Hataysporlu Kevin Soni deprem gecesini anlattı: "Beni kurtaran, günün ilk namazını kılmak için sabah 06.40'a kadar beklemek istemem oldu"

Hatayspor'un Kamerunlu forveti Kevin Soni, felaket gecesi yaşadıklarını Fransız basınına anlattı. 24 yaşındaki futbolcu sabah namazı için kalkmasaydı belki de enkaz altında kalacaktı. Soni, "Taş blokları kaldırmaya çalıştık ama ne kadar kaldırmaya çalışsak da başaramadık. Çocukları, kadınları ve yaşlıları kurtarmaya çalıştık. Allah'ın yardımıyla kurtarmayı başardıklarımız da oldu" dedi. Soni'nin anlattıkları şöyle:
Hatayspor'un Kamerunlu forveti Kevin Soni, deprem anında yaşadıklarını anlattı.
KIYAMET KOPUYOR SANDI
"Daha önce hiç yaşamadığım bir acı yaşadım. Gerçekten hiç beklemediğiniz anda yaşadığınız bir olay ve ömür boyu unutamayacağınız bir durum. Deprem anında dünyanın sonu bu dedim. Yanımda insanların öldüğünü gördüm, travma geçirdim. Tüm hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Bu anlarda her şeyin boş olduğunu anlıyorsunuz. Her şeyin gerçek olması dışında Netflix filmi gibi bir olayın içindeydik."
ÇIKTIKLARI BİNA ÇÖKTÜ
"Maç oynadık, maçtan sonra eve gittim, kuzenlerimle oturuyordum ve Play Station oynuyorduk. Sabaha karşı 4-5 civarlarında yer sallanmaya başladı. O sırada kuzenlerime sakin olmasını söyledim. Tavan ve duvarlar üzerime yıkılmaya başlayınca merdivene doğru koşmaya başladık. Pasaportlarımızı ve telefonlarımızı alacak vaktimiz vardı. Bunu düşünecek vaktim nasıl oldu bilemiyorum. Her şey çökmeden binadan çıkacak kadar şanslıydık. Bir hafta önce böyle bir şey yaşayacağımı söyleseydiniz size imkansız olduğunu söylerdim."
7. KATTAN ATLAYACAKTI
"Resmen dünyanın sallandığını hissettim. Dışarıda da kuvvetli bir rüzgar olmalı diye düşündüm. Sarsıntıların güçlü olduğunu ve yerin ikiye ayrılmaya başladığını görünce bunu ciddi bir olay olduğunu gördüm. İlk önce pencereden atlamak istedim ama 7. katta olduğumuzu hatırlayınca ayağımı kıracağım ve bir daha futbol oynayamayacağım aklıma geldi. Bu yüzden merdivenlere yöneldim."
"YER YARILDI İÇİNE GİRDİK!"
"Yanında insanların öldüğünü görünce sıranın sana geleceğini düşünüyor insan. Bina üzerimize yıkılıyordu gerçekten şanslıydık çünkü çökmeden biraz önce oradan çıkabildik. Kendi kendime şehirden çıkmayı başarabilirsek bunu sağlayacağına inandım. Zemin her an kırılabilir diye düşünürken kırıldı, dünyanın derinliklerinde ne olduğunu hep düşünürdüm ve gördüm! Her yer siyah, aşağıda hiçbir şey yok. Ne olduğunu bilmiyorum ama her yer simsiyahtı."
"MÜSLÜMANIM VE DİNDARIM"
"Ben bir Müslümanım ve çok dindarım. Beni kurtaran, günün ilk namazını kılmak için sabah 06.40'a kadar beklemek istemem oldu. Bu yüzden uyuyamadım. Eğer uyusaydım evdeki her şeyin nasıl yerle bir olduğunu görseydim kesinlikle öleceğimi söyleyebilirim. Düşünsenize, 17 katlı bir binadasınız ve düşen taşlar çok büyük. Uyusaydım sanırım ölecektim."
CHRİSTİAN ATSU'YLA SON KONUŞAN KİŞİ
"Olay olmadan önce Christian Atsu'yla telefonda görüşüyordum. Pazar günü bir frikik golü atmıştı, ona iyi oynadığını söyleyerek maçını beğendiğimi söyledim. Birlikte oynayabilmek için bir an önce zamanın geçmesini istediğimi söyledim. Onunla son konuşmam olduğunu bilmiyordum. Kesinlikle onunla telefonda son konuşan kişi benim. Bana arkadaşımın ölmüş olabileceği söylendi, bu bile insanı çıldırtmaya yeter. Umarım onu sağ salim buluruz. Her gün Atsu için dua ediyorum. Atsu'nun bulunduğuna dair çıkan haberler yalan. Bulunduysa neden bizimle birlikte uçakta değildi. Umarım onu buluruz."
"ALLAH'IN YARDIMIYLA KURTARDIK"
"Asla güvende değiliz. İstanbul'a gelince biraz rahatladım ama bunun olmayacağı bir yer yok. Fransa'da Çin'de İngiltere'de her yerde deprem olabilir ve asla hiçbir yerde güvende değiliz. Biz çıktıktan sonra elimizden gelen yardımı insanları kurtarmak için yaptık. Çocuklarıyla evlerine kısılı kalan insanlar gördüm. Taş blokları kaldırmaya çalıştık ama ne kadar kaldırmaya çalışsak da başaramadık. Çocukları, kadınları ve yaşlıları kurtarmaya çalıştık. Allah sayesinde kurtarmayı başardıklarımız da oldu. Şimdi buradan sürekli deprem bölgesine maddi yardım yapıyoruz. Çünkü orada insanların hiçbir şeyi olmadığını biliyoruz."