.00’te toplamayı bitirirsiniz. Hale malı ne kadar erken teslim ederseniz, albenisi daha güzel olur. Sabah serinliğinde meyve kendinden geçmez.

Gündüz sıcağını yiyince sapları kurumaya başlar ki, bu durum ekonomik değerini düşürür.

Buğdayından kirazına, vişnesinden elmasına kadar ne üretirse üretsin, mahsulünün fiyatını belirleyemeyen tek meslek erbabı çiftçidir.

İşçi kendi yevmiyesini belirler ‘Ben 400 liradan aşağı çalışmam’ der. Akaryakıtçı, gübreci ‘Fiyat şudur, dolar arttı, zam geldi’ der ama çiftçi ‘Malımın fiyatı 60 lira, ver parayı al ürünü’ diyemez.

Dediği zaman ihracatçı firma ‘Kapatıyorum, gidiyorum’ diye rest çeker. Ortada kalırsınız. Yani ihracatçı firmanın iki dudağı arasındayız.

FİYAT İSTİKRARI YOK

Bölgemizde daha önce kooperatifleşme denemelerinde bulunuldu ama yürümedi. Bunu, köylerin tek başına yapması mümkün değil. Valilik eliyle, Tarım Kredi Kooperatifleri organizasyonuyla Afyonkarahisar Kiraz Üreticileri Birliği gibi birlik kurulmasını istiyoruz. Hallerdeki komisyoncuların aradan çıkarılıp tek elde aynı fındık gibi fiyat belirlenebilir.

Kooperatif, kalite ve kalibre ölçümünü yapar, ihracatçı firma ile onlar muhatap olur. En azından hakkaniyetli ve tek tip fiyat belirlenir. Şimdi öyle mi? Her köyde fiyat farklı. Birinde 35 olan diğerinde 45. Bu böyle olmaz ki...

DALDA DURMAZ

Kurban Bayramı’ndan önce ihracatlık kiraz 65 liradan açıldı. Sonra 30-40 liraya kadar düştü. Bu fiyatlarla girdiği kapıdan çıkıyor. Çok ekmek bırakmıyor.

Kiraz, buğday gibi bekleyen bir mahsul değil. Olgunlaştığında toplamamız gerekir.

İlk açılış Bursa Kemalpaşa’da yapılıyor. Sonra Isparta. Ardından burası toplanıyor. İhracatçı Bursa’da ilk ürün olduğu için yüksek fiyattan alıyor, buraya gelene kadar ücret tabana vuruyor. Oralara verdiği yüksek fiyatın zararını buradan çıkarıyor.

Avrupa’da 11 avroya kiraz satıldığını görünce canımız sıkılıyor. Bizde 2 avro bile değil. Biz yurt dışının parasını ülkemize getirirken devlet büyüklerimizin bize sahip çıkmasını bekliyoruz.

Üreticiye bir sorduk, bin ah işittik: Kiraz tatlı fatura acı

ARI GİBİ…

Her köyde küçük de olsa haller var. Buralarda sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hareketlilik başlıyor. Traktörler, patpatlar (su motorundan mütevellit arazi aracı), panelvanlar boş kasa almak için aracıların kapısına yanaşıyor. Bu sırada görülmeye değer bir manzara yaşanıyor.

BİR HASAT BİR TRAKTÖR EDİYORDU

İşçiler kirazları toplarken hemşirelik okuyan evin kızı Havva iri olan kirazların seçimini yapıyor. Bir numara mahsul 40 liraya ihracata gidiyor. Gerisi 12-13 liraya iç piyasaya veriliyor. Ancak onun fiyatı bile market raflarında 70-80 lirayı buluyor. Türetici memnun değil. Üretici de… Üretici Nuray Şimşek “96’da evlendim. O sene hasat ettiğimiz ürünle traktör alıyorduk. Paraları leğenlere koyuyorduk. Hepsi bitti. Maliyet çok arttı. İşçi ile ortak oluyorsun” diye yakınıyor.

İHRACATÇI:YAĞIŞ VURDU

Üreticinin “iki dudakları arasındayız” dediği ihracatçı da şikâyetçi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, bu sene aşırı yağışların kendilerini de mağdur ettiğini söyledi. Uçak şöyle dedi:

Yağmur yüzünden kalite kaybı yaşandı. Kemalpaşa’da üç gün 100 liraya ürün alındı. Dördüncü gün yağmur vurdu ürün çatladı. Fiyat 20 liraya kadar düştü. İzmir Selçuk’ta şeftali hasadı başladı, aynı sorun onda da var. Yaş meyvenin en az yüzde 25’i fireye gidiyor. Üretici fiyatların düşük olmasının sebebini bizden biliyor ama bu algı. Bu sene bir de mantar oldu. Ürünü alıp direkt gönderemiyorsunuz.

Bir ton kiraz, yeri geliyor 700 kiloya kadar düşüyor. Masraf da çok. Şokluyor, soğuk zincire koyuyorsunuz. Makinede boy ve kalibresine göre ayıklıyorsunuz. Kimi ikinci kaliteye ayrılıyor kimi meyve suyuna, bir kısmı da çöpe gidiyor. Ambalajı, firesi, işlemesi, işçilik gideri, nakliyesi, köşebendi, zarfı, paketi derken 40 liraya aldığımız ürüne 40 lira da masraf biniyor. Soğutucu tırı hale gönderme maliyeti 30-40 bin lira.

Ayıklandıktan sonra kiraz 3-3,5 dolar arası satılıyor. Kalitesine göre 4,5 doları bulduğu da oluyor. Yani 1,5 avrodan alıp 11 avroya sattığımız doğru değil. Öyle bir kâr yok. Olsa gece gider çalışırım.

Düzenleyen:  - Ekonomi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...