Başbakanın değişmesi Türkiye siyasetinde makas değiştirme anlamı taşımıyor. Her şey açık ve şeffaf, kamuoyu önünde yaşanıyor. Kimsenin olanlar hakkında mağdur üreten muhalefeti ikna mecburiyeti olmasa da dışarıdan kriz pazarlayanlar bazen kendi gündemlerini siyaset borsasına taşımayı başarıyor.
Bir yerde sıkıntı varsa bu karşılanması gereken bir ihtiyaç anlamına gelir ve girişimciler için fırsat demektir. Aynı şey siyaset yapanlar için de geçerli. Bu pencereden bakınca Türkiye fırsat bolluğuna sahip. Büyümenin getirdiği sıkıntılar, siyaset yapısının bunu taşıyamaması, anayasal kurumların değişime karşı gösterdiği direnç, dünyadaki hızlı değişimin Türkiye’yi zorlaması, ekonomik frenlemeler, AB ilişkileri, Güneydoğuda devam eden hengâme gibi liste uzar gider.
Burada üzerinde durmak istediğimiz seçmen tabanı nezdinde sürekli itibar kaybeden muhalefetin ve yandaşlarının bekleyen sorunlara çözüm üretmek yerine ayakta kalmak için iktidar partisinin ayağının takılmasını beklemesi. İktidar partisi bundan yani muhalefetin beceriksizliğinden beslenmiyor ama muhalefet AK Parti içinde muhtemel bir iç hesaplaşmadan patırtı çıkar umudu ile ayakta durmaya çalışıyor.
AK Parti bu süreci rahatlıkla aşacak siyasi tecrübeye sahiptir. Geleneksel siyasetimizde alışıldığı üzere Başbakanın değişmesi iktidarın değişmesi anlamını taşımıyor ama bunu muhalefete ve etrafındaki fikir fukaralarına anlatmak hem zor hem lüzumsuz.
En çıkar yol bunları görmezden gelmek.
Einstein “Bir ön yargıyı değiştirmek atomu parçalamaktan daha zor” demiş ya, bunun en güzel misali bizdeki muhalefettir. Hayata bakışlarını, değiştirmek yerine dikildikleri statüko toprağında kurumayı yeğliyorlar.
Bunların bir yanlışını düzeltmeye kalkanın bunlar on doğrusunu ifsat eder.
“Ya değiş ya öl” diye yönetim gurularının son yıllardaki sloganıydı ve iş dünyası için bu slogan kolay anlaşılabilir bir şeydir. Siyasette ise son on yıllık muhalefet performansı bunun açık örneği oldu.
Şimdiki beklentileri sosyal medya saldırıları ile fidelemeye çalıştıkları fitne AK Parti kongresi ve genel başkanlık değişimi üzerinden prim yapmak. GENAR Araştırma Şirketi Genel Müdürü İhsan Aktaş, başka partilerde olsa kıyamet koparacak bu değişimin AK Parti teşkilatlarında ve seçmen tabanında rahatsızlık vermemesini Sayın Cumhurbaşkanı’nın vatandaş ile kurduğu güçlü ilişkiden kaynaklandığını, attığı adımların partiye, sokağa ve seçmene makul geldiğini belirtmiş.
Sayın Cumhurbaşkanı hakkında toplumda oluşan bu kanaat kendiliğinden ve kolay ortaya çıkmış değildir. Zaman içinde oluşmuş ciddi bir birikim, alın teri ve emek var. Toplumla olan güçlü ilişki ise onların değer yargıları ve hafızasını siyasi referans olarak kullanmaktan değil gönülden bir inanmışlıktan kaynaklanıyor.
Ve toplum “mış” gibi yapanlarla gerçekten yaşayanları ayırt ediyor.
Hiç kimse inanmadığı bir şeye yüzüne maske takarak muhataplarını ikna edemez. İnsanlar dilden söylenen ile gönülden söylenenleri çok kolay fark ediyor. Onun için aynı sloganla milletin karşısına çıksalar da aldıkları sonuçlar farklı oluyor.
Hep söylediğimiz Türkiye küçük bir akvaryumdaki büyümek isteyen balık misali başını camdan duvarlara vurup duruyor. Yaşananlar akvaryumu büyütmek isteyenler ile balığı küçültmek isteyenlerin mücadelesidir.
Herkes hak ettiği yerde duruyor; iktidar da muhalefet de…