Bozkır’ın uluları: Beket Ata, Şopan Ata…

A -
A +

Kazakistan’ın Mangıstau eyaletindeki ziyaretimin en anlamlı günü idi.

 

Bu seyahatimi, maneviyat ile taçlandırmak istiyorum. Yanımda bulanan kızım Bengisu ve Oğlum Mehmet Kağan’a ata topraklarının manevi çehresini de göstermek istiyorum.  

 

Seher vaktinde iki minibüsle yola düşüyoruz. Ulu bozkıra yağmur yağıyor. Şoförümüz ve mihmandarımız Onaybek Ağa dışında herkes kadın. Onaybek ağabeye çocuklarım hayran oluyorlar. Dindar birisi, bizlere bölgenin maneviyatında rol oynayan Allah dostlarından bahsediyor. Yolculuğa başlamadan önce dualar ediyor, kılık kıyafetlerimizin uygun olması gereğinden söz ediyor. Uzun etek veya pardösü giymemizi, başörtüsü takmamız gerektiğini anlatıyor. Elinde bir poşet başörtüsü var. Ben hazırlıklıyım, zaten önceki gün bir beyaz başörtü (ak oramal) bana da hediye edildi.

 

Kağan’a gâh Rusça, gâh Kazak Türkçesiyle, ara ara Türkiye Türkçesiyle bölgede 360 Allah dostunun türbesinin bulunduğunu anlatıyor Onaybek Ağa. Üniversiteyi Çin’de okumuş, hacca gitmiş, Mangıstau’nun tanınan iş adamlarından ve önderlerinden birisi. Yesevi Ata’dan başlayıp bütün Türk İslam büyüklerini sıra sıra anlatıyor. Yolumuz uzun, yaklaşık 350 km yol yapacağız...  

 

Araçta bir de Tatyana adında Ermeni asıllı bir hanımefendi var. Güleç yüzlü, sempatik, misafirperver. Bizlerle yakından ilgileniyor. Başörtüsünü takmış, uzun pardösüsünü giyinmiş. Bu ziyarete yaşlı annesini de alıp getirmiş!

 

Uçsuz bucaksız bozkırda ilerlerken önce kilometrelerce süren petrol kuyularını seyrediyorum. Yer altı kaynakları bakımından çok zengin bir bölge. Ardından deve sürüleri, yılkılar, büyükbaş hayvanlar, koyunlar otlakların arasında geziniyorlar. Hayvancılığın gelişmiş olduğunu anlıyorum. Ne kadar farklı deve çeşidi var? Çift hörgüçlü olanlar, olmayanlar… Bu develerin sütü çok yararlı. Çoğunlukla “şubat” dedikleri ayran ve süt karışımı bir tatta içecek yapılıyor.

 

Önce Şopan Ata’nın türbesine gidiyoruz.

 

Şopan Ata, Kazak Türkleri arasında saygı duyulan bir evliya… Kazakistan’ın Mangışlak bölgesinde yaşamış olan Şopan Ata, özellikle dinî ve manevi öğretileriyle tanınır. Beket Ata ile bölgenin en önemli manevi figürlerinden biri olarak kabul edilir.

 

Şopan Ata’nın doğum tarihi ve yeri hakkında bilgiler sınırlı ancak 13. yüzyılda veya daha erken dönemde Mangışlak bölgesinde yaşadığı rivayet edilir. Kazak Türklerinin Nogay koluna mensup olduğu düşünülür. Asıl adı genellikle “Şopan” ya da “Şopankul” olarak anılır.

 

Şopan Ata, genç yaşta dinî eğitim almış ve tasavvuf yoluna girmiş Nakşibendi tarikatına bağlı bir mutasavvıf. Hakkında yazılanlara baktığımızda Hoca Ahmed Yesevi’nin öğretilerinden etkilendiği ve onun manevi mirasını devam ettirdiğini anlıyoruz...

 

Şopan Ata’dan sonra bir buçuk saat uzaklıktaki Beket Ata türbesine varıyoruz.

 

Beket Ata, Kazak Türkleri arasında önemli bir evliya, bilge ve manevi lider olarak kabul edilen tarihi bir şahsiyet. 18. yüzyılda yaşamış olan Beket Ata, Hive’deki medreselerde öğrenim görmüştür. Hive, o dönemde Orta Asya’nın en önemli ilim merkezlerinden biriydi.

 

Beket Ata’nın türbesi, kayalara oyulmuş bir mağara camisi olarak dikkat çeker ve mimari açıdan sade ama manevi açıdan etkileyici bir yapıdır. Buraya ulaşmak için derin bir vadiye yüzlerce basamaktan oluşan bir yoldan iniyorsunuz. Bu noktaya başka türlü inmek mümkün değil!

 

Hasılı ata toprağında manevi yolculuğumuzu tamamlayıp dönüyoruz. Ulu bozkırda yeniden hatırlamanın, uyanmanın ve kadim duyguları yaşamanın sırrına eren çocuklarım hayatlarının en güzel gününü yaşadıklarını söylüyorlar…

 

Bu duyguları unutan herkese tavsiyemdir...

 

 

 

 

 

Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.