“Terörist evi”

A -
A +
“Gece yarısından sonra keskin bir koku geliyordu, çok acayip, kimyasal bir koku. Şikâyet için muhtara gittim, beni belediyeye gönderdi. Belediyede kime şikâyet edeceğim? Muhtara kaç defa yalvardım. ‘Kimin oturduğunu tespit ediyor musunuz’ dedim. ‘Biz biliyoruz her şeyi’ dedi. Son gece tık tık tık ses geliyordu. Demek ki o gece onları doldurdular. Patlamadan sonra polisler geldi, kendi çocuklarım diye korktum. ‘Yok, teyze korkma, aşağıdakiler bombacı’ deyince ben bittim. Meğer bombanın üzerinde oturuyormuşum...” 
41 yıldır oturduğu binada alt kattaki yeni kiracının daireyi "hücre evi"ne çeviren terörist olduğunu öğrenince şoka giren kadın bunları paylaşmıştı. Mahalle muhtarı ise, teröristlerin kaldığı evin kendi kayıtlarında boş olarak göründüğünü söyleyerek “Bana şikâyet için gelenleri Belediyeye, Kaymakamlığa yönlendiriyorum. Benim denetleme durumum olamaz. Ancak o evin bir kontratı varsa, kiralayan yabancının oturum izni olması gerekir” diyor. Yaşlı kadının ve kimsenin fark etmediği alt kat komşuları Özbek, Rus ve Kırgız vatandaşı 3 canlı bomba, 28 Haziran 2016 akşamı Fatih Vatan Caddesi Şair Fuzuli Sokak girişinden, saat 21.00 sıralarında bir taksiye binerek İstanbul Atatürk Havalimanı'nda terör saldırısını gerçekleştiriyor. Dış Hatlar Terminali'nde çevreye ateş açıp, ardından da üzerlerindeki bombaları patlatan teröristlerin saldırısında 42 kişi hayatını kaybederken, 239 kişi yaralanmıştı.
Terör ve suç olaylarında faillerin aylıktan günlüğe kadar düşen sürelerde böylesine rahat kiralık evlerde barınması kiralık evlerde ikamet edenlerle ilgili ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Evlerin denetimsiz biçimde kiraya verilmesi sonucu olaylar yaşandıkça tartışmalara yol açsa da Belediye ve Emniyet birimlerinin işini kolaylaştıracak yasal bir düzenleme hâlâ gündemde değil.
Bazen “önemli işlere öncelik” kuralı en hayati alanlarda işlemiyor. Hayatımız, ev yanarken bahçe duvarlarını boyamakla geçiyor. Sonra ateş düşünce her kafadan bir ses çıkıyor, tartışmalar bitip zaman geçip sinirler yatışınca her şey unutuluyor.
Önceki gün evin bahçesinde komşuya zarar vermeye başlayan çam ağacının kesilmesine izin almak için yaptığım başvuruya dikkat çekici bir cevap geldi. Kurumdan dilekçeye eklenmek üzere istenen belgeler, “Kimlik fotokopisi, tapu fotokopisi, kadastro müdürlüğünden tapu çapı, kadastro müdürlüğünden tapu sınır köşe noktalarının koordinatlarını gösteren kroki, müracaatçı vekil ise vekâletname ve tapu müdürlüğünden tapu üzerinde haciz ve tedbir yok ibareli tapu kayıt örneği...” Bir çam için gösterilen bu hassasiyet keşke bir apartmanı, sokağı, hatta şehri emanet ettiğimiz insanlar için de gösterilmiş olsaydı.
Medyada yer alan haberlere göre giderek yaygınlaşan hele günlük kiralık evler için herhangi bir yasal prosedür olmadığını söyleyen bazı ev sahipleri “sadece hangi tarihte ve kaç kişi kalacağınızı söylemeniz yeterli, adınızı bile söylemeyin isterseniz. Ödemeyi nakit veya kartla yapabilirsiniz” diyormuş.
“Bir musibet bin nasihatten evladır” sözü gereği anlaşılıyor ki bu işin bir direğe bağlanması için yaşadıklarımız yetmedi. Allah beterinden saklasın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.